7; kalbini onarıyorum

1.7K 227 104
                                    

Sabah dışarıdan gelen panikli bağırışmalar yüzünden uyanmıştım. İlk başta bir olay olduğunu sanarak hızla aşağıya inmiştim fakat her şey normaldi.

Öyle ki sakince kahvaltısını yapan Taehyung, annesinin şimdiden hazırlıkları başlattığını söylemişti.

Şimdi ise balkonda oturmuş, panikle etrafa koşuşturan hizmetlileri izliyordum. Ailem için büyük bir hazırlık yapılıyordu. Bahçe çoktan süslenmişti ve oturma düzenimiz ayarlanmıştı. Bu kadar şeye gerek bile yoktu ama Taehyung'un ailesi bu tarz şeylere önem veren insanlardı.

Hayatlarında yılda bir kez görüp karşılaşmayacakları insanlar için bile büyük hazırlık yapıyorlarken, ailem için bu kadar şey yapmalarına şaşırmamalıydım.

Taehyung'un annesi bahçeyi kontrol ederken, bakışları beni buldu ve gülümseyerek elini salladı. "Ah, Jungkook! Sence nasıl oldu, eksik bir şey var mı?" diyerek seslendi bana.

"Gayet güzel anne. Siz de daha fazla uğraşıp yorulmayın lütfen."

Ufak bir iç çekti heyecanla. "Dünürlerimi en iyi şekilde misafirlemek istiyorum. Akşam Taehyung ile uygun giyinin, olur mu?"

Gülümseyerek başımı salladım. O, tekrar hizmetlilere emirler vermeye başladığında, Taehyung yanıma gelip bahçeye göz attı.

"Gerçekten saatlerdir uğraşıyor." diye mırıldandığında omuz silktim.

"Buna değmeyecek."

Vücudunu bana doğru çevirdi. "Ailen huzursuzluk çıkarmayacak Jungkook. Bence iyi bile geçecek."

"Sana söylemesi kolay tabi. Seni öz oğlu gibi seviyor." derken güldüm hafifçe.

"İkimiz için geliyorlar."

Bakışlarımı ona çevirip başımı sağa sola salladım. "Birbirimizi kandırmayalım Taehyung. Bu gece sizi ne kadar yücelteceklerse, beni de bir o kadar yerin dibine sokacaklar."

Maalesef böyle bir aileye sahiptim. Düğün günü ben odamda hazırlanırken, odaya bir anda dalıp bir sürü hakaret etmişlerdi bana ve Taehyung'la evlilik yeminlerimizi ağlayarak etmek zorunda kalmıştım. En kötü anılarım, tamamen ailemden oluşuyordu.

"Üstüne gelirlerse araya gireceğim, tamam mı? Seni üzemezler Jungkook."

"Ailemi az buçuk biliyorsun artık." diye mırıldandığımda karşıma geçti ve şefkatle gülümsedi.

"Evet ama sen artık onları oğlu Jeon Jungkook değil, benim eşim Kim Jungkook'sun."

Destek verircesine elini omzuma attığında, gülümseyerek baktım ona. Bu yönünü seviyordum. Gerçekten evlendiğimiz günden beri arkamda durup beni koruyor, ailemi susturmasını çok iyi biliyordu.

Eh, yurtdışına gittiği zamanlar beni onların yanına bırakmasını saymazsam tabi.

"Ben geldiğimden beri okula gidemedin hiç. Devamsızlığın sınırda olmalı."

Hafifçe omuz silktim. "Jimin ve Yoongi benim yerime imza atıyor. Bir sıkıntı yok şu anlık."

"Hocaların seni tanıyor ve sınıftaki yokluğunu fark edebilirler. Devamsızlıktan kalacak gibi olursan beni haber et."

"Olur." diye mırıldandım ve bakışlarımı bahçeye çevirdim.

Okul düşüneceğim son şey bile değildi şu anda. Bu akşamı düşünmeden edemiyordum. Ailemin bana karşı nasıl tutum alacağını yada en kötü ne yaşayabileceğimi düşünüp duruyordum.

"Birkaç gün sonra evliliğimizin altıncı ayına gireceğiz."

Şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım. "O kadar olmuş mu?" diye sorduktan sonra sırıttım. "Evlendiğimizden beri yanımda maksimum bir ay kadar kaldığın için daha yeni evlendiğimizi düşünüyordum."

Vernem Nidahen | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin