selam, kim ailesini özledik mi? eh, hadi kaldığımız yerden devam o zaman.
yorum ve oy atmayanlar sınıf grubuna yanlışlıkla ifşalarını atıyorlarmış.
•••
Panik içindeydim.
Dakikalardır çığlık ata ata ağlayan bebeğimi kucağımda sakinleştirmeye çalışırken, ne yapacağımı bilemez bir şekilde etrafımda dönüyordum. Neyi vardı bilmiyordum. Karnı toktu, bezi temizdi, gazı da yoktu. Bir anda ağlamaya başlamıştı ve susturamıyordum.
Gözyaşları durmadan akarken, kendi dolu gözlerimi üst üste kırpıştırdım. Onunla beraber ağladığımı gördükçe daha çok ağlıyordu.
Boştaki elimle tuttuğum telefonumu kaldırıp tekrar Taehyung'u aradım. Üst üste aramama rağmen asla cevap vermiyordu ve bu beni daha da panikleştiriyordu. Hangi cehennemdeydi bilmiyordum ama şu an tek başıma olmamalıydım. Belki o olsa bebeğimizin sorununun ne olduğunu anlardı.
Arama kendi kendine tekrar kapandığında, çaresizce koltuğa oturdum. Jimin ve Yoongi yoldaydı ama içim hiç rahat değildi. Kendimi berbat hissediyordum.
Öyle çaresizdim ki, annemi bile aramayı düşünmüştüm. Fakat bana yardım etmek yerine aşağılayıcı sözlerini sıralayacağı için anında vazgeçmiştim bu fikirden. Taehyung'un annesini de aramak istemiyordum.
Kapı zili çaldığında anında ayağa kalktım ve koşar adımlarla kapıya ulaşıp açtım. Jimin ve Yoongi nefes nefese içeri girip halime baktıkları an yüz ifadeleri değişmişti. Jimin bebeği kucağımdan alırken, Yoongi de kollarını bana sararak tekrar koltuğa oturmamı sağladı.
"Bebekten daha beter haldesin. Sakinleş biraz." dedi Yoongi.
Başımı sağa sola sallarken, zorla tuttuğum gözyaşlarım akmaya başladı. "Çok ağladı. Her şeyini de kontrol ettim, neyi olabilir?" diye sordum ağlayarak.
Jimin usulca Aera'yı kucağında sallarken, masanın üzerinde duran küçük biberonu aldı ve suyu ağzına tuttu. Aera biraz suyu içip tekrar ağlamaya devam ettiğinde, iç çektim. Çığlıkları canımı alıyordu sanki.
"Hasta olmasın?" diye sordu Yoongi.
"Değil. Diyorum ya her şeyini kontrol ettim."
Jimin bakışlarını etrafta gezdirdi. "Taehyung nerede?"
İkisinin de bakışları bana dönerken, gözyaşlarımı sildim ve güldüm hafifçe. "Bilmem. Telefonlarımı açmadı."
"Yine eski haline döndüyse sikerim ben bu adamı." dedi Yoongi kaşlarını çatarak.
Dudaklarım hafifçe büküldü. Öyle olmamasını umuyordum ama bugün onu hiç görmemiştim. Sabah tek başıma uyanmıştım ve Taehyung'un masanın üzerine bıraktığı işe gidip geleceğini söyleyen bir notunu bulmuştum sadece.
Bakışlarımı iç çekerek Aera'ya çevirdim. Çığlık atmaktan yorulsa gerek artık sesi çıkmıyordu ama sessizce ağladığını görebiliyordum.
Yerimden kalkıp Jimin'in kucağından onu aldım ve hafifçe sallayarak onu gezdirmeye başladım. Sorunu neydi hiçbir fikrim yoktu ama iyi olması için her şeyi yapacaktım. Babası bendim onun. Her fırsatta arkadaşlarımı çağırıp bebeğimi onların kucağına atamazdım ya.
"Aç mısınız?" diye sordum yorgun bir sesle.
"Aera iyi olsun bi. Sonra hep beraber bir şeyler hazırlayıp yeriz."
Başımı sallayarak Yoongi'yi onayladım ve bakışlarımı kucağımdaki ufaklığa çevirdim. Gözyaşlarıyla ıslanan yanaklarına öpücükler bırakarak onu iyi hissettirmeye çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vernem Nidahen | Taekook
Teen Fictionöldürüyorsun beni, öyle iyisin ki bana. ➵ kim ailesi.