Four'🐯

1.5K 137 17
                                    

Sizlere en engin okumlar diliyorum..

"Sen ne dediğinin farkında mısın? Evim de nasıl kaçak bir hayvan alabilirim! Bu hem yasal değil hem de hayvan kanunlarına aykırı, Taehyung!"

Taehyung gözlerini kısarak, "Tıck tıck, hayvan olduğumu mu iddia ediyorsun? Ben hayvan değilim, insanım."

Oturduğum yerden kalktım. Onu arkamda bıraktım ve söylenerek mutfağa doğru yürümeye başladım.

"Gerçekten artık delirdiğimi hissediyorum! Evime kaplan mıdır, insan mıdır belirsiz bir varlık geliyor ve bana ev arkadaşlığı teklifi ediyor! Namjoon hyung ve Jin hyung duysa kesin beni akıl hastanesine kapatırlar!"

Oflayarak mutfağa girdiğimde masanın üstünde gördüğüm boş kap ile olduğum yerde kaldım. Bu annemin Busan'dan benim için yapıp gönderdiği gimbaplar artık yoktu! Sinirle ellerimi yumruk yaparak arkamı döndüğümde koşarak salona girdim. L koltuğun üzerine biraz daha yayılmış evi inceliyordu. Koltuğun diğer ucundan üzerine doğru atladığımda şaşkınca yüzüme bakıyordu. Ellerimi yumuşak siyah saçlarına geçirerek acımasızca çekmeye başladım.

"Seni lanet kaplan demek ki annemin gönderdiği gimbapları sen yedin!"

Uzun ellerini bileğime sararak, saçlarını ellerimden ayırmaya çalışıyordu.

"Hey! Dur! Ben nereden bileyim annenin gönderdiğini!"

Sonunda saçlarını ellerimden kurtararak bileklerimi sıkıca tutmaya başladı. Bileklerimi kendime doğru çekerek ellerinden kurtulmaya çalıştım altımdaki organa sürtündügümü fark etmeden.

"Bırak sana! Kaplan bozuntusu bırak!"

Taehyung yüzünde ki hafif bir gülümseme ile, "Ee, kararın nedir tavşancık?" diye sordu.

Ev arkadaşlığından bahsediyordu. Biraz düşündükten sonra aslında evimde bana eşlik edecek birisinin olması iyi gelecek olsa da karşımdaki bir kaplandı. Bakışlarımı yüzüne çıkardığım da sarı gözleri ile benden bir cevap bekliyordu. Derin nefes alarak başımı aşağı yukarı salladım.

"Kabul ediyorum ama şartlarım var."

Alt dudağını dişleri ile ezerek, "Ne şartı?" diye sordu.

Omuzlarımı aşağı yukarı indirdim.

"Basit bir şey. Kaplan olunca beni yemeyeceksin."

Yüzündeki ciddiyet silinerek kahkahalar atmaya başladı. Gözlerinden akan yaşı elinin tersi ile silerek bana baktı.

"Tamam seni yemem."

"Pekâlâ, yeni evine hoş geldin arkadaşım!"

Heyecanla hafifçe zıpladığımda ağzından inleme çıktı.

"Hoşbuldum. Sen de yeni koltuğuna hoş geldin."

Dediğini daha yeni anlamıştım. Tanrım! ben hâlâ onun kucağındaydım! Hızla kendimi yana doğru atarak kızaran yanaklarımı gizlemek için başımı başka bir tarafa çevirdim. Onun güldüğünü duyduğumda her ne kadar sinirlensem de gözlerim duvardaki saate kaydı. Saat öğlen 1'e geliyordu ve ben pastaneyi açmayı unutmuştum. Hızla yerimden kalkarak odama doğru koştum.

Her ne kadar duş almak istesem de zamanımın olamadığını bildiğimden direkt kıyafet dolabımdan kıyafetlerimi aldım.

Fıstık yeşil bir kazak giyinerek altıma da beyaz pantolonumu giyindim. Hemen aynanın önünde lip balm sürerek saçlarıma da düzleştirici ile şekil vererek telefonumu da komidinin üzerinden alarak odamdan çıktım.

Like a Tiger || TaeKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin