Bilincim yeniden bedensiz olan ruhumda uyandı . Gözlerim yavaş yavaş açılmaya ve yatan pozisyonda duran ruhum ayağa kalkmaya başladı . Bu gibi hareketler gerçekleşirken zihnim berraklaşmaya ve bayılmadan önceki yaşanılan anıları hatırlamama yardımcı oldu . Bir anda ani bir hareketle ayağı kalktım , yüzümde ise tebessüm vardı . Sistemi açtım ve su büyüsü seviye 1'i karşımda görünce yüzümdeki oluşan tebessüm kahkahaya dönüştü . Hemen hafif adımlar kullanarak bulunduğum ortamdan ani bir hızla kimsenin olmadığı bir ortama yöneldim . Yeniden çalışmanın zamanı gelmişti ...
Neler olduğu hakkında pek bir fikrim olmamasına rağmen uyandığımda gücümün artık olmadığını fark ettim . Bu tiksinç bir duyguydu . Neden artık yoktu , neden kaybolmuştu , böyle düşünceler içimi kemirirken karşımda uyuyan adamı gördüm . Bu kayboluşun ardındaki sebep o olmalıydı yoksa sadece tesadüf müydü , bir tesadüf için bu kadarı da fazlaydı ama olma ihtimali de yok değildi , yine binbir türlü düşünce ruhumu istila ederken bir anda karşımda uyuyan adamın hareketlenme yaşadığını fark ettim . Neyse ona sorarım sonra da mimiklerinden yalan söyleyip söylemediğini anlamaya çalışırım , ya güçlerimi alan oysa ne yapacağım , karşımdaki adam deli gibi kahkaha atarken hala düşüncelerim beni serbest bırakmamıştı . Hadi bakalım dedim ve tüm cesaretimi topladıktan sonra tam bir şey söylemek üzereydim ki adam bir anda kayboldu . Şaşkın bir şekilde etrafıma bakındım ama görünürde deli edici beyazdan başka bir şey yoktu . Düşüncelerim bana yön vermeyi denerken şaşkın ve hüzünlü bir şekilde kalakaldım ...
Çalışmam kısa bir süre sonra durmak zorunda kaldı . Büyü gücüm bitmiş ve eli boş kalmıştım . Bu boşluğu işe yaramasa bile meditasyona harcadım ve kendimi zamanın akışına bıraktım ...
Zaman akarken Baha durmadan meditasyon yapıyor ve büyü gücü dolunca da hepsini bir çırpıda tüketiyordu . Bu sıkıcı rutini durmadan günler , aylar , yıllar boyunca yapabilmek ondan başka kimsenin yapabileceği bir şey değildi . Baha bu rutini devam ettirirken insanlar yavaş yavaş kayboluyor, beyazlıkta kalan insanların sayısı günlerin geçmesiyle git gide azalıyor ve kalan insanlarda panik içerisinde kaybolan insanlara ne olduğunu düşünüyorlardı...
Aradan uzun bir zaman geçti . Bu zaman aralığında beyazlıkta kalan insan sayısı 10.000'den daha az bir sayıya düşerken , Baha halen rutinine devam ediyordu . İnsanlar bir yerde toplanmış bu yok oluşa karşı bir çare arıyordu ama nafile , insanlar birden bire gözlerinin önünde hiçliğe dönüyordu ...
Beyazlıkta kalan insan sayısı 1000'den daha az bir sayıdaydı artık . Kimisi kabullenmişti kaderini kimisi ise beyhude bir çaba içerisinde direniyordu . Baha ise bu sırada su büyüsünün bütün varyasyonlarını son seviyeye çıkarmanın peşindeydi .
Su büyümü , buz büyümü ve su manipülasyonunu son seviyeye çıkarmış iyileştirme büyüsünü boş yerine kullanarak maksimum seviyeye çıkarmaya çabalıyordum ama bir yandan da hiç son seviyeye yükselmemesini istiyordum çünkü o giderse yine elim boş kalacaktı . Mutluydum , büyüleri kullanmaktan , seviyesini atlatmaktan ve yalnızlıktan . Meditasyon yapmayı da seviyordum , son zamanlarda meditasyon yaparken garip hissetsem de . Garip derken nasıl desem ruhum parçalara ayrılacakmış gibi acı çekiyordu . Bu acı olmasına rağmen devam etmemin iki sebebi vardı ; biri kurduğum düzenim biri de ölmeyi ummamdı ...
İyileştirme gücüm daha son seviye olmasa da aradan geçen zaman ruhumu yavaş yavaş değiştirmişti . Her meditasyon daha fazla sancıya sebep olurken şu anki meditasyon sırasında çektiğim acı dayanılmaz bir acıya dönüşmüştü . Acıya direnmeye çabalasam da direnmek hiç kolay değildi ve bir süre sonra kaybetmemden dolayı ruhum yere düşmüştü ...
Acıya direnmeye çabalasam da , her bir meditasyon bitişinde bilincim kapanıyordu . İyileştirme büyüm istikrarlı bir şekilde gelişiyor , zaman akmaya devam ediyordu ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hiçlikten, zirveye
Fantasíabir adamın öldükten sonraki yaşadığı acı ve tatlı yaşantılar ...