///////
Köpeğimin ölümünden 7 gün geçti. Koca bir hafta o kadar sorunsalı geçti ki,boşluğun içine düşmüştüm. Ne caresi ne de kurtarıcısı vardı. Girdiğim kuyudan birisi çıkartsın istiyorken,bazen bana iyi gelen şeyden bile uzaklaşmak istiyordum. Bunun sebebi ise her zaman saatini bekleyen,ölümün kızıl gölgesiydi.
Karanlık bir kuyunun içindesin ne sıcak bir beden,ne de soğuk bir beden iksinin arasında bir savaştasın ve soğuk bir bedeni seviyorken,sıcak bir bedene muhtaçsın.
Aslında kimse çıkartmaz. Kimse sen değil ne de sen o'sun onun hissettiği çaresizlik hissini anlatacacak cümle bulamazsın kendine.İçinde tutsak olduğun o karanlığa başkasının sıcaklığını da istemezsin. Bir hedefin yok bir hayatının olmadığını düşünüyorsun,ve aynı dolaştığın döngüde bile küçük bir ümide muhtaçsın. Düştüğü kuyunun adını bilmez ve hep orda olduğunu fark edersin.
Ekin ise olduğu kuyudan kimsenin elini tutup çıkarmasını istemezdi. Kendisi ile savaşmaktan,kendini ödüllendirmekten zevk duyar ve gereksiz,zaman kaybı olduğu her şeyden kendini uzak tutmayı başarabilen birisiydi. Her ne kadar dik dursada her zaman geçmişinin izi olan o küçük çocuk,yorgun bir şekilde gelip onu kızıl gölgesine çekerdi.
Bunun nedeni ise eski ve kimsenin tanımadığı o sırlar dolu çoçuğun geçmişinin bir karma iziydi.
Gece saat kaçtı bilmiyorum,en son hatırladığım şey dışardan gezip,tozup gelmiş olmamdı. Ellerimi saçlarımın arasında gezdirdim ve ayağa kalkıp odadan çıktım. Ev sessizdi,kimseden çıt çıkmıyordu.
Aşağıya inerken dışardan ses bir ses duydum,bir kız ağlayarak bir şeyler söyleniyordu. Sakin ve çıt çıkmayacak bir şekilde ilk elime bir fener alarak,gelen ses doğru gittim.
"Anne,ben katil miyim?" Ne olduğunu kavrayamıyorken,tekrar konuşmaya başladı. "Çok yoruldum anne." Sesini normal çıkartmak için çaba vermeye çalışıyordu ki, istediği konuşma çabası,dudaklarının arasından çıkmamıştı. Bu sefer başka bir kadının sesi geldi.
"Güçlü ol," dedi ve yine tekrar etti. "Gezen tilki,aslandan daha iyidir."Bu sefer tam sesin olduğu yere geldim ki,birsi avazı çıktığı kadar çığlık atıyordu. Nerde duysam tanırım,o Annemin sesiydi. Olduğum yerde donup kaldım. Ama şu an annemin değil,konuşan o iki kadınının yanına gitmem gerekiyordu. Ne de olsa kimse evinin yakınına gelen 2 tane yabancının,konuşmasına seyircilik yapacak değildi.
Kahretsin,Annemin seslerini çoktan duyup kaçmışlardı bile. Annemde zamanlamaya denk geldi. Ne olurdu,iki dakika sonra bağırsa? Diye söylenerek gidiyordum ki arkamdan tanıdık bir ses, "O zaman kurallar bozulurdu." Dedi,olduğum yerde kalakaldım. Oysaki arkamdan birisinin geleceğine dair ne bir ayak sesi,ne de bir hisse kapıldım.
Arkama döndüğüm de kimsenin olmadığını fark ettim.Kalbim hızlı atmaya başladı, o kızın sesi kulaklarımdan çıkmıyordu. Ya da bilinç altımın benle oynadığı bir oyun muydu?
Tekrar etrafa göz gezdirdim fakat kimse yoktu.
Etraf karanlıktı ve baykuş sesleri geliyordu.
Elime bir şey geçmeyince daha da dışarıda durmadım.Annemin neden çığlık attığını merak edip eve gittim.İçe girdiğimde babam mutfakta pencereye bakıyordu derinlere daldığı her halinden belliydi. Annemin olduğu odaya doğru gittim. Annem beni görünce tepkisizlikten biraz uzak bir şekilde bana baktı,onunda derinlere daldığı belli oluyordu.
"Noldu?" Dedim o ise yüzünü buruşturarak "Nolmuş?" Dedi,her zaman ki tavırla. Ters bir bakış attım,soru sormaya bile çekinir olduk sanki. Takmayıp odama doğru gittim. Ve tekrar aklıma o ses geldi,bir an arkamda hissetmiştim oysaki.Sanırım iyi değildim.
Odama gidip tekrar yatağıma uzandım ki,birisinin sesini duydum. Günün şoku ile tekrar karşı,karşıya geldim.
"Her yaşadığın şeyin sorumlusu,bilinç altında mı?" Duyduğum ses ile irkildim. Kalbim hızlı bir şekilde atmaya başladı. Daha üstesinden kalkamıyorken yanıma yaklaştı ve dediki,
"Korkuyor musun benden?" Şu an kalb krizi geçirmemem için neden yoktu. Nefes alıp verişlerini üstümde hissedersem sanırım sabaha beni yatakta ölü bulucaklardı."Korkmalısın benden." Hah! Ne diyordu bu aptal? "Kimsin lan sen?" Sesinde güldüğüne dair belirtiler vardı. "Çok seveceğin biri." Dedi, kahkaha atarak. "Bu cesaret nerden geliyor?" Diye bağırdım.Öfkeyle solarak,ışığı açtım ve birden kayboldu. Daha yüzünü bile görmedim sis bulutu gibi üstüme çöküp birden gitmişti. Kesinlikle iyi değildim,Ama o kızın dedikleri aklımı iyice kazmama neden oldu.
Sabah nasıl gözümü açtım bilmiyorum.
kafam çok ağrıyordu ve zar,zor yataktan doğuruldum. Adım atıyorken bile halsizdim. Neydi bu,sanki üstümden tır geçmişti fakat dünki olaylaları hatırladığımda gayet normal karşıladım. Aşağıya kahvaltıya indim. Yine bana bön,bön bakıyorlardı.
Bıkkınlıkla iç geçirip sofraya oturdum. Ve kahvaltımı etmeye başladım.
...🩸
Okulda yine şaşırmadık kavga çıkmıştı.Tanrım bu aptallar ne zaman bir kız için tartışmayı kesicek? Şahsen ayırmaya çalışan kız daha çok bundan zevk alıyor gibiydi.
Dersin bitmesine 13 dakika vardı. Hoca ortalıklarda yokken bundan yaralanıp dışarıya çıktım sınıftaki gürültüye aldırmadan koridordan ilerliyordum.Arada bir omzumdan arkaya bakıyordum. Gözlerim kameralara takıldı,lanet olası müdür her yere kamera takmış. Kameraya kısa bir bakış attıktan sonra hiç bir şey olmamış gibi ilerledim. Bahçedekiler
Top oynuyordu. Sefiller buz gibi havada top mu oynanır! Aşağı kata neden inmiyorlardı ki?Ve yine şaşırmadık bir şeyle karşılaştım.Bu da ekipin diğer üyeleri,dışlanmışlar. Diğerleri top oynuyorken kaldırım taşlarına çömelip asık bir suratla,best üyeleri izlerlerdi. Doğrusu bunu yapmak yerine sınıfın sessizliğinden yararlanıp içeride keyif çakabilirler. Tabi doğrusu hoca izin verirse. Sahi hoca ile sohbet etmeyi neden akıl edemiyorlardı ki?
Göz devirip aşağı kattaki tuvalete gittim. Aynada kendimi süzüyordum ki,birden çalan tatbikat alarmı duraksamama neden oldu.
kendi yansımama şeytanice bakarken,Sinsice güldüm herkes masanın altına kafasını gömerken,ben burda eğlenceyi basıcaktım. Sahi dışardakiler ne yapıyordu? Bu anı fırsat bilip direk kapıya yöneldim. Siktiğimin kapısı kilitliydi. Lanet olsun kim kilitledi,
doğrusu nasıl çıkıcam?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARK ÇOCUĞU | 9.GÜNAH
Horror"Bana ne kadar kızdınız?" Dedi,cılız bir sesle fısıldayarak. Dediği şeyle oturduğum yerden biraz doğruldum ve onun aksine yere bakmıyor,önümdeki gelip,geçen insanları inceliyordum. Derin bir nefes alıp,belkide biliyordu çok kızmayacağımı.. "Bir park...