///////
Bunun gerçek olma olasılığı azdı. Çünkü yaşanan her şey benim başımdan geçmişti.
Okulun dedikoduları hep böyleydi birisi bir şey söylerse diğeri daha da abartır.
Bu yüzden pek kafama takmadım açıkcası.
Çantamdan kulaklığı taktıktan sonra önümdeki ikiliye son bir bakış atıp kafamı cama çevirdim.Yine okulda dersleri boşlamışlardı.Hocalar bu aralar yoğunluluğunu azaltmışlardı. Sıkıntıdan ne yapacağımı düşünürken eve gitsem mi diye düşünmeye başladım.
Evde ne yapacaktım ki? Eve gidip dolaştırıcak evcil hayvanım da yoktu..
Anca duş alıp uyurdum.Maç'a gelen yoktu. Sıkınlıkla ellerimin arasındaki kalemi masaya fırlatım. Bu,bir kaç kişinin bana göz gezdirmesini sağladı. Hepside buraya bakmak için neden arıyorlar gibiydi.
Kapıdaki,müdür geliyor diyince herkes masasına çömeldi. Sinirli bir ifadeyle hepsini süzdüm.Kral gibi dolaşıp yeri geldiğinde uslu çiçek oluyorlardı.
Müdür gelir gelmez herkes ayağa kalktı. Doğrusu ben kalkmadım hem en arkadaydım hem de müdür kimseyi süzmeden "Oturun çocuklar,"demişti.
Müdür ortaya dikilerek konuşmaya başladı;
"Arkadaşlar dün okulda olan tatbikat alarmı kendiliğinden çalmış. Kameralardan baktık fakat basan kişiye rastlamadık. Eğer aranızda bileniniz varsa şimdiden söylesin idareyi topluyucam."Hah! Sanki bilen söylecek şahsen ben bassaydım benim bastığımı söylemezdim. Ama kameralara o kişi nasıl gözükmedi? Muhtemelen işini uzaktan halleti ve kimsenin ruhu duymadı,aynı beni kapıya kitleyip ayar çektikleri gibi. Şahsen yapan kişi okuldan birisi miydi?
Müdür çıktığı an 5 dakika sonra zil çalmaya başladı. Bende aşağıya inip inmemem arasında kaldım. Arkadaşlarımla arama mesafe koydum. Ben onlardan uzaklaşmayı tercih etmiştim. Yakın zaman da hep yanıma gelirlerdi ama gönderirdim onları. Bu bir yıl içinde kendimi çok geliştirdim.
İnsanların beden diline bakarak ne demek istediğini anlayabiliyordum. Çok ortama girdim Ve bir çok kişinin yalanını yakaladım. Hatta yalan olduğunu da söylemedim. Sonra iyi gelen şeyleri ayırt etmeyi çözdüm. Hayatıma neyin iyi kötü geleceğine dair bir çizgi koymaya karar verdim. İnsanların yapması gereken en birinci kural,'zor' biri gibi davranmasıdır. Karşıdaki onun gibi değilse o birey zor olana ayak uydurur ve onun kuyruğundan gider. Fakat eğer basit biriyse karşıdaki bireye değil anca kendine kızar ve çok kötü hasarlar alabilir.
Ve inanın bana net insanları görünce saygım çok arıtıyor.
🩸
Buz gibi bana bakan bakışlardan habersiz önümdeki yazıyla ilgileniyordum. Ayak adımlarının isteksiz bir biçimde yanımda durunca kaşlarımı kaldırıp gelen kişiye baktım.
Bu türkçe hocasıydı,sınıf hocamız. Bana baktığında elimdeki kalemi masaya yavaşça bırakıp hocanın konuşmasını bekledim. Hoca derin bir nefes alıp karşıdaki masayı karşılıklı oturacak şekilde oturdu ve bana baktı. Bende ona 'sorun ne' der gibi bakıyordum.Hoca konuşmak için yutkunduktan sonra konuşmaya başladı, "Ekin bu aralar seni izliyorum yan tayfadan uzaksın. Kendini geliştiriyorsun ve hocaların hiç biri senden şikayetçi değil. Açıkcası bu durum çok hoşuma gitti. Neden bir an değişmeye başladın?" Dediği şeyi az çok tahmin etmiştim zaten. Hocaydı ve hareketlerimizi gözlemliyordu normal olarak.
Arkama yaslanıp rahat bir pozisyona girip, "Bazı şeylerin değişmesi gerekiyordu. Hep aynı şeyleri yapmaktan açıkcası bıktım.Ve hayatımı böyle güzel bulmaya başladım." Başını olumlu bir anda sallayıp," Geç farkına vardın ama sonunda gözlerini açtın." Sol elini omzuma koyup sıvazlayarak, "Umarım yolunu şaşamasın." Dedikten sonra masadan gülümseyerek kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARK ÇOCUĞU | 9.GÜNAH
Horror"Bana ne kadar kızdınız?" Dedi,cılız bir sesle fısıldayarak. Dediği şeyle oturduğum yerden biraz doğruldum ve onun aksine yere bakmıyor,önümdeki gelip,geçen insanları inceliyordum. Derin bir nefes alıp,belkide biliyordu çok kızmayacağımı.. "Bir park...