[PROLOG]

119 8 6
                                    

O gece, mesleğindeki başarıları ve etkileyici güzelliğiyle nam salmış Uzman Doktor Jülide Sezen Aktaş'ın ailesinden alacağı bir intikam vardı. Özgürlüğüne kavuşmak için son adımdı bu onun için. Ailesinin ruhuna doladığı görünmez zincirleri kırmanın eşiğindeydi.

Planları günün sonuna dek tıkır tıkır işlemişti; ta ki, daha yirmili yaşlarının başında, yolunu kaybetmiş bir genç olan Ivan Casoli'nin hayatına sürpriz bir şekilde girene dek.

Kardeşinin onu düğün mekanından kaçıracak arkadaşı yerine, yanlışlıkla Ivan Casoli'nin arabasına bindiğinde hayat onlar için hazırladığı ilk düğümü atmıştı bile.

Jülide hastaları için sadece bir doktor değil kahraman, erkek kardeşleri için ise bir abladan daha fazlası, bir anneydi. Çevresine pek fazla belli etmese de manevi yönü çok kuvvetliydi.

Ve Jülide, kaçınılmaz bir şekilde, Ivan'la geçirdiği ilk geceden sonra kararını vermişti. Bu kaybolmuş gencin ait olduğu yeri bulmasını sağlayana kadar onun hayatında olacaktı.

Ivan'ın amacı ise Jülide'ninkinin aksine çok daha basitti. Ivan sadece, toplumun baskıları yüzünden birbirlerinden uzak durduklarını düşündüğü bu güzel kadını hayatında tutabildiği kadar uzun süre tutmak istiyordu.

Jülide sadece ona yardım etmek istediğini sanmıştı fakat kendisinin de hesap edemediği bir şey vardı ki o da; bu süreç içerisinde birbirlerine sırılsıklam aşık olacaklarıydı.

×

Hırçın yağmura kulaklarını tıkayan kindar bir gecedeyim
Şiddetli fırtınadan nasibini alan dallara acıyorum
Bir de,
Son mektuplarının kalbimde yarattığı o namert sızıya

Galiba ben bir tek geçmişimi değil
En çok yaşama dair inancımı öldürmüşüm
Yani, peşinde olduğum o tüm intikamım
Vücudumdan et parçaları kopararak vuku bulmuş
Sadece parmaklarım kalmış iş gören
Ve de sadece dokunduklarım kalmış aklımda
Bir de, o karanlık koridor
Hususi karanlık koridor

Sanki sana bir yemin etsem
Senden önce ben inanmayacağım

Şimdiyse acı çektiğim düşünülebilir
Ancak hissettiğim bu şeye acı demek ölümüne boğuştuğum sancıyla dalga geçmektir

Bir opera salonunda, bir başına kalmış
Dinleyicisi olmayan, tok bir yankı gibi kimsesizim
Çoğu zaman bir çocuk parkına benzer insan ilişkilerim
Her gecenin sonunda nasıl da yalnızlaştığımı bilirsiniz, defalarca
Yana yana, ardı ardına
Bu, başkalarıyla sevişirken diyemediğim, aşk kışlarında
Sen, seninle sevişirken diyemediğim, kar taneleriyken
Bense sadece çürüyorum
Sadece ve defalarca
Yoksa çocukluğumdan beri bana anlatılan dogma bu muydu?

Gün batımlarında gürleyen gök gibi ruhum
Ancak asıl derdim usulca asıl rengine soyunan o gökyüzü
Belki bir de, uçsuz bucaksız bu deniz koyu griye
Gerçi, o hep çıplaktı
Vapurlar ise dolu sadece tıka basa intihar düşüncesiyle

Yere uzandım
Kamburlaşmış sırtımda toprağı, yaşlanmış yüzümde rüzgarı
Burnumda, kulaklarımda, damağımda toprağın romanından bir sayfa
Kokusu, sesi, tadı
İşin aslı, gerçeğe ne kadar yakınsam, sana da o kadar yakınım
Ancak böyle anlatabilirim şimdilerde sana ne kadar uzak olduğumu

Bedenim sana olan aşkıma nankör
İnanamıyorum
Ayrılıklar meydanı tren garı ve defnedilmeyi bekleyen cenazeler
Şimdi bana ne kadar da yakınlar, değil mi?
Koyu bir muhabbet esnasında yere atılmış çekirdek kabukları belki de
Kör, sağır, dilsiz bir adres cinayeti
Ve o hep son kalkan tren sonrası
Benim için ne fark eder ki artık?

Ben yere uzandım
Sızma beklentisi içinde olan bir sarhoştan başka hiçbir şeyim
Zihnimin periyodik tanrıları diyorum içimde,
Vicdanımın iktidarına darbe yapmış beni yöneten acımasız nefrete
Tanımıyorum onu çünkü,
Tanıyamamışım bu usul usul beni boğan kinsel dönüşümü

Beş dakika önce Venedik sokaklarındaydım
Yalnızlar ise hep koridorun gidemediğim o sapa köşesiydi
Ve gitgide parlayan korkularım
Gözlerimi de kör edecek, biliyorum

Her çaldığımda başka bir lunaparkı öldürüyorum piyano tuşlarında
Dudakların ise o hiç çalamadığım şarkının maktülü olan atlıkarınca

Dallar da bana acıyordur şu an sanırsam
Yalanlarla dolu bir dünyaya
Bu denli aldandığım için.

×

×

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

×

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

×

İlk bölümümüz 1 Haziran Perşembe günü yayımda. ♥️

MANEVRA IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin