2.BÖLÜM "Mavi Gözlü Orangutan"

44 6 18
                                    

Uğur'la beraber bahçedeki banklardan birisine oturmuş, Ceyda'yı stalklıyorduk. Daha doğrusu Uğur stalklıyor ben izliyordum.

Ceyda Uğur'un hoşlandığı kızdı. Uğur'un söylemiyle yengem. Genelde okulda olduğumuz süre içerisinde Ceyda'yı dikizlerdik. Hala anlamış değilim, bir insan size dik dik bakarsa onu nasıl fark etmeyebilirsiniz?

Yanımdaki Uğur'a bir bakış attım. Ablası Umut'la büyümek Uğur'u çok etkilemiş, harika bir stalker olmuştu. Ben de stalkın ne olduğunu bile Uğur'dan öğrenmiştim. O derece kötüydüm yani.

"Ya Kiraz." Uğur elindeki telefonu cebine koyarak bana döndü. "Şu Asphodel meselesi kafamı kurcalıyor." Beklentiyle bana bakarken konuştum. "Bana öyle bakma yakışıklı, Asphodel'in ne olduğunu senden öğrendim."

"Hayır yani düşün, Asphodel gerçekten Eren ise şu an dışarıda rahat rahat dolaşıyor."

"Belki de Eren değildir. Hem polisleri gördün, Eren olabileceğine ihtimal bile vermediler."

"İhtimal vermediler çünkü bizim yaşımızdaki birisinden bunu beklemezler. Ama bu yapamayacağımız manasına gelmiyor."

"Asphodel Eren olsun olmasın, bu bizi ilgilendirmez." Uğur söylediğim şeyle her zamanki ısrarcı yüz ifadesini takındı. "Hadi ama Kiraz, ne zamandan beri bu kadar umursamazsın?"

"Sadece bela istemiyorum Uğur. Ayrıca Asphodel veya değil, o çocuktan hiç haz etmedim." Sözlerim bittiği gibi çalan zille ayağa kalktım. Uğur tam ağzını açmıştı ki ona izin vermeden konuştum. "Ben sınıfa gidiyorum, sana iyi antrenmanlar."

Uğur'u arkamda bırakarak okula yürüdüm. Ne kadar Asphodel'in Eren olup olmadığını merak etsem de bunu kurcalayamazdım.

Başıma bela almak istemiyordum.

Sınıfa girdiğim gibi ön sırada oturan Arda telefonunun erkanını bana çevirerek konuştu. "Kiraz nasıl? Görkem Hocanın düğününde bu takımı giymeyi düşünüyorum."

Ne?!
Ne dedi o?

"Görkem'ciğim evleniyor mu?!"

Hayretle sorduğum soruyu Arda'nın yanında oturan Özgür cevapladı. "Günaydın uyuyan güzel!"

Nasıl Görkem'ciğim evleniyor?
Nasıl?

Kendi sırama geçip otururken Özgür konuşmasına devam etti. "Ay ne yapsam acaba dansöz kıyafeti mi giysem? Tahaa, aşkoo sen ne giyeceksin?"

"Kefen." Taha'nın tek düzay sesiyle tebessüm ettim.

Sayısalcı olduğumuz için sınıf mevcudu sadece 11 kişiydi. Toplam iki sayısal sınıfı vardı ve diğer türlü çok kalabalık olduğumuz için okul 11 kişilik bir sınıf daha açmıştı. Sınıfı tanıtacak olursam;

Ayça, sınıfın dedikoducusuydu. Okuldaki her şeyden haberi olurdu. Manyak gibi anime izleyip manga okurdu. Müzik tarzı da dış görünüşünden beklenmeyecek kadar ilginçti. Ayrıca Arda ile sevgililerdi.

Arda ise sınıftaki en mantıklı insan olabilirdi. Kibar ve düşünceliydi bu yüzden çoğu kişiyle iyi anlaşıyordu. Ayrıca harika keman çalıyor!

Özgür, sınıfın mizahı. Neşeli ve güler yüzlü birisi. Yemek onun hayat felsefesi. Ne kadar komik biriside olsa tersi pisdir. Sinirlenince nasıl olduğunu bilirim.

Ve Taha, Taha'yı tanımlayacak herhangi bir kelime bulamıyorum. O sadece Taha'ydı işte. Umursamaz gibi görünen ama sırf babam bir şey yapmasın diye her sınavda bilerek bir iki soru yanlış yapan Taha.

O gerçekten harika birisiydi.

Sınıfın geri kalan beşlisi ise bizi kendilerinden soyutlamışlardı. Açıkcası çok da umrumda değil, kendi tercihleri.

Gökyüzüne DüşmekWhere stories live. Discover now