Herkese merhaba. Yepyeni bir hikaye ile geldim. Bu hikaye Bahar Festivalleri Yarışması için kaleme alındı. 🪻🪻
Umarım beğenirsiniz.. 🩵
Bölümleri oylamayı ve yorum yapmayı unutmayalım..
🌺🌸
Kan kırmızısı elbisede gezinirken gözlerim, tırnaklarımı etime geçirdim. Canım acıdı ama yakmadı, canımı yakan çok başkaydı zira.
Buğulanan gözlerimi çektim elbiseden, neden yapıyordum bunu kendime, neden istemediğim birine koşarak gidiyordum?
Yapmak zorunda mıydım, hayır. İstiyor muydum, hayır.
O zaman neden, dedi içimdeki ses; neden kendini yakıyorsun? Bilmiyordum, en doğrusu o gelmişti çünkü.
Ben Duru; mavi gözlü, turuncu saçlı kız. Yirmi bir yaşındayken çocukluk arkadaşımın bana olan aşkını öğrendim. Ona asla o gözle bakmamıştım, anlamıyordum, arkadaşım olduğunu sanırken benimle ilgili hayaller kurduğunu bilmiyordum.
Nasıl, diye çok düşündüm. Neden, diye defalarca sorguladım. Cevabı yoktu, sustum.
Alaz; mavi gözlü, siyah saçlı adam. Neden yaptın ki bunu bana, neden arkadaşlığımıza darbe vurdun? Ben seni arkadaşım sanırken sen hangi hayalin peşindeydin?
➳༻❀✿❀༺➳
"Duru, hadi kızım geç kalıyoruz. "
Annemin sesi bir kez daha kulaklarımda yankılandığında aynadan kendime baktım. Kıpkırmızı olan straplez elbise üstüme tam otururken kalp şeklinde olan ve göbek deliğimin üstüne kadar açık olan kısmı ile fazla cüretkar görünüyordu. Her iki bacağımdan da yırtmaçlı olan etek kısımları yerlere kadar sürünürken yürürken uçuşması tam prenses havası katıyordu.
Elbiseden tırmanan bakışlarım yüzümü incelemeye aldı. Mavi gözlerimi belirgin yapan simsiyah göz makyajı ile elbise gizemli hal alırken dudaklarıma yayılan şeftali rengi ruj tam bana göreydi. Işıltılı küpeler ile turuncu dalgalı saçlarımdaki ışıltılı taç uyum içindeyken siyah topuklu ayakkabılarım ile olacak olan nişana başrol olmaya hazırdım.
Bedenim hazırdı fakat ruhum…
Somurtkan ifade ile odadan çıktığımda merdivenlerden inmeye başladım. Bir elimle eteklerimi tuttuğumda diğer elimle de trabzanlardan destek alarak aşağı indim.
Annem gülen yüzüyle gözlerini üzerimde gezdirirken karşısında durdum. "Çok güzel olmuşsun kızım. "
Buğulanan gözlerine baktım. "Gidelim."
Annem şaşırmadı, kenara çekildiğinde geçmem için bekledi. Hızlı adımlarla yanından geçip gittiğimde salonun büyük kapısına ulaştım sonunda. Babam beni kapıda karşılarken onun da annem gibi yüzündeki büyük gülümsemeye göz devirdim.
"Ah benim melek kızım. " Babam kollarını boynuma doladığında başımı omzuna yasladım. Boğazım düğüm düğüm olurken ses çıkaramadım. "Çok güzel olmuşsun Duru'm. "
Başım omzundan ayrılırken gözlerine bakmadan yürümeye devam ettim, bakarsam ağlardım zira. Kapıdan çıktığımda Güneş ışınlarını üzerime yollarken elimi gözlerime siper ettim.
Yaz havası olmasından dolayı hava oldukça sıcaktı, aslında sıcağı severdim ama bugünü asla sevmiyordum.
Gözlerim büyük bahçede gezinirken karşıdan gelen ağabeyimi görmemle yüzümde ufak bir tebessüm oluşturdum. Yüzümü güldüren tek kişi ağabeyimdi çünkü, beni anlayan sadece onun olduğu gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-I VİRANE
RomanceEn yakın arakadaşım dediğim adamın sevdasıyla sınanmıştım. Oyun arkadaşımın aşkından kaçmıştım. Ben Duru; mavi gözlü, turuncu saçlı kız. Yirmi bir yaşındayken çocukluk arkadaşımın bana olan aşkını öğrendim. Ona asla o gözle bakmamıştım, anlamıyordu...