Bölümleri oylamayı ve yorum yapmayı unutmayalım..
🌺🌸
Güneşin olanca güzelliğiyle gözlerimi açtığımda çoktan sabah olmuştu. Camın kenarında uyuyakaldığımı sanırken odadaki yatakta bulmuştum kendimi. Buraya ne zaman gelmiştim?
Şarkıyı dinlerken iri damlaları izliyordum ve yavaş yavaş uykumun geldiğini hissettiğimden gözlerimi kapatmıştım. Odaya geldiğimi hatırlamıyordum.
Alaz.
O getirmiş olmalıydı, ama neden hissetmemiştim?
Huzursuzca yataktan kalktığımda banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Odasının önünde durduğumda beyaz, kapalı kapıya baktım birkaç saniye. Adımlarım merdivenlere doğru ilerlediğinde burnuma gelen yemek kokuları ile aşağıya indim hızlıca.
Koku beni mutfağa çekerken kapının kenarında durdum. Alaz elindeki tavaya yumurtaları kırmış ocakta pişmesini bekliyordu. Geldiğimi fark ettiğinde omzunun üstünden baktı.
"Uyanabildin sonunda. "
Rahatsız birkaç adım atıp ilerlediğimde kurulu softanın yanında durdum. "Beni odaya sen mi götürdün? "
Ocakta pişen omleti alıp tabağa koydu. "Evet, salonda uyuyakalmışsın. "
Anladım, der gibi başımı salladım. "Uyandırsaydın keşke. "
Tavaya kırdığı yumurtaları koyup ocağa sürükledi. "Öyle derin uyuyordun ki uyanmadın bir türlü, ben de kucağımda götürdüm. "
Pişen omleti alıp tabaklara koyup servis ettiğinde işaret ettiği yere oturdum. O da koyduğu çaylarla geldiğinde elindeki bir bardağı alıp dudaklarıma götürdüm.
"Teşekkür ederim. "
Ağzına attığı omleti çiğneyip cevap verdi. "Sen bu aralar fazla mı teşekkür ediyorsun? "
Büyülttüğüm gözlerimle cevap vermek yerine sordum. "Öyle mi yapıyorum? "
Soruma cevap vermedi, bıçağıyla tabağımdaki omleti işaret etti. "Soğutma."
Dediğini yapıp tabağıma gömüldüğümde omletimden yemeye başladım. Konuşmadan kahvaltımızı yaptığımız için hızlıca bitirdiğimizde ona yardım edip yine hızlıca mutfağı da topladık.
Şirkete gitmek için ikimiz de odalarımıza çıkıp hazırlanmaya başladık. Dolaba yerleştirdiğim beyaz, çiçekli elbiseyi alıp üstüme geçirdim. Askılarını omuzlarıma düşürüp göğüs kısmını düzelttiğimde boynuma taktığım yıldız kolye ile güzel durmuştu. Dizlerimin biraz daha üstünde biten elbisenin altına beyaz yarım topuklu ayakkabılarımı giyip iplerini dizlerime kadar çıkarıp arkadan bağladım.
Bileğime taktığım mavi renk bileklik ve kulağıma taktığım mavi renk küpeler de elbiseye uyduğunda sırada saçımı yapmak vardı. Maşa ile iri su dalgaları yapıp sırtıma dökülmelerine izin verdiğimde gözlerime yaptığım hafif siyah makyaj ve dudaklarıma sürdüğüm şeftali rengi ruj ile artık hazırdım.
Beyaz çantamı ve telefonumu alıp odadan çıktığımda Alaz da çıkmıştı. Aynı anda odalardan çıktığımızda birbirimizin üstünde gezdirdik gözlerimizi. Gri takım elbisesinin içinde oldukça hoş gözükmüştü.
"Yine çok güzelsin. " dedi kendine geldiğinde.
"Sen de öyle. " dedim biraz utanarak.
Gülümsediğinde geçmem için yol verdi, adımlarımı hızlandırıp merdivenlerden indim. Peşimden geldiğinde kapıyı açıp önde ben arkada o evden çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-I VİRANE
Roman d'amourEn yakın arakadaşım dediğim adamın sevdasıyla sınanmıştım. Oyun arkadaşımın aşkından kaçmıştım. Ben Duru; mavi gözlü, turuncu saçlı kız. Yirmi bir yaşındayken çocukluk arkadaşımın bana olan aşkını öğrendim. Ona asla o gözle bakmamıştım, anlamıyordu...