Kilit. Tek kelime ile kilitlendim olduğum yere. Adım atmak sanki haramdı. En kötüsü bağıramıyordumda. Karşımdaki adamsa, ellerini cama yaslanmış hala bana bakıyordu. Yüzünü tam olarak göremiyordum ama vücüdündan anlamıştım, erkek olduğunu. Bir anda cama yumruğunu geçirmesi ile girdiğim transtan çıktım ve dudaklarımın arasından çıkmak için yalvaran çığlığı serbest bıraktım. Cam yüzünden çıkan boğuk sesiyle, konuştu. O an, bedenimi titreme sardı."çıkar beni buradan. Aç şu kapıyı."
Ne yapmalıyım? Bu adamı buradan çıkarsam ne olurki. Ya kötü biriyse ve bana zarar verirse. Yine o tanıdık acı. Kalbime saplanan o ağrı. Sanırım bu ağrıyı tarif edebilecek o kelimeyi buldum. Mızrak. Kalbime saplanan o tanıdık mızraklar kendilerini tekrar hatırlattılar. Kendimi sanki büyük bir şeyin içinde gibi hissediyorum. Sanki büyük bir karar vericekmişim gibi.
" ne duruyorsun? Yardım et aç şu kapıyı."
Hâla karar verememiştim ne yapmalıyım anlamıyırdum, korkuyordum. Kafam karışmıştı.
Benim geldiğim yönden beri ,büyük ve gürültülü bir ses gelince teleşla o tarafa döndüm. Yankılanan ayak sesleri kulağıma doğru, tehlike var diye fısıldıyordu. Adam bu sefer daha alçak bir sesle konuştu." yakalanırsan senide buraya tıkarlar. Bana yardım et, sana çıkışı gösteririm. Aç kapıyı."
Adım sesleri yaklaştıkça panik yapıyordum. O yüzden yanlış bir karar olsada buradan çıkmak için karşımdaki adamı çıkarmalıydım.
" ne yapmalıyım? Kapıyı nasıl açıcam? "
" duvardaki mavi düğmeye bas. "
Dediğini yaptım ve mavi düğmeye bastım. Bir sürü düğme vardı rengarenk ama bu düğme ayrı yapılmıştı. O yüzden karıştırmadım.kapıdan ses geldiğinde, açıldığını anlamıştım. Daha sonra içerideki adam acele ile dışarı çıktı, onu incelemeye fırsat bulamamıştım. Ayak sesleri yaklaşıyordu. Yanıma gelip, beni elimden tutu ve az önce girdiğim kapının yantarafına geçti. Kulağıma eğilerek 'sesine çıkarma' dedi. Herşey çok hızlı oluyordu, takip edemiyorudum. Girdiğim bu trans beni bir köleye döndürmüştü, şuan o nediyosa onu yapıyordum. Sesler artık çok yakındı. Kapıdan bir adam - büyük ihtimal o gün mezarlıkta gördüğüm koruma gibi olan adamlar- girdi. Daha adımını atar atmaz, Adını bile henüz öğrenemedim gizemli kişi elindeki çatalı koruma gibi olan adamın şahdamarına geçirmişti. Onun şokuda üstüme eklenince gözlerim yerinden çıkacak gibi oldu, azım açıldı ama Çığlık atamadım. neden bunu yapmıştı. Kimdi o? niye buradaydı? Yada doğru soru, ben nasıl bu işe bulaştım? Sonra ayağ kalktı. ardı ardına adamlar gelmeye başladı. içeri 3 kişi daha girdi, hepsi bir dövüşe girişmişti. adamlar, camın arkasındaki gizemli adama saldırıyor ama ellerinden bir şey gelmeden yere düşüyorlardı. Kan kokusu burnuma doldu. Çığlık atmak istiyorum ama dilim lâl olmuştu. Azım açılıyor ve kapnıyodu, Adımlarım geri geri gidiyordu. Adamlar bayıldı yada öldü bilmiyorum, gözlerimi kapatmış bağıramadığım için ağlıyordum. Gözlerimi araladığımda. Arkası dönük dim dik bir şekilde, sanki yaptığıyla gurur duyuyormuş gibi bir tavır sergiliyordu. Hızlı hızlı nefes almaya başladı, kafasını omzunun üstünden geriye, bana doğru döndürdü ve alev almış gözlerle bana bakmaya başladı. O an gözlerinin rengini gördüm, kırmızı sarı karışımıydı. Bildiğin ateş gibiydi. Bana doğru bedenini tamamen döndürdü. Büyük, sert ve kendinden emin adımlarla dibimde bitti. Şuan ona korkak bir kedi yavrusu gibi bakıyordum. Elinde o kanlı çatal duruyordu ve parmaklarının arasında usta bir biçimde çeviriyorfu. Çatalı arka cebine koydu ve sağ eli ile sol elimi tutu. Ben artık şoka girmek ten yorulmuştum. Ne yapmam gerekiyor ki şuan? aklım durmuş gibiydi. Geldiğim yola yani çıkışa doğru ilerlemeye başladık. Işıklar bu sefer kırmızı yanıyordu. Bunun nedeni neydi acaba? Ama en çok bu alev gözlü adamın kim olduğu sorusu beni meraklandırıyordu. Çıkışa gelmiştik, alev gözlü adam, büyük metal kapağı itirmeye başladı. biraz fazla güç uygulamıştı ama açmıştı. Merdivenlerden tırmandı ve çıktı banada, kafası ile yanına gelmemi söyleyen bir işaret etti. Burdan bir an önce gitmek istediğim için hızla çıktım merdivenleri. Dışarı çıktığımızda, elimi tutu ve mezarlığın arka kapısına doğru koşmaya başladı.
Benide beraberinde sürüklüyordu. Kaybolmuş sesimi bulduğumda, aklımdakileri sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mezarlıktaki mucize
AventuraSadece yolda yürüyordum. Bu kadardı. Mezarlığın karşısından geçiyordum. sonra ansızın durdum. mezarlığa doğru döndüm. Neden bilmem içeriye girmek istedim. hislerimi tanımadığım, beni yargılamadan dinliyecek tek kişi varsa o da bu mezarlardan biridir...