"bu hep böyle böyle gidermi ?
Suya hasret çöllerde Beyaz güler bitermi ?
Dikenleri göğü delermi ?"Sabah erkende kalkmış, yola çıkıcağımız için kahvaltı hazırlamaya koyulmuştum. Bir yandan da şarkı açmıştım. hem dinliyor hemde söylüyordum. Kızarmış ekmekleri, tabağa koydum ve tabağıda masaya koyduktan sonra, çayı demledim.
Bir yandan da patatesleri yakmamaya çalışıyordum. Patatesi karıştırırken şarkıyı söylemeye devam ettim.
" İçimdeki fırtına, kör kurşunlar dinermi ?
Kavglar kansız
Bitermi?
Bir mavzer çığlığında seni
Aramak varya, bu hep böyle böyle giderimi?Bu şarkıyı çok seviyorum. Neredeyse tek dinlediğim şarkı diye bilirim. Belkide ezbere bildiğim tek şarkı olduğu içindir. Sandalye çekilme sesiyle şarkı söylemeyi bıraktım. Şarkıyı da telefondan kapatım. Önceden hazırladığım kahvaltılıkların yanına patatesleri ve suçuklu yumurtayı da koydum.
Yemek yapmayı pek bilmem, çok açsam dışarıdan yerim bazende eve gelen görevliler bana bir şeyler yapıp dolaba koyardı. Bende onları ısıtıp ısıtıp yerdim. Sadece kahvaltı hazırlamayı bilirim, oda en basit hali ile bu oluyor. Sandalyemi çekip sessizce kahvaltımı yapmaya başladım. Boğaç başlamamıştı. Beğenmemişmiydi acaba?
" beğenmedinmi? Eğer öyleyse kusura bakma ben yemek yapmaktan analamam Pek. Biraz bekle istersen erdemi pastaneye gönderdim. Bir şeyler alıp gelecek."
Tabağında olan bakışları beni bulduğunda içim titredi. Onun o ateş gibi olan gözleri içimi yakıyordu sanki. Bu alışık olduğum bir durum değildi ve ben daha önce hiç böyle bir göz rengi görmemiştim. Her ne kadar etkileyici olsada ben biraz korkuyorum. Özelikle o gün adamları elindeki tek çatalla hiç düşünmeden öldürdüğü gün, aklıma geldikçe tedirgin oluyorum.
Doğru bir karar mı verdim yoksa yanlışımı bilmiyorum ama onunla gitmek istiyorum. çünkü içimden öyle geliyor ve ben hep içimden geleni yaptım bu güne kadar.
Korksamda gidicem yani zaten burada kalsam da boğaç'ın demesine göre o adamlar beni bulurmuş." güzel görünüyor daha tadına bakmadım."
Sustu. Bir beş saniye sonra yine konuştu.
" şarkıyı ben gelince niye kapattın. Açsana gene dinleyelim."
" peki olur. Açarım."
Dedim ve telefondan şarkıyı bulup tekrar ama bu sefer en baştan açtım.
Önce melodisi daha sonra sözleri doldurdu kulaklarımızı. Kahvaltımızı konuşmadan, şarkıyı tekrar ve tekrar en başa alıp dinleyerek yaptık.
Kahvaltımız bittiğinde çatalını bıraktım ve dirseklerimi masaya yaslayarak biraz öne eğildim.
" Ne yapmayı planlıyorsun şimdi. İzmir'e gidicez dedin."
Ağzındaki son lokmayı da yutup bana çevirdi ateşin sardığı hararelerini.
" dediğim gibi kimsenin haberi olmaması lazım bu yüzden sabahı bekledim. Normalde gece kaçıcağımı düşünmüşlerdir."
Bu herif şakamı yani. Dün bana bizi bulmaları uzun sürmez dememişmiydi? Ne yani şimdi adamların eline bizi bulmaları için zaman vermiş oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mezarlıktaki mucize
PertualanganSadece yolda yürüyordum. Bu kadardı. Mezarlığın karşısından geçiyordum. sonra ansızın durdum. mezarlığa doğru döndüm. Neden bilmem içeriye girmek istedim. hislerimi tanımadığım, beni yargılamadan dinliyecek tek kişi varsa o da bu mezarlardan biridir...