7.bölüm : gerçekleşen korku

4 3 3
                                    


Bilmem kaç saat sonra sonunda İzmire gelmiştik ve şuanda 2 katlı çok şirin ve güzel gözüken  ama bahçesi kocaman olan bir evdeydik . gerekenden çok daha büyüktü. Bir sürü bahçe süsü vardı. Çiçekler ve bir 30 metre ötede ağaçlık alan vardı. Yakınlarda başka ev yoktu. sadece gelirken bir iki tane görmüştüm okadr sesiz ve güzel bir yerdi.

Boğaç kapıyı açtığında önden içeriye girdi. Bende onun arkasından ve benim arkamdanda kucağında kardeşi ile erdem girmişti. Giriş küçük kare şeklindeydi. Ve iki tane koridor vardı. biri solumda diğeri karşımda. Boğaç bana dönerek eliyle sol taraftaki koridoru işaret etti.

" sen bu taraftan geç ilerde salonu görüceksin. Erdem sende benle gel kardeşini yatıralım."

Onun dediğini yapıp sol taraftan ilerledim. Karşıma salon gibi bir yer çıkmıştı. Son derce güzel dekore edilmişti. 3 duvarı tamamen camla kapalıydı. Sağ tarafta siyah ve lacivert renginde geniş koltuk takımı vardı. ortasında ise beyaz bir masa vardı. Masanın üzerinde baykuş fügürlü küçük heykeller vardı. Siyah koltuğa doğru ilerleyip oraya oturdum .içerisi sıcak olduğu için üzerimdeki montu çıkardım ve çantamla birlikte yantarafıma koydum.

Gözlerim odanın içinde dolaşıyordu. Kapıdan girdiğiniz de karşınıza bir masa çıkıyordu açık kahve rengi bir masa. Beyaz sandalyeleri vardı. Cam kenarındaydı. Odanın tek bir kısmı duvardı ve o kısım da gri rengindeydi.
Duvarda büyük boy televizyon monte edilmişti. televizyonun altında da beyaz, küçük bir televizyon ünitesi vardı.

Ünitenin yan tarafların da  alt tarafı geniş ağız kısmı epeyce uzun ve dar bir vazo, vazonun içinde de çiçek vardı. Buraya içim ısınmıştı. Ben kendi kaldığım ev de hiç böyle detaylı ilgilenmemiştim. Hata eşyaların renk uyumlarına bile dikkat etmemiştim. İçimden gelmemişti ama şimdi burayı böyle görünce bir an için evime dönmek ve orayı en baştan dekore etmek istemiştim. Bunun için uzun bir süre beklemek zorundaydım sanırım.

Ben düşüncelerime dalmışken içeriye benim yaşlarımda olduğunu - belki benden bir iki yaş büyüktür - düşündüğüm bir kız girmişti. Siyah deri eteği dizinin üstündeydi iki üç parmak kadar. Üzerinde ilk iki düğmesi açık beyaz bir gömlek vardı. saçlarını at kuyruğu yapmıştı. Saçlarına bayılmıştım rengi sarıydı ama boya olmadığı beliydi doğal olan bir sarıydı bu. Açık mavi gözleri vardı. Pembe dudaklarında hafif gülümsemeyle bana bakarak

" hoş geldiniz efendim. Ben burada hizmetli olarak çalışıyorum . İsmim Sevil Benden istediğiniz bir şey varmı? "

Görünürde tatlıydı. İyi biri gibiydi ama ben insanlara hemen güvenmemeyi ve samimi olmamayı maalesef acı bir şekilde öğrenmiştim.

" hayır teşekkür ederim. Bir şey istemiyorum. "

" odalarınız önceden hazırlanmıştı sizin odanız 2.kataki soldan 3. Kapı. Eşyalarınızı almamı istermisiniz? "

" montumu ala bilirsiniz. "

Yanımdaki montu ona uzatım. Çantamın içinde telefonum ve diğer eşyalarım olduğu için vermek istememiştim. Sevil yanımdan ayrıldığında içeriye boğaç girmişti.

" erdemin kardeşi için bir doktor çağırdım birazdan gelir. "

" iyi yapmışsın. "

İkimizde farklı koltuklarda oturuyorduk ve sesizdik. Halbuki konuşmamız gereken çok şey vardı ama benim içimden sormak gelmiyordu galiba onunda anlatmaya niyeti yoktu. Biraz erteleye bilirdik.

" sensizlikten rahatsızsan müzik açabilirim. "

" olur açabilirsin. "

Sesizliktense şarkı dinlemeyi tercih ederdim. Boğaç yerinden kalktı ve televizyon ünitesine doğru ilerledi. Ünitede ki çekmecelerden birini açtı ve bir plak albümü çıkardı. daha sonra ünitenin dolabından gramofon çıkardı. Ben telefondan açıcağını sanmıştım oysaki. Böyle çok nostaljik olmuştu ama güzelde olmuştu. Buradaki o sıcak havaya yakışmıştı. Daha önce hiç gramofon görmemiştim. Gördüklerim resimlerde yada eski yeşil çam flimlerindeydi. Yerimden kalktım ve boğaçın yanına gittim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 15, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

mezarlıktaki mucizeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin