Merhabalar, nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Özür dilerim, bölüm biraz kısa oldu. Telafi edeceğim. Lafı çok uzatmak istemiyorum, bir yerde ki italik kısma dikkat edin. İyi okumalar dilerim!
_______________________________________
Sana söz meleğim, artık abin burada ve kimse sana elini dahi kaldıramayacak.
_______________________________________
Han Jisung'un ağzından.
Mayıştığımı hissediyordum, şu an sarıldığım beden saçlarımı okşarken ve kulağıma şarkı mırıldanırken de aksi mümkün değildi zaten.
Doğru söylediğine inanmak istiyordum, beni gerçekten korumasına ihtiyacım vardı.
Ama bir şey aklımı kurcalıyordu.
Artık abin burada.
Bu ne demekti?
Bu cümleyi kurarken neyi kastetmişti?
Normalde olsa oldukça kafa yorabilirdim fakat şimdi kafamdaki o şeytani sesler sustuğundan ötürü çok rahattım.
Beynim hiçbir şey düşünemeyecek kadar pelte kıvamına gelmişti sanki.
Zihnim buğulanıyor, bedenim kendini kucağında olduğum bedene bırakıyordu.
Son hatırladığım şey de buydu zaten.
<><><><>
Seo Changbin'in ağzından.
Suçlu hissediyordum.
Her şeyin suçlusu benmişim gibi hissediyordum.
Yıllardır aradığım o biricik kardeşim Jisung'un, psikolojisinin gözlerimin önünde yok olmasına izin verdiğim için suçlu hissediyordum.
Şu anda neredeyde kucağıma çıkmış uyuyan bedenin masumluğuna bakarken iğrenç bir yaratıkmışım gibi hissediyordum.
Anne, ileride eğer kardeşimi bulursam ona hiç kimse zarar veremeyecek!
Özür dilerim anne, sözümü tutamadım.
Ben iyi bir abi olamadım.
Bırak onu korumayı, göz göre göre onun mahvolmasına izin verdim.
Çok özür dilerim anne, bir meleğin kanatlarının koparılmasına yardımcı olduğum için çok özür dilerim.
Jisung'un boynuma dolanmış olan kollarını, sanki bir porselenmiş gibi nazik bir hareketle zemine koydum.
Onu kucağımda hafif dikleştirdikten sonra bir elimi beline, diğer elimi ise bacaklarının altına koyarak onu kucağıma aldığımda sadece huzurlu hissediyordum.
Evet, birçok hata yapmıştım.
Ama önümde uzun bir zaman vardı ve bütün yaptığım hataları telafi edecektim.
Onun yıkılmasına nasıl izin verdiysem, toplanmasına da bir o kadar yardım edecektim.
Jisung'u kucağıma aldığımda hafif kıpırdanıp yüzünü göğsüme doğru gömdü.
Ve Tanrı şahidim olsun ki, ben ilk o zaman cenneti tattım.
Kucağımda olan Jisung'la beraber tuvaletten hızlı adımlarla çıkarken kimsenin bizi görmemesi için dua ediyordum.
Zaten hızlı olan adımlarımı daha da hızlandırırken, Tanrı'ya ettiğim duaların hepsinin boşa çıktığını bana ispatlayan o sesi duydum.
"Changbin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Caro diario..
Fanfictionminsung. tw⚠️intihara meyilli düşünceler,kendine zarar verme.