Saatler geçmek bilmiyordu, ne olduğunu anlamadığım olayda neredeyse her şeyimi kaybediyordum. Onu kaybediyordum...
..........
"Cy!!" küt saçlı oğlan kendisine koşan beyaz saçlıya varır varmaz boynuna sarıldı. Beyazlının kokusunu içine çekti... "İ.. iyisin.. Cidden iyisin!.." derken mutluluk göz yaşları yanaklarından akıp küt saçlının ensesine düştü. Bir kaç ufak yarayla o korkunç araba kazasından kaçmıştı. Etraftaki öğrenciler melezle ona sarılan insana bakarken fısıldaşıyordu.
Bir anda herkesten daha kalın ses tonuna sahip adam kalabalığı yarıp önlerine geçti. Gözleri küt saçlıyı ve beyazlığı görür görmez hemen silahına sarıldı, "Seni pislik... Neden hala yaşıyorsun?!!" derken silahının tetiğine bastı...
Bir anlık gri saçlının beyazlıyı vurması gereken kurşun, küt saçlının göğsüne saplanmıştı. Melez çocuk, onu korumuştu...
..........
Başımı kollarımın arasına alıp kendimi suçlamadan edemiyordum, benim yüzümden.. Nari belki ölecekti. O sırada yanımda olan yeşil saçlı kız beni teselli edip duruyordu.
"M-merak etmeyin Bay Cyno!- Efendi Nari iyi olacak. Lütfen, kendinizi çok yıpratmayın..."
"Kendimi suçlamadan edemiyorum ki Collie... Beni korumak için kendini ateşe attı-.. Saatlerdir yoğun bakımda..."
Hala kontrolsüzce gözlerimden yaşlar akmaya devam ediyordu. Başımı yere eğmiş yüzümü Collie'ye göstermemek için çabalıyordum. Benim bu halimi görmesini istemiyordum.
Collie bir süreliğine sadece bana baktı, gözlerinde hüzün vardı. Beni teselli etmeyi bırakıp boşluğa baktı. Mor gözlerindeki ışık yavaşça sönerken tekrar bana döndü. "Efendi Tighnari güçlü biri. Bunu belki söylememi istemezdi ama sizle değilken hep benim yanıma gelip sizden bahsederdi. Siz onun için özeldiniz..." ayağa kalktı sonrasında, "Onun için güçlü olun lütfen." ve beyaz koridorda gözden kayboldu.
Collie haklı, onun için güçlü olmalıyım. En azından bana karşı hissettiği şey..
"Senin için kendime zarar vermeyi bırakacağım, söz veriyorum!"
..gerçekti.
...........
Bir anlık dalgınlığıma gelmiş, üzüntüden uyuya kalmıştım. Bir anlık birinin beni dürtmesiyle gözlerimi yavaşça açıp o kimseye baktım. Bir hemşireydi.
"Siz Bay Mahamatra olmalısınız, eğer yanlış kişiyle konuşmuyorsam."
"Evet benim. Bir şey mi söyleyecektiniz?.."
"Size güzel haberim var, arkadaşınız cidden güçlü çıktı. Şuan durumu gayet iyi, sadece dinlenmeye ihtiyacı var. Eğer onu görmek istiyorsanız 465 No'lu odaya yerleştirildi. Hastayı pek yormamaya çalışalım."
Sonrasında güler bir yüzle yanımdan uzaklaştı hemşire. Bir anlık kendimi tutamayıp hemen ayaklandım ve direkt olarak 465 No'lu odayı aramaya başladım. Neyse ki odayı bulmam uzun süremedi. Odanın önüne geldiğimde kendimi sakinleştirdim ilk önce, sonrasında yavaşça kapıyı açıp içeri girdim.
Bir anlık hastane yatağında yatan Tighnari'yi görünce gözlerim tekrar doldu, böyle bir şeyi asla hak etmemişti. Yavaşça yatağının yanına gittim, boşta duran sandalyelerden birini sessizce yatağın yanına çekip Tighnari'nin yakınına geldim.
Huzur içinde uyuyordu. İpeksi saçları yanaklarına düşmüştü. Kolundan verilen serum damlalarının sesi ne kadar sessiz olsa da duyulabiliyordu.
Tekrardan dolan gözlerimi hırkamın koluyla sildikten sonra derin bir nefes aldım. Sakinleştiğimde, Tighnari'nin yataktan sarkan elini fark ettim. Nazikçe kavradım elini, bir anlık elimi geri kavrayınca şaşkınlığımı kendimce gizleyemedim. Sanki benim burada olduğumu biliyordu.
Sessizliğimi daha fazla sürdüremedim, "Beni duymadığını biliyorum, belki kendi kendime konuşuyorum ama..." bir anlık sustum, yanaklarım hafifçe kızardı, "...sana ne kadar değer verdiğimi tahmin edemezsin..." dedim. Gözlerimi yere diktim, dudaklarımı büzdüm, "Ben.. bunu direkt olarak yüzüne söyleyemeyecek kadar utanıyorum tamam mı?.. Ben sana aşığım-..."
Odada uzun süren bir sessizlik oluştu. Evet, duygularımı ifade edemeyecek kadar korkaktım. Bunu direkt olarak onun yüzüne söyleyemeyecek kadar korkuyordum duygularımdan. Ama onca yaşadığımız şey aklıma gelince, o da beni seviyordu her halükarda.
...........
Bir ara Tighnari'yi izlerken onun hastane yatağına yaslanıp uyuya kalmışım. Uyandığımda bir anda onu yanımda göremeyince panikledim tabii ki...
Sonrasında odada etrafa baktım, camın önünde karanlık gökyüzünde ki yıldızlara bakıyordu. Büyük ihtimalle beni uyandırmak istememişti ama ayakta olmaması gerekirdi, dinlenmesi gerek.
"Tighnari?" dedim ve oturduğum yerden kalkıp yanına gittim. Yanına geldiğimde hala dışarı bakmaya devam ediyordu. Bir anda gözünden yaş aktığını fark edince aniden panikledim.
"Nari? İyi misi-?" ben sözümü bitirinceye kadar bana dönüp sarılmıştı. Aniden sarılmasıyla irkilsem de geri sarıldım ve saçlarını okşadım. Bir süre sonra yüzünde bir gülümseme oluştu, ama hala gözleri yaşla doluydu, "Bana aşık olduğunu söylediğinde,, ciddiydin değil mi?.." diye sordu aniden.
Bir anlık kendimi sorguladım, uyumamıştı ve beni dinlemişti... Yüzümün yavaşça kızardığını hissettiğimde elimi yüzüme atıp yüzümü kapatmaya çalıştım. Tighnari kıkırdayıp yüzüme götürdüğüm elimi yüzümden çekti ve gözlerimin içine gülümseyerek bakmaya devam etti.
Onun gülümseyen yüzünü gördüğümde yüzümün daha çok ısındığını hissettim. Cesaretimi toplayıp iç çektim ve elimi Tighnari'nin kafasının arkasına atıp yüzünü kendi yüzüme yaklaştırdım. O sırada beyaz yanakları kırmızıya boyandı. "Artık bu duyguyu saklamak zorunda değilim..." dedim ve hemen ardından dudaklarımız buluştu...
Tighnari'nin gözleri şaşkınlıkla açıldı ilk önce, sonrasında ise yavaşça kapattı gözlerini. Kollarını boynuma sararken beni daha yakın tutmaya çalıştı. Nefessiz kaldığımızda sonunda birbirimizden ayrıldık ve soluklanırken birbirimize baktık. Aramızda birbirimize bakarak gülüştük.
Tighnari yüzümü kendi ellerinin arasına aldı ve anlına küçük bir buse kondurup geri çekildi. "Eee? Biz şimdi ne oluyoruz?" diye sorarken meraklı gözlerle bana bakmaya devam etti. Bir süre gözlerinin içine bakarak sessiz kaldıktan sonra gülümsedim...
"Sevgili?..."
-766 kelime yey
Arkadaşlar cok uzgunum amk 😭😭😭😭😭 bolum aticam diye gotumu yirtiyom bir yandan da derslerime çalışıyorum olum dirilip yaziyo suan bunu sizi beklettim ya kendime yediremiyorum cok uzgunum iste yeni bolum begenirseniz sevinirim lutfeeennnnn waaaaaaaaaaaaa
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belong To Me.. (Cynonari FanFic TR)
FanfictionBazen bir şey, ya da biri sadece size ait olmasını istersiniz. Kimse ona dokunmasın, konuşmasın, yanına bile yaklaşmasın ister, ona göre davranırsın. Belki bana bakar ve "Çok tatlı..." der. İşte ben ona bu kadar çok bağlandım...(school/modern au) se...