önerilen şarkı -> ama bana bakma öyle by VAGON
(üçüncü kişi anlatımı)Pazartesi sabahı, akademiye gitmeden üç saat önce.
Cyno yattığı yer yatağından kalktı, gözlerinin ovaladıktan sonra gözlerini Tighnari'nin yattığı yatağa çevirdi. Huzurla yatışını bir süre izledikten sonra doğrulup yatağın kenarına geçti. Tighnari'nin yüzüne düşen saçlarını eliyle çektikten sonra yüzüne eğildi, bir süre öyle durdu, sonra dudaklarıyla Tighnari'nin anlına bir buse kondurup geri çekildi. Tighnari huylanmış gibi oldu. Cyno'nun yüzünde küçük bir tebessüm oluşunca yanından kalkıp üstünü değiştirmek için kıyafetlerini aldı. Üstünü değiştirdikten sonra askılığa yöneldi, kotunu giyip çantasını omzuna aldı. Önceden yazdığı notu Tighnari'nin baş ucunda ki komidine bıraktı. Son kez gözlerini Tighnari'ye çevirdi, "Üzgünüm..." ve olduğu apartman dairesinden sessizce çıktı.
...........
Cyno akademiye giden yol yerine bu sefer başka bir yol seçmişti. Ara sokaklarda dolaşıp o eski yeri arıyordu. Bir kaç dakika sadece boş ara sokağın sonuna yürüdü, sonuna vardığında paslı olan bir kapının önünde durdu. Kolunu tutup açtı ve içeri girdi, onu uzun bir koridor karşıladı. Uzun koridorun sonundan gelen müzik sesine ilerledi. Olduğu yer sıradan bir bardı, burada ne işi vardı ki? Bir süre sadece etrafa baktı, sonra bir anda duraksadı, gözü birine takılmıştı. Kalabalık insanların olduğu sahneden geçtikten sonra bar tezgahının önüne gelip durdu. "Diluc?" dedi, kırmızılı göz ucuyla Cyno'ya baktı ilk. Sonra elinde ki şarap şişesini sertçe tezgaha koydu ve Cyno'ya döndü,
"Vay vay, Mahamtra! Seni görmeyi hiç beklemezdim."
"Evet, hayır. Lanet olsun hala bu barda mı çalışıyorsun?"
"İşim bu. Eğer sadece bunu sormak için geldiysen def-"
"Kod kırmızı." yüksek sesli ortamda ikili bir süre bakıştı. Diluc'un yüzünde bir sırıtış oluştu ve tezgaha yaslandı, "Geri mi dönüyorsun?" dedi. Cyno somuttu, "Sadece bir kaç şeye ihtiyacım var, ekibe tekrar dönmeyeceğim..." derken ciddi bir bakış attı. Diluc tezgahtan uzaklaşıp Cyno'ya eliyle gelmesini işaret etti. Tezgahın arkasından dolaşıp bir odaya girdiler. Diluc önünde ki paslı dolabı cebinden çıkardığı anahtarla açtı, "Bunları burada bıraktığına hala inanamıyorum..." ...
.........
(cynonun bakış açısı)Nahida oturduğu sandalyeden ofisin dışında beni süzdü, "Gelmişsin." dedi. Ben sadece olduğum yerden karşımdaa ki Nahida'ya ve hemen arkasında ki Alhaitham'a baktım, aynı rüyamda ki gibi mi olmak zorundaydı. Bir süre sessiz kaldı, Nahida "Tighnari gelmedi mi?" demesiyle bir an duraksadım. Omzumda olan çantamın kolunu sıktım, "O gelmedi, işi varmış-" tabii ki yalandı. "Öyle mi?" dalga geçer bir ifadeyle konuştu Alhaitham. Nahida dirseğiyle arkasındaki gümüş saçlıyı dürttükten sonra eliyle içeri gelmem için işaret yaptı ilk, sonra ise kapının iki yanına baktı. İçimin sıkıştığını hissediyorum, aynı şey oluyor olamaz değil mi? İçeri girmeden önce soluklandım sakinleştiğimde tek elimi kemerime atıp içeriye girdim...
.........
(tighnarinin bakış açısı) Yataktan kalkıp zar zor doğruldum, gözlerimi bile açamadan esnedim. Alarmım çalmamıştı, yoksa duymadım mı? Gözlerim aralık bir şekilde yatağımın yanında ki komidinin üstünde telefonumu aradım. Elim bir anda bir şeye çarptı, ilk ne olduğunu kavrayamadım sonradan elime alınca o şeyin kağıt olduğunu fark ettim. Elime aldığım kağıdı okumak için yüzüme yaklaştırdım. Zar zor okuyabildiğim yazıları okumaya başladım içimden, "Belki bu notu göreceksin ya da tam tersi olacak. Sadece şunu söylemek istiyorum, seni çok seviyorum ve bunu gösteremediysem affet. Bundan sonrasını kendim halletmek istiyorum, seni daha fazla tehlikeye atamam. Umarım beni affedersin sevgilim..." bir anda kağıt elimden düşüverdi. "Şa.. şaka mı yapıyor bu aptal?" derken hemen ayaklandım, apartman dairesinin hızlıca aradım ama o yoktu. Sinir ve hüzünle birlikte yumruk yaptığım elimle duvara vurdum,, "Hayır hayır hayır HAYIR!!-" . Gözlerimden yavaşça yaşlar süzüldü. Hemen kendimi toparlamaya çalıştım, öylece bir kenara attığım kıyafetlerimi hızlıca alıp giydim. Son olarak üstüme montumu geçirip daireden hızlıca çıktım.
Koşar adımlarla Akademiye ilerliyordum, nefesim neredeyse kesilecek gibiydi. Yüzüme vuran soğuk hava nefes almamı zorlaştırıyordu, kalbim acıyordu... Bir kaç sokak sonra başka bir yola saptım, sonunda akademi karşımdaydı. Adımlarımı olabildiğince hızlandırdım, sadece karşıdan karşıya geçmem gerekiyordu. O an bir anda gözüm karardı, kendimi toparladığımda bana hızla gelen arabayla karşılaşmam çok ani oldu..-651 kelime yey
yeni bölüm kısa oldu evet ve aniden kaos çıkardım çok kötüyüm. her neyse bu bölümün kısa olmasının nedenleri var tabii ki size bilerek kısa hikaye sunmuyorum. umarım beğenirsiniz bir daha ki bölümü en kısa zamanda atmaya çalışırım seviliyorsunuz<33
yazmayı unuttum fikir veren herkese ayrı ayrı teşekkür ederim<33333
;; ☆. •° .• 🌾
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belong To Me.. (Cynonari FanFic TR)
FanfictionBazen bir şey, ya da biri sadece size ait olmasını istersiniz. Kimse ona dokunmasın, konuşmasın, yanına bile yaklaşmasın ister, ona göre davranırsın. Belki bana bakar ve "Çok tatlı..." der. İşte ben ona bu kadar çok bağlandım...(school/modern au) se...