Gerçeklikte olduğumun ne kadar farkında olsamda rüyadaymış gibi hissediyorum. Göz kapaklarım açamayacağım kadar ağır geliyor. Gözlerimi iyice yumup yeniden açmayı denedim, zar zor açılan gözlerimle etrafa bakmaya çalıştım. Kafamı yavaşça okşayan el mayışmama sebep oluyor. Bir anda gözlerimi açıp geri kapattım, bir anda ışığa maruz kalan gözlerim acıyordu. Sonradan anladım ki Tighnari'ye yaslandıktan sonra uyuyakalmışım oda başımı kucağına koyup öylece uyumama izin vermiş. Bir an doğrulmak istedim, Tighnari başımı yeniden yatırır pozisyona getirdi. "Bedenini dinlendir. Daha sen uyuyalı bir saat bile olmadı." dedi aniden, sonra bir eliyle başımı okşamaya devam etti. Hiçbir şey demeden Tighnari'ye bakmaya başladım, başımı okşamasına rağmen resim çizmeyi eksik etmiyordu. Göz ucuyla yerdeki eskiz defterine baktım, "Ne çiziyorsun?" diye sordum. Tighnari bana baktı, sonra eskiz defterini yerden aldı ve yüzüme doğrulttu. Defterin üzerinde çizdiği şeye baktım, şu aranara denen efsanevi yaratıkları çizmişti. Bir an düşümdüm de Tighnari'nin hayal gücü bir bakıma diğerlerinden daha geniş. "Güzel çizmişsin." dedim, Tighnari defteri geri yere koyup bana baktı ve gülümsedi sonra elinde ki kalemle anlıma vurdu, "Şimdi uyu." dedi ve kafamı okşamaya geri koyuldu. Onayladıktan sonra gözlerimi kapattım, uyumam uzun sürmedi zaten, bu şekilde uyuyamazsam da ne biliyim? Eh-
---------------------------------
Bir ara uyandım gibi oldu. Dirseklerimden destek alarak doğruldum, Tighnari ellerini havaya kaldırmış bir şekilde öylece baktı bana o an. Tek elimle gözlerimi ovaladıktan sonra konuştum "N'oldu?" dedikten sonra Tighnari biraz somurttu, yüzü kızardı gibi oldu, sonra cevap verdi. "Sadece koluna bir şeyler çiziyordum. Yani- rahatsız olduysan kusura bakma." derken kollarını aşağı indirdi, bir yandan elindeki kalemi yere bıraktı. Doğrulup oturur pozisyona geçtim o sırada. Tighnari biraz mahcup biraz utanmış bir şekilde yere bakıyordu. Bir şeyler karaladığı kolumu kaldırıp inceledim, belki gökyüzünde göremesemde kolumda olan yıldız çizimleri hoş görünüyordu. Tighnari'ye baktım, "Benimde koluna yıldız çizmemi ister misin? Merak etme çiziklerin konusunda dikkatli olacağım." dedim ve gülümsedim. Tighnari bana baktıktan sonra gülümsedi, "Eh neden olmasın?" dedi. Kolunu ağzına yaklaştırıp tek bir ısırıkla bağladığı bandajı söktü. Biraz yaklaştı ilk, sonra yerden aldığı kalemi elime verdi ve kolunu uzattı. Kalemle dikkatlice çiziklerin arasına yıldızlar çizmeye başladım. Zaman o sırada uçup gidiverdi...
Çizime yeteneğim olduğu pek söylemez. Tighnari belki on beş dakikadır koluna mutlu bir şekilde bakıp kuyruğunu sallıyor. O kadar beğeneceğini tahmin etmemiştim. Onu mutlu görmek hoş, ama bu mutluluğun uzun sürmeyeceğinden endişe ediyorum. Tighnari hala koluna bakarken ona yaklaştım, ilk bana baktı. Bir şey demeden önüne geçtim, sonra içten bir şekilde Tighnari'ye sarıldım. Garipsedi ilk galiba, sonra geri sarıldı. Neden duygularıma gelince anlatmak zor geliyor bilmiyorum, ama belki bir gün? Öyle değil mi?
Tighnari kuyruğunu belime sardı aniden, o sırada yüzüme yaklaştı. Geri çekilmek istiyordum ama başımın arkasında ki el buna engel oluyordu. Dur ne? Yüzüme iyice yaklaşıp burnunu burnuma değdirdi. Ne diyebilirim ki? Olduğum yerde dona kaldım otomatik olarak. "Çok komik gözüküyorsun-" dedikten sonra kıkırdadı Tighnari. Nasıl göründüğüm şuan umurumda değil, utançtan yerin dibine girmek üzereyim. Bir anda telefonum çaldı, açmak istemedim. Bir kere daha çaldı, ve bir kere daha... aramasalar ölürler sanki? Olduğumuz pozisyondan ayrılıp Tighnari'den bir kaç dakika izin vermesini istedim ve mutfağa geçtim. Telefon ekranında kim olduğuna bakınca bir an elim titremeye başladı, o sırada zorla telefonu açmam gerekiyordu. Titreyen sesimle açtığım telefona konuşmaya başladım, "He.. hey... Bayan Nahi--"
"Alhaitham'ın söyledikleri doğru mu?"
"N... ne demeye çalışıyorsunuz anlamadım-.."
"Neyden bahsettiğimi çok iyi biliyorsun Cyno. Pazartesi ofisime gel, seninle ve Tighnari ile yüz yüze görüşmek istiyorum." ve telefon kapandı. Ne yapacaktım? Ne diyecektim?? Bir anlık mutluluk sadece hiçe mi dönüşecekti. Elimde ayağım titriyordu, korkudan mı yoksa onu kaybetme duygusundan mı? Elimde ki telefonu öylece mutfağın bir kenarına fırlattım ve yaslandığım duvarın dibine oturup bacaklarımı göğsüme çektim, göz yaşlarıma hakim olamıyordum bile. Tighnari telefonun yere çarpma sesini duymuş olmalı ki kapının eşiğine gelip bana baktı, ağladığımı fark ettiğinde ise hızlıca yanıma geldi, "Cyno! Noldu..?" derken yanıma çömeldi. Göz yaşlarımı baş parmağıyla sildi, sonra elini yanağıma koyup okşadı. Gözlerimin içine bakıp duruyordu, "Ne olduğunu anlatacak mısın? Lütfen?"
"Çok üzgünüm... be.. ben..."
"Hey hey... Ağlama artık-.." gerçeği söyleyemezdim, ama sonradan öğrenirse benden nefret edecekti. "Boş versene..." derken yüzüme attığı elini tutup kendimden uzaklaştırdım ve ayağa kalktım, mutfağın dışına yürümeye başladım. Tighnari olduğu yerden bana bakıp kulaklarını eğdi, sonra ise peşimden geldi ve kolumdan çekiştirdi "Konuşmazsak anlaşamayız, bana öyle demiştin." demesiyle ona döndüm. Söylemek istiyordum, ama hayır söylersem... Gerçeği bilmesi gerekli değil mi? "Nasıl anlatabilirim bilmiyorum. Ama sadece şunu bilmeni istiyorum," derken ellerini tuttum Tighnari'nin "seni ne olursa olsun koruyacağım..." hala yaş akan gözlerimi kapatıp gülümsedim...-752 kelime yey
Mafia au'suna geçince burayı unuttum pardon. bide normalden kısa yazdım bunun için üzgünüm. ailesen sorunlar yüzünden derslere yoğunlaşıyorum bu yüzden sadece pc den yazıyorum. herneyse umarım severek okumaya devam edersiniz, seviliyorsunuz<3
;; ☆. •° .• 🌾
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belong To Me.. (Cynonari FanFic TR)
FanficBazen bir şey, ya da biri sadece size ait olmasını istersiniz. Kimse ona dokunmasın, konuşmasın, yanına bile yaklaşmasın ister, ona göre davranırsın. Belki bana bakar ve "Çok tatlı..." der. İşte ben ona bu kadar çok bağlandım...(school/modern au) se...