Bölüm 2: Sensin

395 43 8
                                    

Lanet matematik dersini tuvalette geçirmek çok sıkıcı, üstüne üstlük, bide yanımda Haitham ve Kaveh var. Gene bir şey hakkında kavga ediyorlar, -beni dövmeyeceklerini bilsem- onları birbirlerine doğru ittirirdim, pff- Ama cidden baş ağrıtıcılar. Kaveh hem öğrenci hemde kütüphane görevlisi. Haitham ise aynı benim gibi öğretim üyesi. İkisini bir kere bile sakince dururken görmedim, alfa bozuntuları işte -yani öyle sanıyorum- defalarca kavga ettikleri için disipline gittiler ama hala akıllanmadılar.

"Artık sussanız? Lütfen?" gururum incindi unų. "Hocalar duysa kötü olur biliyonuz, bilmem kaçıncı kez disipline gitmek iyi mi lan??" Haitham bana dönüp somurttu, kendini beğenmişin teki zaten "İlgilenmiyorum? Yakalanmaktan korkuyorsan git kızlar tuvetinde saklan." elimde kalıcak haberi yok... bi' anda bana yaklaşınca geri çekildim. Haitham ise sakin bir şekilde yaklaşıp dirseğini kafamın üzerine koyup baskı uyguladı. "Pff, gücün bana mı yeticek? Komik." altıma alıp siksem napıcan acaba. Psikopata bağlıyorum, yüce arkonlar... sinir krizi geçiricem galiba. Artık ne kadar sinirlendim hatırlamıyorum bile, yumruğumu sıkıp Haitham'ın çenesine vurdum oda refleks olarak geri çekilince bende kaçma fırsatı buldum. Gene çok iyiyim. Haitham arkamdan küfürler saydırırken ben çoktan tuvaletten çıkmıştım bile. "Hehehe ezik." sinirlerim yerlerde.

Zil çaldığında Tighnari'yi aramaya başladım. Herifin nerde olduğu belli değil zaten. Arkasında ki kuyruktan farksızım. Yemekhaneye baktım yok. Bahçede? Yine yok. En son akademinin  en sessiz yeri olan kütüphaneden içeri girdim. İçeride pek öğrenci yoktu. Kitaplıkların arasında dolaşırken masaların olduğu büyük açıklığa vardım. Evet, o ordaydı. Kollarını sıvamış elinde duran deftere bir şeyler karalıyordu. Yavaşça yanına yaklaştım -beni fark etmedi- arkasına geçip ne çizdigine bakmaya çalıştım, sadece dağlarda görünen bir çiçek türünün resmini çiziyordu. "Çok yetenekli, çok güzel.." aklımdan geçirdim. Bu herifin cidden çizime yeteneği var. Onu izlemeye devam ederken, bi' an duraksadı -sanki bir sorun varmış gibi- ve aniden bana döndü. Şaşkınlığımı gizleyemedim bir an, ilk tanıştığımızda ki utangaç yüzü yerine bu sefer tehtidgar ama üzgün bi' ifade takınmıştı "İznim olmadan beni izlemeye çalıştın değil mi?" derken oturduğu sandalyeden ayağa kalktı elindeki defterle, yine defteri sıkıca tutuyordu. Bir şey diyemedim, elindeki deftere bakarken gözüm kolundaki çiziklere takıldı. Benim kollarına baktığımı fark etmesi uzun sürmedi tabi, "Ü.. üzgünüm..!" dedi ve arkasını dönüp hızlı adımlarla ilerlemeye başladı. Arkasından gelip omzundan tutup Tighnari'yi kendime çevirdim.

"Asıl ben üzgünüm, senin iznin olmadan defterine bakmamalıydım..." derken yüzüne düşen kapşonluyu kaldırmak istedim ama sadece elimi itip geri çekildi- "Benim hakkımda bir şey bilmiyorsun." derken sıvadığı kollarını kapatmaya çalışıyordu, cidden üzücü bir durum. Çok acınası. "Evet haklısın... senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Ama eğer bana bir şans verirsen, seni daha yakından tanımak isterim." dedim. Tighnari'nin yüzünde küçük bir tebessüm oluştu, bende ona güler bir yüzle karşılık verdim. Yüzündeki küçük olan tebessüm, ona yakışıyordu. Hala göz kontağı kuramıyordu ama böyle idare eder herhalde.

Ona biraz yaklaşmak istedim, nedense irkildi gibi. Bu durum, daha yeni tanışmamıza rağmen beni üzüyor. "Hey uhh, çizimin çok güzel." dedikten sonra Tighnari'nin yüzü kızardı. Anlıyorum, hassas biri. Kendimi aptal gibi hissediyorum. Yüce Arkonlar... napıyorum ben? Kendi düşüncelerimde kaybolmuşken Tighnari kolumu tuttu, naptığını anlamadım diyebilirim. Sarılıyor sayıcam. Galiba. Onu ne kadar tanıyabilirim bilmiyorum, ama eminim ona yardımcı olabilirim. Yani, sanırım- birini iyi hissettirmekte kötüyüm. Çevrem öyle diyor. Aman onların sözleri kimin umrunda ki. Ve zil çaldı işte, artık kolumu bıraksa iyi olur. "Artık sınıfına gitmen lazım, geç gidersen hocalar kızabilir." tepki vermedi. Bi' bakıma korkunç. Bi' süre böyle durduktan sonra kolumu bırakıp elimi tuttu, biraz- utanç verici bir durum. Onunda utandığından şüphem yok. Yüzünü hep yere eğiyor. Yüzünü tam olarak gördüm diyemem, kafasındaki kapşonluyu hiç çıkarmıyor. Merağıma yenik düşmesem iyidir. Bu kadar şeyi aklımdan geçirirken yüzümdeki ifade değişmiş olmalı, Tighnari ne olduğunu sordu. Bir şey diyemedim. Bi' süre sadece yüzüme baktı, sonra ise çekingen bir şekilde bana sarıldı. Ne hissedeceğimi şaşırdım...

---------------------------------------

Bütün gün nedense sadece o herifi düşündüm, hislerim fazla karışık. Eve geldiğimde de Razor iyi olup olmadığımı sordu. Tabiki iyiyim diye geçiştirdim. Belki şuan gereğinden daha iyiyim. Aklımı kaçırıcam! Lanet olsun, sadece onu düşünmek baş ağrıtıcı. Yatağımın içinde yuvarlanıp duruyorum, çünkü uykum yok! Sikiyim ya. Acaba Haitham'a yazsam bir şey der mi? Hala kızgın olup olmaması umrumda değil.

......

Haitham! HAITHAM BI' BAK
AMINA KOYİM!!

Gecenin bilmem kaçında ne
sikime yazıyorsun be??

Keyfimin kahyası öyle istedi
yazdım var mı?

Tamam umrumda değil kötü
geceler

Dur bi' ya
Hey??
HAITHAM
SENİN GİBİ ARKADAŞIN AMINA
KOYİM

Bir mesaj daha at ve yarın
seni beceriyim

Sikilcek havamda değilim sağol

İyi

.........

Bu herifin bir şeye yarı yok bana mı olcak? Adam akademide birinci aslında. Düşünecek daha iyi bir şey bulmam lazım kafamı boşaltacak daha iyi şeyler... fesat olmayan şeyler... niye bunu aklımdan geçirdim ki ben. Sadece, şu herifi beynimden çıkarsam rahatlıycam. Hislerimi kontrol edemiyorum bile. Bedenim yanıyor... ateşim mi var yoksa başka bir şey mi, ayırt edemiyorum bile. Bedenim sanki hislerime göre tepki veriyor. Beni yapmak istemediğim ama ihtiyacım olan bir şeye itiyor. Neler oluyor bana böyle??

-779 kelime yey
;; ☆. •° .• 🌾

Belong To Me.. (Cynonari FanFic TR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin