Biliyoruz bolumler gec geliyor ama hikayeyi tam netlestirmeye calisiyoruz kusura bakmayın.. bugün bir okurumuzun doğum günüymüş onun adına bölümü hemen yazıp atıyoruzz. iyiki doğdunn💘 umarım hepiniz seversiniz seviliyosunuzzz💗💞💞
*
*
*Jungkook'un ağzından
Duyduğum şeyler karşısında nefesim kesilmiş,olduğum yerde kalıvermiştim. Az evvel baba olacağımı hemde hiç tanımadığım,sevmediğim bir kadından çocuğum olacağını öğrenmiştim. O cariyeyle en başından beri sadece beni tünelden gizlice geçmeye çalışırken görüp tehditler ettiği için zoraki olarak birlikte olmuştum. Çünkü eğer o gün beni gördüğünü birilerini anlatsaydı hem babam ve annem canıma okuyacaktı hemde bir daha Taehyung'u görmem imkansız gibi bir şey olacaktı. Zaten artık gerçekten de imkansız oldu. Karnında benim çocuğumu taşıyan ve yakında da babamların sayesinde soyismimi de taşıyacaktı o kız.. Meğer o gün farkında olmadan Taehyung'u, benim Tae'mi son kez görmüştüm. Halâ olanların şokunu atlatamamışken hemen silkelenip odama doğru ilerledim. Odamın kapısına yaklaştığımda kapımın önünde odamdan sorumlu kalfalar ve görevlilerle konuşan Hoseok hyung'u gördüm. Etrafında 3-5 kişi var idi. Elinde tuttuğu not defteri ve kayıtlarla hepsine teker teker yapmaları gereken şeyleri söylüyordu. Onlarda hemen Hoseok hyung'un dediklerini not alıyor, onaylarcasına kafalarını sallıyolardı. Arada da kafalarına takılan şeyleri soruyolardı. Koridora ilk girdiğimde beni fark etmemişlerdi. Biraz daha yaklaşıp kapıyla aramda yirmi metre kadar kaldıktan sonra Hoseok hyung ve yanındakiler beni fark ettiler. Beni görünce,kalfalar ve çalışanlar hemen ellerindeki tuttuğu şeyleri kollarının altına koyup,hazır ol duruşuna geçip bana selam verdiler. Aynı şekilde Hoseok hyung'da onlar gibi yaptı. Ama Hoseok hyung'un birşeyler olduğunu anladığı çok belliydi. Onun anladığını umut ederek direkt odama gittim.
Hoseok hyung da peşimden geldi. Odama girdiğim gibi yatağımın kenarına çömeliverdim. Dizlerimi karnıma doğru çektim ve bir elimi enseme, diğer elimi de sağ bacağımda ki diz kapağıma attım. Hoseok hyung da yatağımın tam karşısında ki şöminenin önündeki sandalyeye oturdu. Yandaki masadan iki kadeh aldı ve içine şarap koydu. Kadehleri doldurduktan sonra yanıma oturdu ve birini bana uzattı. Kadehi almamla tek dikişte bitirmem bir olmuştu. Bu halimi gören Hoseok hyung şaşkınlıkla yüzüme bakıyordu.
"Durumlar bu sefer fena ha? "
Cevap vermemiştim. Sanki algı yeteneğimi kaybetmiş gibi sadece boş boş duvara bakıyordum. Kadehi ona tekrar uzattım. O da tekrar doldurdu. Yine tek yudumda bitirdim ve doldurması için yine uzattım.
"Yavaş ol oğlum. Ne bu hız? Akşam yemeğine az kaldı sarhoş sarhoş gidemezsin aşağıya. "
Kadehi onun dizine iki kere değdirdikten sonra tekrar dondurmasını işaret ettim. Yüzüme birkaç saniye baktıktan sonra derin bir nefes vererek tekrar doldurdu kadehi. Yine kafaya diktim ama bu sefer bitirmedim. O hala ilk kadehindeydi. O hep böyleydi. Şarapta da normal içkilerde de her zaman yavaş yavaş içer, içkinin tadını çıkarırdı. Benim de çok hızlı içtiğim pek söylenemezdi aslında. Fakat ne zaman ki kötü bir gün geçirmişsem ve kafamı dağıtmam gerekiyorsa işte o zaman ağzına kadar dolu olan kadehi dahi tek dikişte içerdim. Hoseok Hyung'um da bunu bildiği için benim içki içme hallerimden bile birşeylerin ters gittiğini hemen anlayabiliyordu.
Odada çıt çıkmıyordu. Ne ben ne de o tek kelime dahi etmiyorduk. Uzun süren sessizliği de ben bozmuştum.
" Baba oluyorum.."
" Hah? "
"Duydun işte. "
"Duymamayı tercih ediyorum şuan. Ve bunun çok kötü hatta bomboktan bir şaka olduğunu varsayıyorum Kook. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
'Querencia; Taekook
FanfictionGüney Kore'nin en saygın kraliyet ailesinden biri olan Jeon ailesinin tek veliyahtı olan Prens Jeon çıktığı bir av gezisinde çobanın oğlu Kim Taehyung'a ilk görüşte aşık olur.