UZUN ZAMANDIR BÖLÜM ATAMADIĞIM İÇİN BU BÖLÜMÜ DİĞERLERİNE NAZARAN BİRAZ UZUN TUTMAYA ÇALIŞTIM.
İYİ OKUMALAR💞Hastaneden iyice uzaklaşmıştık. Arabanın camına kafamı yaslamış düşünüyordum. Hayatım berbat bir yola gidiyordu. Barış beni bulmadan en fazla kaç saat geçirebilirdim ki?
Biraz uzun süren yolculuk sonrası bir evin bahçesine girdik. Arabayı garaja park edip inmem için başı ile bana işaret yaptı. O kadar dalmıştım ki fark etmem zaman almıştı. Arabadan inip kapımı açtı. Başımı kaldırıp ona baktım.
"Kendini burda rahat veya güvende hissekmiyceksen otele falan götürebilirim seni."
Arabadan inip kapıyı kapatıp karşısına geçtim.
"Ben hiç bir yerde güvende değilim."
Eliyle gideceğimiz yöne doğru işaret etti. Sanırım tek başına yaşıyordu. Evde kimse yoktu. Dış kapıdan girer girmez sağ tarafta bir mutfak , sol tarafta yukarı çıkan bir merdiven , hemen karşıda büyük bir oturma odası vardı.
Oturma odasına doğru ilerledik. Emre bana oturmamı söylesede üstümdeki ıslak tişörtle koltukları mahvetmemek için ayakta etrafa bakmaya başladım. Kahve tonda deri bir L koltuk vardı. Etrafta çoğu şey kahverengiydi. Duvarın orda bir fotoğraf köşesi vardı. Fotoğrafları incelemek için yakınlaştım. Fotoğraflarda iki erkek çocuk vardı. Biri esmer biri kumral kardeş gibi duran iki çocuk... Sadece bir fotoğraflardan birinde aralarında hemen hemen onların yaşlarında bir kız vardı.
"Kardeşim diyebileceğim birisiydi."
Sesin geldiği yöne baktım. Emre arkamda fotoğraflara dalmış bakıyordu.
"Ne?"
"Fotoğraftaki çok yakın bir arkadaşımdı."
"Şu an arkadaş değil misiniz?"
"Hayır. Düşmanız..."
Fotoğraflardan gözünü ayırmadan konuşuyordu. Gözlerinde nefret ve düşmanlıktan çok kırgınlık var gibi duruyordu. Elimi kızın fotoğrafının üstüne koydum.
"Bu kim?"
"Sevdiğimiz kız."
"Hanginizin?"
"İkimizinde"
En sonunda gözünü fotoğraflardan ayırdı ve bana döndü. Elindeki kıyafetleri bana doğru uzattı. Gülümseyip aldım.
"Yukarıda ki odalardan birinde giyinebilirsin."
Başımla onaylayıp oturma odasından çıktım. Girişte bulunan boy aynasından kendime baktım. Saçlarım ıslak, makyajım akmış, üstüm sırılsıklam, ayaklarım çıplak... Bu kötü manzaradan gözümü ayırıp merdivenleri çıkmaya başladım. Ufak ama iki katlı mükemmel bir evdi burası. Ayrıca Emre'nin zevki gerçekten güzeldi. Üst katta üç oda vardı. Hemen sağda bulunan odaya girip üstümü değiştirdim.
İşim bitince odadan çıktım. Aşağı doğru ilerledim. Düşünmekten yürümeyi bile beceremez hale gelmiştim. O kadar yavaş yürüyordum ki... Dokunsalar ağlıyacaktım. Barış'ın bana söyledikleri sinirimi çok bozmuştu.
Düşünceler içinde oturma odasına indim. Emre koltukta oturmuş kitap okuyordu. Kitap okuyan erkek mi varmış? Yanına yavaşça gittim,rahatsız etmemek için sessizce oturdum. Benim oturmamla onun kitabı bırakması bir oldu.
Elini cebine atıp telefonunu çıkarttı. Bana doğru uzattı. Anlamsız bir bakış attım.
"Aramak istediğin birisi varsa arayabilirsin."