Normalde gururumu bir kenara bırakıp peşlerinden gidip Barış'a hesap sorardım ama aramızda ne olduğunu bile bilmediğim bir adam için bunun yapmazdım.
Barmene dönüp tekila istedim. Bir kaç dakika sonra bana bir shot veren barmene bir kaç tane daha vermesi için işaret yaptım. Önümde duran shotları sırası ile kafaya dikledim.
Sayısız içkiden sonra tüm dünyanın sallandığını görüyordum. Kafamın içinde Barış'ın son sözleri dönüp duruyordu. Kapanan gözlerime engel olamadım ve kafamı masaya koyup uyumaya başladım.
Kulağımdaki müzik sesi azalmaya başladığında gözlerimi hafifçe araladım. Emre'nin arabasında olduğumu anlamam bir kaç dakikamı almıştı. Ama arabada tektim. Yerimde doğrulup arabadan dışarıya baktığımda Barış'la Emre'nin birbirlerine bağırdığını fark ettim.
Arabanın kapısını yavaşça açıp onların görmeyeceği şekilde dışarı çıktım.
"Asya'nın seninle gelmek istiyeceğini sanmıyorum Barış."
"Sana fikrini soran yok! Ben şimdi Asya'yı alıp gidicem!"
"Sen gidebilirsin Asya benle kalıcak."
"Bana bak , geçen sefer yapmadım ama bu sefer seni öldürürüm."
Dişlerini sıkarak konuşuyordu. Emre sırıtınca Barış kendini tutamayıp yumruğu geçirdi. Müdahale etmem gerektiği için onlara doğru hızlıca yürüme başladım çünkü Barış durmuyordu.
"Barış yeter yapma!"
Aralarına girip barışı iki elimde göğsünden ittirmeye başladım. Gözleri beni bulunca sağ bileğimden tutup beni kendine çekti.
"Benimle geliyorsun."
"Hayır"
"Zorundasın Asya!"
"Yoksa napıcaksın Barış? Benide mi döversin , evine mi tıkarsın, beni annemle mi tehdit edersin? Ha ya da dur , duygularımla mı oynarsın? Ne yaparsın söyle."
Bakışları yumuşamıştı. Gözlerini benden ayırmadan bileğimi tutan elini gevşetti. Elimi sertçe geri çektim. Gözlerindeki yumuşaklık yavaşça nefrete dönüşmeye başlamıştı. Henüz geçmemiş olan sarhoşluğumun etkisi ile olduğum yerde hafifçe sendeledim. Beni tutmak için yaklaşan Barış'a elimle dur işareti yaptım. Bu sırada düşmemem için Emre elini belime attı. Barış'ın bakışları Emre'nin belimdeki eline kaydı. Dişlerini sıkmaya başladı. Daha fazla sıkıntı çıkmasın diye elimle Emre'nin elini ittim.
"İyiyim ben."
Barış üstüme doğru yürümeye başlayınca kendimi geriye doğru adım atarken buldum. Barış bunu fark edince olduğu yerde kaldı.
"Korkuyor musun benden cidden?"
Sesi çok yumuşak ve kırgın çıkmıştı. İstemsizce gözümden yaş akmaya başlamıştı.
"Evet. O yüzden uzak dur benden."
Derin bir nefes alıp yutkundum.
"Evime gitmek istiyorum Barış. Evimi özledim, annemi özledim. Canımı yakıyorsun. Ben senin oyuncağın değilim. Sana yaklaşmaya çalışıyorum itiyorsun. Senden uzak durmaya çalışıyorum çekiyorsun. Gel Asya , git Asya. Ben bundan sıkıldım. Senden uzak durmak istiyorum. Sende benden uzak dur yanıma yaklaşma. Evet belki fiziksel değil ama bana zarar veriyorsun. Ben zarar görmek istemiyorum. Paranı sana geri ödeyeceğim ama lütfen beni rahat bırak."
Kurduğum cümle ağlamama sebep olmuştu. Barış gözlerini benden kaçırım gökyüzüne bakarak derin bir nefes aldı.
"Peki git."