🍬🍭🍬🍭🍬🍭🍬🍭
2 gün olmuştu....
Koskoca siktiğimin 2 günü boyunca bir it gibi evde oturmuş ve ağlamıştım.
Acizdim.
Korkaktım.
Yıkıktım...
Hayır. Asıl bebek bendim... Taehyung çok güçlüydü.
Bense güçsüzdüm...
Gidemedim.
2 gün boyunca sadece Tae'me gidememekle kalmamış, evden de çıkamamıştım.
Evi, kelimenin tam anlamıyla bok götürüyordu.
Sabah akşam içtiğim tek şey salonumu zapteden şişelerin içindekilerdi.
Yediğim tek şey ise cipsler, pizzalardı..
Sikik bir haldeydim ve durmadan küfür edesim vardı.
Keşke birisi gelse de benim ağzımı yüzümü dağıtana kadar dövseydi.
Ona yazık olurdu yine de. Akıllanmazdım ben çünkü, beni dövdüğü ile kalırdı.
Tae bugün taburcu olmuştu ve ben... onun yanına bile gidememiştim. Kapıdan bile bakamamıştım...
Çalan kapıyı açmak için ayaklandığımda ayağımın yerdeki şişelerden birisine basması ile kaymış ve düşmüştüm.
"Bekleyin lütfen! Düştüm ama geleceğim..."
Sesim bile bitkindi...
Yerden kalkıp (zor da olsa) kapıyı açabilmiştim.
Yoongi, bana hayal kırıklığı ve endişe dolu gözlerle baktığında anlamıştım neden buraya geldiğini.
"Neden gelmedin.."
"Yoongi... ben... gelemedim."
"İçeri girebilir miyim?"
"Girilecek bir içerisi varsa girebilirsin."
Yoongi içeriye girdiğinde salonun hâli ile ağzı bir karış açılmıştı.
Haklıydı... ben bile burada nasıl yaşadığımı bilmiyordum ki?
Ama bence biraz fazla abartıyordu. Yani altı üstü sadece zemini kaplayan ve boydan boya zeminde yatan kahverengi şişelerden salona giremiyordum o kadar. Ah bir de sehpamın üzeri de o şişelerden kaplıydı o yüzden cips tabağımı şişelerin üzerine koymuştum. Evet... o kadar fazlalardı.
Uh bir de kanepeler biraz cips kırıntısı olabilirdi. Yerdeki şişelerin üzerine atılan yastıklarım ve yere düşen (aslında şişelerin üzerine.) Battaniyem ile salon tam anlamıyla felaketti.
Mutfağa gidip kendime noodle yapmaya başladığımda Yoongi'ye sesleniyordum.
"Yani Yoongi abarttın cidden. O kadar kötü halde değil. Sadece şişelerden salona giremiyorsun o kadar. Ah bir de cipslerden oturamıyorsun koltuğa. Yani neyse... Açsan sana da noodle yapabil-"
🍬🍭🍬🍭🍬🍭🍬🍭
Kafayı yemek üzereydim.
Şaka mıydı bu çocuk? Bira şişelerinden salona giremiyordu ve hâlâ ilerleyeceğim diye uğraşıyordu.
Süpürge makinası keşfedilmişti? Ya da el süpürgeleri?? Hadi onları da geçtim, evinde cam vardı. Cam ya cam! Camı açmayı da mı bilmiyordu bu çocuk?
Bir de noodle yapıyordu kendisine... kim bilir günlerdir yemek de yemiyordur?
Şimdi ise kendisine noodle yapıyordu ve ben o sırada ani gelen bir aydınlanma ile yukarı çıkmış, odasına girip bir kaç kıyafetini spor çantasına doldurmuştum. Montunu da alarak kapıya ilerlediğimde ayakkabıları kapıdaydı. Bana bakmış ve "noluyor?" demişti. Gösteririm ben sana şimdi noluyor u.
"Çekil. Montunu ve ayakkabılarını giyip beni takip ediyorsun. Anladım ki daha aşk acısı çekecek kadar büyümemişsin. Yürü mankafa."
"Noodl-"
"Siktirtme noodle'ını! Ayakkabılarını ve motnunu giyip beni takip ediyorsun dedim!"
Çantasını alarak evden çıkmış ve arabada onu beklemeye başlamıştım.
Yeterdi bu kadar. Artık birisinin Jungkook'a dur demesi gerekti ve o kişi de bendim.
Jungkook geldiğinde direkt eve sürmüştüm.
Bir süre bende kalacaktı, o kadar.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİNT ŞEKERİ
Fanfiction𝙏𝙖𝙚𝙝𝙮𝙪𝙣𝙜: Sevmiyo işte beni Sevmicek amk Boşuna uğraşıyoruz 𝙅𝙞𝙢𝙞𝙣: Emin misin bebeğim? Eğer seni sevmeseydi Bugün sana güzelim demezdi 𝙏𝙖𝙚𝙝𝙮𝙪𝙣𝙜: Demedi zaten Jimin Tamam dedi ama o anlamda dememiştie ya 𝙃𝙤𝙨𝙚𝙤𝙠: Taehyung ...