Enhypen hasta Y/N'lerine bakıyor.
↬ Lee Heeseung (이희승)
Koltuğunuzda kıpırdandınız, bir yerde beş saat aralıksız kaldıktan sonra yine rahat bir pozisyon bulamamıştınız. Heeseung'u bariz bir şekilde tıkanmış bir sesle aradığından beri, senin evinde sana bebeklik yapıyor ve forma girmene yardım etmeye çalışıyor. Yine de hiçbirine aldırmadın, yoğun programıyla erkek arkadaşınla geçirebileceğin her andan zevk aldın.
Başınızı kaldırdınız ve sözde erkek arkadaşınız televizyonunuzun çerçevesine girdiğinde, nefret ettiği dramayı bir kez daha yeniden izlemenizi engellediğinde, kendinizi oturma pozisyonuna çektiniz. Ona gülümsedin, güzel yüzü hemen daha iyi hissetmeni sağladı. Ama sonra elindeki şişeyi gördün ve yüzün bir milisaniye içinde düştü ve onu güldürdün.
"Hayır! Hee, tam anlamıyla onu bir saat kadar önce içtim!" Mızmız bir ses tonuyla itiraz ettin ve en nefret ettiğin ilacı içmemek için elini zayıf bir şekilde senden uzaklaştırdın.
"Kesin olarak dört saat önceydi," diye düzeltti ve somurtkan suratınıza kıkırdadı. "Hadi ama bebeğim. Bundan nefret ettiğini biliyorum ama içmen gerekiyor. Benim için?"
O bambi gözlerine asla hayır diyemeyeceğinizi çok iyi bilerek ona dik dik baktınız. Dramatik bir iç çekişle ilacı elinden aldın ve doğrudan şişesinden içmek için kaldırdın. Sen, gerçek bir çocuk gibi davranarak bir yudum alıyormuş gibi yaptın, oysa gerçekte onu, iğrenç içeceğin herhangi bir kısmını ağzına alacak kadar yükseğe bile eğmedin. Şişeyi ona geri verirken dudaklarını yaladın ve hafif tadı karşısında yüzünü buruşturdun.
Sen tepki bile veremeden Heeseung eğildi ve dudaklarını onunkilerle yakaladı. Ani öpücüğü duyunca nefesin kesildi, dilinin ucu alt dudağının üzerinde gezindiğinde gözleri kapandı ve içini çekerek onu ağzına alması için yeterli alan sağladın. Ellerinizi onun boynuna doladınız, hastalık ve ani sıcaklık dalgası başınızın dönmesine neden oldu.
Sonra tek kaşını kaldırarak uzaklaştı.
"İçmediğini biliyordum, seni küçük yalancı."
↬ Jay Park (박종성)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Enhypen reaction
Fanfictionbirileriyle ilişki kurmayı anlamsızca tüm kalbimle ve pervasızca istiyordum. tüm ipler kendi elimde sanıyordum, gençken herkes öyledir. fakat insan büyüdükçe vurdumduymaz oluyor, umut ve ihtiras tıpkı bir kum gibi kayıyor parmaklarımızın arasından.