Enhypen reaction

47

-Enhypen'ın sıradanlaşan sevgi eylemleri-

heeseung: uzun bir günün ardından saçlarınızı kurutmanıza yardımcı olur; gecenin geç saatleriydi ve bir elinde saç kurutma makinesi, diğer elinde fırçayla yatağın kenarında duruyordu.

sabahın erken saatlerinde yollarınızı ayırmadan önce sizi dudaklarından öpmenin bir anlamı var; Seni uğurlamadan önce biraz şakacı bir yorum yapıyor.

çoğu zaman kolunu omzuna atar, neredeyse fark edilmeyen küçük bir gülümsemeyle seni hafifçe yanına çekerdi.

akşam giderken en sevdikleri yiyecekleri düzenli olarak alır ve marketteki kasiyerin her zamanki gibi olduğunu fark eder.

jay: tüm zamanların en sevdiğiniz şarkılarının sözlerini öğrenecek, böylece siz ikiniz onları doğaçlama bir karaoke seansı olarak birlikte söyleyebilirsiniz.

neredeyse her durumda elinizi tutar, parmaklarınızı sizinle iç içe geçirmeyi rahatlatıcı bulur, elleri mükemmel yapboz parçaları gibi bir araya gelir.

eve aç karnına gelmenizi istemediği için yemek yaparken iki porsiyon pişiriyor.

arabasının arka koltuğunda yedek bir kapüşonlu var çünkü unutma alışkanlığınızı biliyor ve sizi soğuk bir günde üşürken görmek istemiyor.

bu adam sevgilisini hep mutlu görmek isteyen türden bir adam. 😉

jake: bir şarkının sözlerini değiştirir, böylece onun yerine adınızı söyler; gecikmiş tepkinizi ve farkına varmanızı çok sevimli buluyor.

en sevdiğiniz gömleklerden bazılarını bir kenara bırakır ve onları kendinize saklamanız için saçma sapan bahaneler üretir.

yüzünüzdeki dağınık saç tellerini tarar ve bu fırsatı kullanarak alnınıza veya dudaklarınıza bir öpücük bırakır.

özellikle karlı havalarda donmanızı istemediği için ısı paketini her zaman ceketinizin cebine koyuyor.

sunghoon: önemli olaylarda fazla uyumanızı önlemek için sizi uyandıran kişisel alarmınız olacaktır; sana dünyanın en güzel kızı olduğunu söylüyor ve zaten dağınık olan saçlarını karıştırıyor.

kolye takmanıza yardımcı olur; elleri boynunuza hoş dokunuşlar bırakıyor ve zinciri takarken yüzüne çok tatlı bir sırıtış yerleştiriyor.

kendi halindeyken samimi fotoğraflarınızı çeker ve bunları kilit ekranı olarak kullanır.

moraliniz bozulduğunda sırtınızı ovalarsınız; ayrıca tatlı teselliler fısıldıyor ve yüzünüzü öpücüklerle renklendiriyor.

sunoo: uzun bir günün ardından kendinizi yorgun hissettiğinizde makyajınızı ve büyük saç aksesuarlarınızı çıkarmanıza yardımcı olur; kendisi de yorgun olmasına rağmen bunu hiç tereddüt etmeden yapıyor.

başınızı yaslamanız için omzunu sunuyor; avucunuzu nazikçe okşarken ve parmaklarınızla oynarken yumuşak konuşmalar.

sizin için banyo hazırlıyor, hatta en sevdiğiniz çalma listelerini bile hazırlıyor.

özel bir durum olmasa bile size el yapımı hediyeler verir; Bir veya iki saatini origami parçalarını katlamaya ve kart yapmaya ayırıyor.

jungwon: yorucu günler için enerji takviyesi olarak hizmet etmelerini umarak, uzakta olduğunuzda size köpeğinin yığınla fotoğrafını gönderirdi.

neredeyse gittiği her yere bir polaroid kamera getiriyor çünkü senin fotoğraflarını çekmeyi seviyor. favorilerini telefonunun arkasında saklıyor.

hiç beklemediğin anda sana çiçek alır; Her 'çiçek teslimatı'nda kısa ve tatlı bir not yazar; 'eğer bir çiçek olsaydın seni yüzde bin seçerdim!' gibi ilginç bir şey yazar.

bir el her zaman dalgın bir şekilde sırtınızın alt kısmında durur, çünkü o sadece sizin yanınızda olmaktan hoşlanır.

niki: battaniyeniz aşağıya doğru kaydığında düzgün bir şekilde vücudunuzun etrafına sarılır ve alnınıza bir öpücük kondurarak size tatlı rüyalar diler.

sizi küçük şeyler için bile heyecanlandırıyor ve sizi desteklemek için 7/24 orada. film maratonları ve sonrasında işlerin nasıl gittiğini dinlemek için örtü altında gece yarısı konuşmaları.

komik bir şey söylediğinizde omzunuza hafifçe vurur; çok geçmeden kaotik ama birleşmiş bir hal alıyor, gıdaklama ve hırıltıya dönüşüyor (ama tuhaf bir şekilde rahatlatıcı).

sarılırken yüzünü boyun girintisine gömüyor.