AŞK, SEVGİ, HOŞLANTI, SEKS

5 1 0
                                    

İnsan, hayatı boyunca her alanda, zamanda sık sık birilerine hoşlantı duyma eğilimindedir. Bu kaçınılmazdır. Ancak bu hoşlantı sonucu çıkan ilişkilerin belirli bir süresi vardır. Yani bu hoşlantıda kişiler birbirlerine ruhsal istekten ziyade fiziksel istek duyarlar. Tabi ki bunun belli bir süresi vardır. Ancak aşk kavramı insanın başına hayatında en az bir kere gelen önemli bir kavramdır. Kişi bir aşka yakalanmışda aşkını bırakmamalıdır. Çünkü bu ilahi hoşlantının bir daha gelmemesi olasıdır. Çünkü ilahi bir güç sizin kaderinizi birbirine bağlamışsa ve siz bundan yüz çevirir olursanız, hayatın aşk açısından size bir daha gelmesi pek az ihtimallidir. Bu kişiler fırsatı kaçırdıkları zaman yapabilecekleri iki aciz seçenek kalır. Birincisi mantık evliliği, ikincisi ise hiç evlenmemektir. Bu ilahi güç insanın hayatında sıfır, on yaş aralarında çocuksu masumane aşklar, on, on beş yaşları arasında şiddetli denilebilicek olağanüstü istek duyulan gerçek bir aşk, on beş, yirmi yaş aralarında ise insan için dönüm noktasıdır. Eğer kişi bu yaşında aşık olmuşsa sevdiğini asla bırakmamalıdır.çünkü bir daha aşkın gelmesi çok zordur. Çünkü hayat zaten ikinizin kaderini birbirine bağlamış. Eğer fırsat kaçırılırsa fırsatın bir daha gelmesi zordur. Eğer kişi on beş, yirmi yaşlarında aşık olmayıp yirmi, otuz yaşlarında aşık olursa yine aynı şey geçerlidir. Aşk insana bazen geç gelir, bazen erken gelir. Ama en kötüsüde erken gelmesidir. Neden mi? Neden olacak, erken gelen aşklarda insan tecrübesiz birer mahluktur. Pek çok hata yapar, kendini bilmez. Ama geç gelen aşk daha faydalıdır. Çünkü insan zaten bakış açısı olarak bir adım öndedir. Gel gelelim bu görüşlerin bana göre doğruluk payı çok azdır. Aşkın olduğuna inanıyorym. Ancak herbir şeyin sonunun olduğunu da düşünüyorum. Aşk saflıktan beslenen bir duygudur. Dolayısıyla aşk saftır. İnsan hayatı boyunca saf kalamayacağına göre hayatı boyunca aşık olacağı birine de sahip olamaz. Ancak saygı, işte bu   kelime aşkı örten en güzel örnektir. Saflığın ne kadar gitmiş olursa olsun bir insana saygı duyarsan o insan senin kaderin de olabilir. İnsan bir zaman sonra yorulur, ruhu bitap olur. Ruhu artık sevmenin heyecanını kaldıramaz. Duyguları kütleşir. Ancak saflık yitirilse bile temiz yaşamak, en azından kalbindeki buzları parçalamak insan için en iyisidir. İnsan için en iyi şey ruhu kütleşmeden, kabarık duyguları sönmeden ölmesidir. Çünkü insan olarak yaşamak bunu gerektirir. Öbür türlü insana eziyet olur ve hayvanlaşan bir insana dönüşür.

Türkiye'deki insanların zihinleri yorulmuş. Acaba bu coğrafyanın getirdiği bir özellik mi, yoksa kültürel farklılıklar mı, yoksa yediğimiz şeylerin ne kadar kimyasal içerdiği yle mi alakalı?
Bunların hepsi olabilir. Ancak bunlardan en ağır basanı iyi yaşayamamanın ve yanlış yönlendirmelerin oluşturduğu cahilliktir.

DÜNYA İÇİNDE BİR DÜNYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin