BAŞLADIĞIMIZ YERDEYİZ

4 1 0
                                    

Pes etmemeye karar vermiştim ve dipte bulunduğum kuyunun yarısını  tırmanmıştım. Kuyunun aşağısına(en aşağısına) insem bile pes etmeyecek, kuyunun tepesine çıkmak için tepinecektim ve gerçekten de pes edeceğimi düşünmezdim. Ancak bu geçmişe ve geleceğe dair yaşanmış ve yaşanacak olaylar değildi. Bu bir olay üzerine oluveren olaydı. Nereden başlasam bilemiyorum. Hani derler ya insan yedisinde neyse yetmişinde de odur. Bu söze inanmamak için çaba sarfediyorum. Ancak her hareket edişimde bunun su götürmez bir gerçek olduğunu anlıyorum. Benim iki üç gündür devam eden ruh halimin bozukluğunu anlatacak olursam bir toplulukla bir oyun oynuyorduk. Oyuna başlarken oradaki şahsın hile yaptığını gördüm. Tabiki benim tepki vermem lazımdı. Çünkü resmen kumar oynuyorduk. Bir anda onlara doğru bağırmaya başladım. Çünkü kişiliğimde bir özellik olan haksızlığı yedirememek vardı. O an da sanki yaptıkları bir şey değilmiş gibi üzerime gelmeye başladılar. Bir başkası bilerek diğerlerine kazandırınca, aslında bunların bana ne kadar kin beslediklerini anladım. Onlar  da mı sorun var yoksa bende mi sorun var düşünmeden edemiyordum. Ancak kendi kendime bunlarla olarak  onlara değil kendime zarar verdiğimi biliyordum. En iyisi yalnız kalmak. İşte bu anda ben ne yaparsam yapayım içimdeki pis özüm benim yakamı bırakmayacaktı. Ben ne kadar bu pis özü temizlersem o kadar kirlenecekti ve en sonunda yorulacaktım. İşte o zaman yine çukurun en dibine düşecektim. Merakımdan soruyorum, bizi iyi ya da kötü yaratan tanrı değil mi? Yani ruhlarımızın nasıl bir varlık yaratacağını yaratan tanrı değil mi? Kimi insanı iyi ruhlu, kimi insanı kötü yaratan tanrı değil mi? İnsanın kişiliğini oluşturanlardan biri olan çevresel faktörleri tanrı yaratmaz mı? Birbirine bağlantılı çözülmez düğümleri elinde tutan tanrı değil mi? Bu tanrının adeletli olduğunu gösterir mi? Evet düşünüyorum da kimin, hangi insanın ruhu temiz ki. Ancak tanrının bazı insanlara torpil geçtiği doğru mu? Bundan ayrı olarak tanrı bazı insanları boğazına kadar batağa batırmış ve cehennemle özdeştirerek ruhunu pislik içinde bıraktırmayı başarmıştı. Hadi çık bakayım bu bataklıktan. Pek az insan çıkar ama pek çoğu bataklığın pis balçıklarında yüzer durur. Benim itirazım budur. Böyle yaşanmıyor be tanrım. Aptal, mal yarattığın insanlar sana şükredemiyor. Çünkü  onları sen bu hale soktun ve onun çevresindeki insanları da sen belirliyorsun. Kul seçmiyor ki, sen ve çevredeki insanlar iş birliği yapıp beni mahvediyorsunuz. Bir bakıma bende senin işbirlikçinim. Çünkü bende çevre görevi yapıp başkalarının hayatını mahvedebilirim. Her şey birbiriyle bağlantılı. Birinin hayatını mahvedecek bir ip, bir insanın kaderinde çözülemeyecek durumdaysa, o bağlantı bu ipin çözülmesiyle bağlantı özelliğini yitirecekse, o ip sapasağlam kalmaya maliktir. İşte bu şekilde ben de bir başkasının hayatını mahvedebilirim. Bu mahvetmeyle hem kendi hayatımı hem de onun hayatını cehenneme çevirebilirim. Buna bağlı başka ipler de var. Bu ipler kaderi temsil eder. Ve birbirine sarsılmayacak bir güçle  bağlanıp hayatın bir plan içinde süregelmesini sağlayıp bir insanın hayatını mahvetmeye yol açabilir.

"Yaylalar yaylalar ben ölmüşem kim ağlar"
Sara


DÜNYA İÇİNDE BİR DÜNYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin