DÜNYA İÇİNDE BİR DÜNYA

SUSARSAN KAYBEDERSİN

Şuan içim o kadar sevinç dolu ki karşımdaki insan depresif dönemde olsa bile onu canlandırabilirim. Yani etrafıma neşe saçıyorum. Gözüm açılmaya başladı gibi. Ancak bu durum şuan iki üç gün  kadar sürmüş durumda. Ne zaman depresif döneme geçeceğim diye bekliyorum. Bu durumla nasıl baş etmem gerektiğini buldum. O da benim durumumu kabullenmek. Yani benim bu sorunumu alay konusu ile ele almak. Mesela dün depresif döneme geçiş yapmak üzereydim. Ancak ben bu durumu sevecenlikle karşıladım. Depresif varlığı lanet ederek, korkarak karşılamadım. Bu durumda da depresif olan varlığın bana saygısı oluştu. Ben de sevmiştim bu lanet varlığı.

Hayatımızda büyüdükçe sorunlar baş gösterir. Bu insan için doğal bir olaydır. İnsan bu sorunları lanet okuyarak üzülerek karşılamamalıdır. Allahtan gelen bir sınav olarak düşünmelidir. Sevecenlikle, merhametle kucaklamalıdır ki sorunun kaynağına inip o sorunu kökten çözebilsin. Zaten acı da allahtan gelmedir. Mesela bende o kadar sorun var ki anlatamam. Boyun düzleşmesi, kamburluk, obezite, hatta bel fıtığı bile olabilir. Bunların hepsi benim suçum. Ama yine de bunlar bana allahtan geldi. Benim de sınavım bu durumları yenmeye çalışmak, mücadele etmek. Ancak sevecenlikle yenmek en akıllıca yoldur.

Hayatta bir önemli sorun ise susmaktır. Susmayacaksın, dobra olacaksın, başkaları için değil kendin için yaşayacaksın. Aşık mı oldun, susmayacaksın. Ama ben susuyorum. Susmamın nedeni onu sevdiğimden emin olamamam. Onun beni sevdiğine dair küçük bir ayrıntı yakalarsam, işte o zaman farklı şeyler düşünmeye başlayacağım. Çünkü geç bile kaldım. Susmayacaksın, soracaksın, araştıracaksın, düşüneceksin, iradene hakim olacaksın. Çünkü insanı insan yapan değerlerdir bunlar. Yoksa yeme, içme, sıçmayı eşekte yapar.hayat bize şunu sorar:
Sen eşekten ne kadar farklısın.

"İnsanoğlu çiğdir. Onu ancak acı pişirir". Sözü "insanoğlu çiğ süt emmiştir"Sözüyle aynı anlamdadır. Gerçekten de bu sözler ne kadar da gerçektir.