Annemi kandırıp, işe gitmiş gibi yapıp;kahvelerde, ormanlarında, sahil kenarlarında, banklarda oturan ben, zamanımı geçirecek yegane şeyin kitaplar olduğuna kanaat getirdim ve bu zaman içinde düşünme imkanına sahip oldum. Okuduğum kitaplarla daha iyi düşünüyordum. Küçüklükten beri ezbere alışmış ben, kendi kendime düşünemiyordum. Kendi kararlarımı kendim veremiyordum, tembeldim. Ancak bunları bilmem benim için ne kadar yararlı bir bilseniz. Yirmi iki yaşına giriyorum, düşüncelerim daha yeni olgunlaşıyor. İnsanın ne yapması gerektiğini daha yeni yeni anlamaya başlıyorum. Tabiki bu süreç zarfında kitapların yardımı bana o kadar büyük olduki kafamda yargısı değiştirilemeyen ne yaparsam yapayım aynı yargıya ulaşan beynim, Bir anda şuanlık doğru sandığım fikri düşünmeye başladı. Kafamda bir anda sağlıklı bir düşünce oluştu. Okuduğum bir kitaptan bu alıntı düşünmek istediğim bir fikri çok iyi anlatıyor. "İnsanın içinde şeytan meydan yok, insan içindeki acizliğin, tembelliğin acısını çekiyor. Bu çoğu insanda var yalnız değilsin. İşte başarabilen insanlar bunun farkına varıp, kolayı değil, zoru seçendir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜNYA İÇİNDE BİR DÜNYA
No FicciónBu kitap düşüncelerden oluşan kısa denemelerden oluşur