3. Bölüm
"CEHENNEM"
Evet bazen her şeyin bir kabus olmasini isteresiniz o kabustan hemen uyanmak istersin ama hayat buna izin vermez o kabusta kalmaya seni zorlar ve ben o kabusun icinde kayboluyorum.
***
Tuana'danDuyduğum şeyin şokunu üstümden atalamadan, odadan gelen ayak sesleriyle hızla kapıdan uzaklaşıp sanki odadan yeni çıkıyormuş gibi yaptım.
"Ne oldu?" Sesi fazla sert çıkmıştı.
"Su alacağım. Susadım" diyip aşağı indim. Evli miydi gerçekten? Beni buraya bir kuma olarak mı getirmişti?Birde ayağım takılınca tam düşeceken bellimde bir çift el hissetim. Burnuma amber ve mentol kokusu geldi.
Gözlerini gördüm. Ela gözlerini gözlerime sabitlemişti. "Yürürken önüne bak." Dedi uyarıcı sesiyle tonuyla. Kendime gelip hemen ondan ayrıldım.
"Allah razı olsun. Keşke merdivenlerde düşseydim sanki sen daha beterini yapmıyormuş gibi birde kurtarıyorsun."
Diyip merdivenleri inmeyi başardıktan sonra mutfağa girdim kalbim deli gibi attığı için sakinleşmeye çalıştım.
"Ne oldu?" Diye bir ses duyunca olduğum yerden zıpladım. Bu evdekiler beni öldürmeye yemin etmiş gibilerdi. Bu Çağanın kız kardeşiydi tabbi buda karısı değilse.
"Hiç" dedim titreyen sesimle kız göz devirip çıkınca zar zor sürahiyi şu doldurup mutfaktan çıktım.
Yukarı çıkıp yatak odasına girdim. Arkamı döndüğümde üstünde tişört olmayan adamı görünce gözlerim fal taşı gibi açıldı. Hızla gözlerimi kapattım "Sen karının yanına gitsene ya!" Diye sitem ettimde yanıma geldiğini hissetim.
"Karımın yanındayım zaten. Ve o gözlerini aç pat odayada pat diye girme." Diyince kaşlarımı çattım ve gözlerimi araladım hâlâ tişörtünü olmadığını görünce ona bakmamaya çalışarak konuşmaya başladım.
"Sende diğer karının yanında giy o zaman üstünü!" Diye bağırdığımda hızla kaşlarını çattığını gördüm ve sinirle kolumu sıktı "Sen bizi mi dinliyorsun? Nerden biliyorsun Serpili?" Diyince yutkundum. Elimdeki sürahi düştü ve paramparça oldu.
Acıyan kolumu umursamadan konuşmaya çalıştım. "Ö-Öyle ge-geçerken du-duydum sa-sadece" dedim cevap olarak titreyen sesime engel olamadım. Beni itekleyince ayaklarım cam parçalarına bastı. İzledim ama umursamadı.
"Birdaha bana yalan söylersen veya kapı dinlersen seni gebertirim zor duruyorum zaten." Diye cevap verince bir şey diyemedim umurumda olan tek şey sızlayan kolum ve acıyan çenem, ikiside moraracaktı.
Telefonu çalınca daha fazla zarar vermeden bıraktı ve telefonunu alıp balkona çıktı. Derin bir nefes verdim, sızlayan koluma baktım kıp kırmızıydı. Sessizce inleyip hızla sırçaların olduğu taraftan ayrıldım. Ayaklarıma camlar batmıştı ve kanıyordu, kolum kızarmıştı çenem ağrıyordu. Bu adamın tek derdi bana zarar vermekti galiba, galiba demem bile şaçmaydı.
Sekerek yatağa oturdum ve ayağıma batan cam parçalarını inleyerek çıkarmayı başladım. Canımı yakan cam parçlarını çıkartmak yada o adamın bana yaşattıklarını değildi, canımı yakan hiç bir zaman sevilmenemdi. Beni bu hayatta tek seven kişi abim ve annemdi. Annemi geçen yıl kanser nedeniyle kaybettik. Şimdide bu adam abimi öldürmekle tehdidi ediyordu beni.
Nasıl kendi canım için canımda çok sevdiğim kişiyi, bana annemden kalan tek kişi oyken verirdim ben? Yapamazdım. Ben öyle biri değildim çünkü. Çok çabuk bağlanırdım birisine, ve o gidince vazgeçmezdim, umudumu kaybetmezdim, ama mafh olurdum bu sadece gitmek istemeyen ama mecbur olan kişilere karşı böyleydi.
Eğer beni sevmediğine, istemediğini emin olursam giderim ve hayatıma devam ederim. Hayatın kurallarıdır bunlar. Gece olmadan sabah olmaz, güneş doğmaz. Her gecenin bir sabahı vardır, elbet bir gün bunlarda bitecek.
Ayağımda ki cam parçalarını çıkardıktan sonra kanlı ellerimle gözyaşlarımı sildim ve akan kanı peçeteyle durdurmaya çalıştım ama durmadı.
Banyodan bulduğum bir pansuman şeyleri ile ayağımı sardım. Kafamı kaldırdığında onun ela gözleri ile karşılaştım sanki gözlerinden ateş sıçrıyordu.
Hiç bir şey demeden ayağa kalkıp ondan uzaklaşmak isteseydi buna izin vermedi. Ayağa kalkmadan faydalanıp hızla kendine çekince geri çekilmeye çalıştım ama izin vermedi. "Bırak beni" dedim yalvaran gözlerle gözlerine baktım o ise gözlerime bakmamaya ısrarcıyım. Sesim kısık ve boğuk çıkıyordu. Belkide o bunları göremeyecek ve duymayacak kadar kör ve sağırdı.
Dudağıma doğru edilince kolarının arasından kurtulmaya çalışıyordum.
Ve Bölüm sonu...❤️🩹
Oy ve yorum yapan herkese çok teşekkür ederim ✨️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Intikam Ateşi❤️🔥
Romantizm"Sanmıştık ki ikimiz yeryüzünde ancak birbirimiz için varız ikimiz Sanmıştık ki tek kişilik bir yanlızlığa bile rahatça sıgarız hiç yanılmamışiz her an düşüp düşüp kristal bir bardak gibi tuz parça kırılsak da hâlâ içimizde o yanardaği ağzı hâlâ kıp...