*8*

1.1K 116 7
                                        


Kapı zili çaldığında Hande, yüzünü Zehra'nın boyun girintisinden çıkararak hole baktı. Zehra, tedirgin olmuştu ancak o oldukça rahattı. Yavaşça Zehra'nın üzerinden kalkarak masadan yere indi ve masanın sağında yerde duran tişörtünü alarak üzerine geçirdi. Kapıya doğru yürüdüğünde Zehra'nın da alelacele üzerini giyinmeye çalıştığını görebiliyordu. Gelenin az çok kim olduğunu tahmin edebiliyordu. Bu yüzden de Zehra'nın üzerini giyinip giyinmediğini pek umursamadan gelenin kim olduğuna bakmadan kapıyı açtı.

"Telefonlarıma neden bakmıyorsun?"

Stella, öfkeyle içeri girdi. Holün ortasında durduğunda kapıyı umursamaz bir yavaşlıkla kapatan nişanlısına döndü. Hande her zaman üstü başına dikkat eden biriyken şu an onu önünde dağılmış bir vaziyette görmek Stella'nın neler döndüğünü anlamasına yetiyordu.

"Lanet olası. O burada değil mi?" diye bağırırken holden geçip salona girdi. Hande, bu sefer az önceki rahatlığından farklı olarak hızlı bir şekilde nişanlısının peşinden gitti. Zehra, yarı yarıya giyinmişti ancak hâlâ üzeri en az onunki kadar dağınıktı. Stella, masayı çevresinden dolanıp onun üzerine yürüyecekken Hande nişanlısını bileğinden yakalayarak kenara çekti.

"Ne o kocan sana yetmiyor herhalde şimdi de kendini tatmin etmek için benim nişanlımın mı aklını bulandırmaya çalışıyorsun?"

Hande'nin yüzü Zehra'ya dönüktü, bu yüzden de Stella'nın ona söylediği şeyden sonra gözlerinin dolduğunu görebiliyordu. Ona kızgındı ancak yine de birilerinin onun canını yakmasına tahammül edemiyordu. Onun dışında kimse Zehra'nın canını acıtamazdı. Kimsenin buna hakkı yoktu.

Zehra, sessizce özür dileyip odadan ayrıldığında Hande ellerinde çırpınan nişanlısını iki kolundan da kavrayarak silkeledi ve onu öfkeyle kendinden uzağa itti.

"Kendine gel artık Stella, iyice saçmalıyorsun."

Genç kızın cevabını bile beklemeden Zehra'nın peşinden kapıya gitti.

"Zehra, bekle."

Zehra, eli dış kapının kolundayken dönüp peşinden gelen Hande'ye baktı. Gözleri tamamen dolmuştu, yeşillerinden Hande'nin canını acıtan incileri yanağına doğru süzülüyordu.

"Hande, gelme," dedi, utancından eliyle boğazını sıkarken. Kafasını hayretler içinde sağa sola salladı. "Sırf seni sevdiğim için nelerle mücadele etmek zorunda kaldığımı asla bilmedin. Bilmek bile istemedin. Onun yerine beni aşağılayarak rencide etmeyi seçtin. Fakat bu yaşadıklarımın en ağırıydı. Buna katlanamam. Peşimden gelme. Bir daha da görüşmeyelim."

Sanki tüm dünyası tepetaklak olmuştu. Zehra, kapıyı çarpıp gittiğinde Hande göz kapaklarını sesten irkilerek kapattı ve yeniden onları ağır ağır geri açarken içinde dizginleyemediği öfkesiyle salona döndü.

"Sen ne halt ettiğini sanıyorsun?"

Stella'nın üzerine yürüyüp onu omuzlarından geriye ittirdiğinde uzun boylu kız geri geri sendeleyerek arkasındaki koltuğun üzerine düştü. Hande de hiç ara vermeden aynı öfkeli yüzle ellerini koltuğun her iki tarafına yerleştirerek nişanlısının üzerine eğildi.

"Onu nasıl incitirsin?"

"O kim oluyor?" diye bağırdı Stella ve o da benzer bir öfkeyle Hande'yi omuzundan geriye ittirdi.

Hande, nişanlısının üzerinden doğrularak ellerini saçlarının arasından geçirdi. Zehra'nın kapıdan çıkarken ona söyledikleri kafasının içinde dönüp duruyordu.

"Neden hâlâ onu umursuyorsun?"

"Onu umursamayı asla bırakmadım," diye bağırdı. Stella, ellerini omuzlarına çarpıp dururken nişanlısını bileklerinden yakalayarak üzerine doğru çekti.

Bilir o Beni ? / HanZeh / GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin