Toplantı odasındaydılar. Herkes yavaş yavaş odaya toplanırken Zehra dikdörtgen uzun masanın başında durmuş üzerine konuşulacak dosyaları gözden geçiriyordu. Hande ise o esnada odanın duvarını kaplayan geniş camın önündeydi. Cam boyunca hareket eden buğulu damlaların arasından şehrin manzarasını izliyor, içten içe yıllar sonra yine neden bu şirkete adım attığını sorguluyordu.
Zehra, dosyaları düzenle masanın etrafına paylaştırıp rahata erdiğinde yüzünü sağına dönerek hala camın önünde duran kızı izledi. Bakışları uzun boyuyla geniş omuzu, dik duruşuna kasvet katan sırtıyla onun üzerinde asılı duran dağınık örgüsü arasında dolaştı. En spor haliyle bile bu odanın içinde bulunmasına rağmen odadaki herkesten daha fazla heybete sahipti.
Kendi düşüncelerinin arasında iç çekerek bakışlarını kızın üzerinden çeken Zehra önüne döndü ve kapının önünde durup onu izleyen Sedat'la göz göze geldi. Sevgili kocası genelde bu tür toplantılara geç katılmakla meşhurdu ama ne hikmetse bugün saatinden de önce buradaydı.
"Özür dilerim beklettim" dedi, Sedat'ın sağından geçip hızlı bir şekilde masaya yaklaşan orta yaşlı adam. Onun hemen ardından karısı da toplantı salonuna girerek onları ayakta karşılayan kızına sarıldı.
"Hande?"
Ferit beyin sesi kızına sarılmakta olan Meryem hanımın da dikkatini çekti ve orta boylu kadın kollarını kızının omuzundan ayırarak neşeli bir yüzle soluna döndü.
"Elbette o!"
Heyecanlı sesine eşi Ferit beyin neşeli kahkahası eşlik etti.
"Hande kızım bu ne hoş bir sürpriz. Ülkeye döndüğünü bile bilmiyorduk."
Meryem hanım ondan önce davransa da Ferit bey de uzun boylu kıza sarılan karısının peşinden yanına yaklaştı.
"Görmeyeli senin boyun mu uzadı kızım sana yetişemiyorum" diye takıldı ona neşeyle bakan gözlere. Hande ise bir kolunu da yanına yaklaşan adama dolayarak ona da sarıldı. Hande her zaman Zehra'nın ebeveynleri tarafından sevilmişti fakat araya zaman girdiği için yine de bu kadar büyük bir sevgi şöleniyle karşılaşacağını bilmiyordu.
"Ben hep uzundum Ferit amca" dedi, sabahtan beri aklına takılan düşüncelerinin yorduğu duygu yoğunluğundan sıyrılmış bir şekilde, en neşeli sesiyle. Göz ucuyla ilerde duran çalışma masasının gerisinde sohbet eden ikiliyi izledi, Sedat'ın Zehra'nın bileğinden omuzunun üzerine kayan elleri kaşlarının milim milim çatılmasını sağlarken, omuzunun üzerinden boynuna sıçrayan avucuyla tenini okşadığını fark etmesi nefesini tutmasına zorladı. Bakışlarını ikiliden çekip onu kuşkulu bir ifadeyle izleyen Ferit beyin gözlerine kaydırdı ve utangaç bir şekilde, gerçek duygularını, en çok da öfkesini gizlemek için gülümsedi.
"Seni neden her zaman farklı bir özenle sevdim biliyor musun?"
Adamın sorgulayıcı bakışları gözlerine sanki ona yansıttıklarından ötesini görmek istercesine kilitlenirken Meryem hanım yanlarından uzaklaşarak masadaki yerine geçti. Hande ise içindeki sıkıntı ve önündeki adamın ezici bakışlarının arasında kaybolmuş bir şekilde başını iki yana salladı.
Ferit bey onu daha da şaşırtacak bir şekilde aralarındaki tüm boşluğu dolduracak olan iki adımla beraber önüne geçti. Dimdik bir şekilde çene çizgisine varan kafasını geriye yatırıp bakışlarını gözlerinde kilitledi.
"Çünkü seni hep kendime benzettim. Soğukkanlısın, zekisin, beceriklisin, hızlı düşünüyorsun ama bir kusurun var tıpkı bende olanın aynısı."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilir o Beni ? / HanZeh / GxG
Romansa"İyi akşamlar!" Sesi hiç değişmemişti. Zehra, özlemle kısa bir an için bile olsa Hande'nin yüzünü izlerken, Hande de o esnada Sedat'la el sıkışıyordu. "Tebrik ederim, sizin de düğününüze kalamamıştım." Gözlerini kapattı Zehra, bu sözleri Hande'den...