Bölüm şarkısı: Selena Gomez - Stars Dance
"Arkanı dön."diye buyurdu. Bu sırada o da önümde çöktüğü yerden yavaşça doğruldu. Yatağa gelip yanıma oturdu.
Sözünü dinleyip yorganı üzerime çekeleyerek ona ters tarafa doğru döndüm.
"Bu sefer biraz sık dişini de hemen halledeyim. Bu daha zor olacak."dedi.
Bu, ses çıkarmadan akıllıca dur, anlamına geliyordu.
Acı hissetmeyi beklerken ellerinin sıcaklığını saçlarımda hissedince birden irkildim. Saçlarımı başımdaki yaranın olduğu yerden iki yana doğru ayırdı. Ayırdığı saçlarımı omuzlarımın üzerinden öne doğru uzattı.
Saçlarımı öne doğru uzatırken ellerinin boynuma deyişi, derimin altında hafif bir ürpertiye neden olmuştu.
Saçlarımı yaradan yeterince uzaklaştırdıktan sonra yaramı temizlemeye başladı.
Yine yaraya odaklandığım için acıyı çok fazla hissediyordum. Kendi dikkatimi kendim dağıtmalıydım.
Aklıma gelen ilk şeyi söyleyiverdim. "Adın ne?"
Sessizlik. Sorduğum soruya bir yanıt alamamıştım. Yanıt almayı bırak hatta sanki duymamış gibiydi ve yaramla uğraşmayı sürdürüyordu.
"Beni duydun mu?"diye sordum.
"Evet. Sağır değilim."diye cevapladı.
Bu sırada yaramı temizlemeyi bitirmişti ve çektiğim acıdan anladığım kadarıyla yaraya dikiş atıyordu.
Bu daha fazla dayanma gücü gerektiriyordu.
Hemen dikkatimi dağıtmak için acele acele konuştum. "E o zaman niye cevaplamadın?"diye sordum.
"Çünkü cevaplamak istemedim."diye yanıtladı bu sefer.
"Karanlık... adın değil. Lakabın, değil mi?"
"Evet, adım değil."
"Peki adın ne?"diye tekrar bir hevesle sordum. Adının gerçekte ne olduğunu gerçekten çok merak etmiştim.
"Seni ilgilendirmez."diye sert ve uyarıcı bir ses tonuyla cevapladı.
"Beni önce sokak ortasında bırakıp sonra da bana saldıran adamların elinden kurtararak bilmediğim bu yere getiren adamın, tanımadığım adamın, ismini bilmek gayet de beni ilgilendirir."diye çıkıştım.
"Seni ilgilendirmez diyorsam, ilgilendirmez. Ve emin ol adımı biliyor olmak senin başına bela açmaktan başka bir işe yaramaz."diye sinirli bir şekilde konuştu. "O yüzden lütfen şimdi sesini kes. Normalde bu kadar kibar bir adam değilimdir. Bırak yaralarını sarmayı seni orda kurtarmazdım bile. Umurumda olmazdı."diye ekledi.
"Niye kurtardın o zaman? Bıraksaydın, dönmeseydin geri."diye hızlı hızlı konuştum.
Nedenini bilmediğim bir şekilde bu sözleri canımı yakmıştı. Kalbimde değişik bir his vardı. Galiba, tanımadığım hatta ismini bile bilmediğim bu adamın umrunda olmak benim için önemli bir şey haline gelmişti.
Soruma karşılık olarak yine bir cevap vermemişti. Bu cidden sinir bozucu bir durumdu ve sinirlenmeye başlamıştım. Fakat bulunduğumuz durumu ve bana şuan yardım ediyor oluşunu düşünerek onu daha fazla sinirlendirmemek için çenemi tutmaya karar verdim.
Konuşmayı bırakıp düşünmeye başladığım anda başımın arkasındaki acıyı daha da şiddetli şekilde hissetmeye başladım. Konuşmak acıyı azaltma açısından işe yarıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
● KARANLIK ●
Teen FictionKaranlık... İnsan karanlıkta savunmasızdır. Göremez etrafında olup bitenleri. Yaptığının doğruluğundan emin olamaz karanlıkta. Bilemez çünkü, bilinemez. Karanlık, bilinmezdir. Ama aynı zamanda karanlık, saklar bir insanı diğer her şeyden. Koruyup ko...