Bölüm 9. Taksi

490 40 17
                                    

Bölüm şarkısı: Arctic Monkeys - Do I Wanna Now

Gözlerimi aynadaki yansımamdan alamıyordum. Bir insanın böylesine sert bir darbe alıp görene kadar farketmemesi normal olabilir miydi? Nasıl acı hissetmiyordum?

Verdiği ilaç. Verdiği ilacın beni uyuşturup ağrıyı hissetmemi engellediğini düşündüm. Yani en azından büyük çoğunluğunu.

"Afra... Kafanı da çarpmışsın!" diyerek saçlarımın arasını yaranın olduğu yerden açtı. "Ama buna dikiş atılmış?"

Elimi istemsizce kafamın arkasındaki dikişli yaraya götürdüm. Saçlarımı ayırdığı yerlerden alıp tekrardan yaranın üzerine doğru kapattım.

"Bir şey yok. Düştüm gelirken." dedim sakince. Anlayamadığım bir şekilde bu olanlar normalmiş gibi hissettirmeye başlamıştı. Ya da galiba vücudumdaki koca morluk karşısında şoka girmiştim.

"Nereden düştün Afra? Yolda gelirken normal bir yerden düşmek insanın vücudunu bu hale getirmez!"

"Yürürken kaldırımdan düştüm Azra. Abartmaya gerek yok." diye bezgin bir şekilde cevapladım. Bu şekilde sakin oluşum, Azra'nın daha da fazla sinirlenmesine yol açsa da endişelenecek enerjim yoktu.

"Herhalde bayağı yüksek bir kaldırımdan düştün. Bu ne hal Afra? Ve nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun?" diye öfkeyle bağırmaya başladı. "Kalk doktora gidiyoruz! Hemen."

"Sakin olur musun biraz? Gördüğün gibi düştüğüm için biri zaten yardım etti. Dikişleri kendim mi attım sanıyorsun? Doktora falan gerek yok."dedim. Ama asla o doktora gitmekten kurtulamayacağımı biliyordum. Lanet gün bitmek bilmiyordu. Tek istediğim biraz dinlenebilmekti şimdi bir de doktor işi açılmıştı başıma!

"Kim yardım etti? Doktor muydu? " diye sorularını sıraladı Azra.

"Dikiş atmayı bilen biriydi işte. Doktor olup olmadığını bilmiyorum."

"Kim o biri? Hadi doktor olup olmadığını bilmiyorsun da, adı yok mu?" diye bağırmaya devam etti.

Adı... Sözleri beynimin unutmaya çalıştığım düşüncelerin arasından çıkarak tüm zihnimde yankılandı.

"Ve daha adımı bile bilmiyorsun."

Ne olduysa bunu dedikten sonra olmuştu. O, bu sözleri söyleyip bilincimi yerine getirdikten sonra bütün damarlarıma yayılan korku hissi bütün vücudumu alarma geçirmişti ve zaten sağlıklı düşünmeyen beynim iyice kontrolden çıkmıştı.

Kafamı hızlıca sallayarak bu anıların zihnimden uçup gittiğini hayal ettim.

O türde bir olayı hatırlamak bile beni o anki korkuya geri götürüyordu.

"Yok. Bilmiyorum adını." diye sinir ve merak karışımıyla cevabımı bekleyen Azra'ya cevap verdim.

"Adını, mesleğini, kim olduğunu bilmediğin biri kafana dikiş attı."diyip sol kaşını havaya kaldırıp bana öldürücü bakışlar yolladı. "E çok normal bir olay bu her gün insanlar bunu yaşarlar değil mi? Ve çok normal bir şey olduğu için de sakin olabilirler. Değil mi?!"

"Azra. Lütfen. Yeter." diye kelimelere tek tek vurgu yaparak konuştum. "Bu konu hakkında daha fazla ne düşünmek ne de konuşmak istiyorum."

Azra ağzını tam itiraz etmek için açmışken söyleyeceği şeyi ağzına tıkarak "En azından şimdilik. Lütfen." dedim alt dudağımı üzgünce sarkıtıp.

Derince bir iç çekti ve nefesini sesli bir şekilde dışarı verdi. "İyi, Afra. Tamam, Afra. Öyle olsun Afra." diye tehditkâr ve sinirli bir cevap verdi.

● KARANLIK ●Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin