◖⁠1.3◗

325 34 10
                                    


Selamünaleykümm ☘️

Bu bölüm çok sevdiğim bir sahabeden bahsettim. Keyifli okumalar 🌷
...

"Selamünaleyküm." diyerek girdim Leylaların evine. Pelin benden önce gelmişti, ikisi beni bekliyordu.

Leyla beni içeri alıp dış kapıyı örterken "Aleykümselam." dedi. "Gel, odama geçelim."

Odasına doğru ilerlerken duyduğum ses yerimde mıhlanmama sebep oldu. "Leyla, kitabımı sen mi aldın abicim?!"

Ömer...

Dudaklarımı ıslattım.

Bakma Yaprak, bakma Yaprak, bakma Yaprak! Haram...

Ne kadar nefsim ona bakmam için bağırsa da başımı yere eğdim ve bir daha kaldırmadım.

"Selamünaleyküm." diye mırıldandım kısık sesle. "Ve aleykümselam. Hoşgeldin Yaprak." dediğinde tebessüm etmekten kendimi alamadım. Leyla ise ağabeyinin sorusunu yanıtladı. "Evet abi, ben aldım. Yaprak ve Pelin ile sahabe dersi yapacağız çünkü."

"Tamam, ben çıkıyorum; Cuma'ya geç kalmayayım. Allah'a emanet olun."

"Sen de." dedi Leyla ve gittiğinde derin bir nefes bırakıp başımı kaldırdım. Leyla bana gururla gülümsedi. "Helal olsun sana Yaprak! Çok yol kat ettin." Tebessüm ettim. "Teşekkür ederim, sizin katkınız ve Rabb'imin vesilesiyle elhamdülillah." dedim.

Odasına geçtiğimizde Pelin telefonuyla uğraşıyordu. Geldiğimizi görünce"Hoşgeldiniz, sonunda!" dedi. "Hoşbulduk, selamünaleyküm." diyerek Pelin'e de selam verdim. Yeni Müslüman olmamıza rağmen kısa sürede kavramıştım selam vermeyi. Pelin de gülümseyerek aldı selamımı. "Aleykümselam."

Leyla eline bir kitap aldı ve gözümüze salladı. "Bakın bakın kitabıma!" dedi hevesle. Daha sonra aklına gelen şeyle yüzü düştü. "Abimindi bu kitap ya..."

Hareketleri bizi güldürürken Pelin merakla sordu. "Hangi sahabeyi anlatacaksın?"

Leyla gururla baktı. "Favori sahabem olan Ebu Ubeyde bin Cerrah'ı anlatacağım sizlere."

Ve anlatmaya başladı. "Dünyada iken cennetle müjdelenen 10 bahtiyardan birisi olan Ebû Ubeyde bin Cerrah (r.a.), İslam'a ilk gönül verenlerdendi. Asıl ismi 'Âmir,' künyesi 'Ebû Ubeyde' dir. Dedesine nispetle de 'Ebû Ubeyde bin Cerrah' olarak meşhur olmuştur. Sülalesi yedinci karında Resûl-i Ekrem'e (a.s.m.) ulaşmaktadır."

"Hz. Peygamber (a.s.m.), "Her ümmetin bir emini vardır. Bu İslam ümmetinin de emini Ebû Ubeyde bin Cerrah'tır" buyurarak onu övmüştü. Hatırlanacağı üzere, Peygamberimize verilen bir lakap da "el-Emîn" idi. Bu hadisiyle Pey­gamberimiz, kendisine ait bir sıfatı Ebû Ubeyde'ye vermiş oluyordu. Nitekim Ebû Ubeyde'nin Müslümanlar arasında lakabı "Eminü'l-Ümme" idi."

"Yemenliler, Peygamberimizden İslamiyet'i ve sünneti öğretecek bir kişiyi is­te­dik­le­rinde Re­sû­lul­lah, Ebû Ubeyde Hazretleri'ni göndermişti."

"Müslüman olduğunda genç yaşta baba ocağından ayrılmak mecburiyetinde kaldı. Müşrik babası, onu eve koymuyordu. Ailesiyle birlikte çok zor şartlar al­tında dinini yaşamaya çalıştı. Habeşistan'a hicret yolu açıldığında müşriklerin eza ve cefasından kurtulmak için oraya hicret etti. Daha sonra da Medine'ye hic­ret ederek Resûl-i Ekrem'e (a.s.m.) kavuştu. Resûl-i Ekrem Efendimiz, Muha­cirlerle Ensar'ı kardeş yaptığında Ebû Ubeyde'nin Medinelilerden kardeşi Sa'd bin Muâz'dı."

"Ya..." dedim hayranlıkla.

Leyla tebessüm ederek devam etti. "Cesur bir sahabi ve kahraman bir mücahit olan Hz. Ebû Ubeyde, bütün savaş­larda Peygamberimizle birlikteydi. "İslam'ın en mühim savaşı" olan Bedir'de üs­tün gayret sarf etmişti. Kendisi müminlerin safında, babası Abdullah da müşrik­lerin arasındaydı. Babasıyla karşı karşıya geldi. Babası peşini bırakmıyordu. Öldürmek için fırsat kolluyordu. Ebû Ubeyde ise, müşrik babasının kanını dök­memek için değişik yerlere geçiyordu. Fakat bir türlü elinden kurtulamıyordu. Nihayet babasını dinine feda etti. Bu hadise üzerine, "Allah'a ve ahiret gününe iman edenlerin, babaları veya oğulları veya kardeşleri veya soyu sopu, aşiretleri olsa da yine Allah ve Peygamber'ini düşman tutanlara dostluk ettiğini göre­mezsin." âyet-i kerimesi nazil oldu."

Hak Yola Talibim! ◖⁠Texting ◗Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin