3.

63 11 2
                                        

"Nasılsınız bakalım, yine çalışma?" diye sordu yaşlı adam.
Onayladılar gençler onu, yaşlı adam arkadaki yeni genci farketti sonradan.
"Merhaba!" dedi gülümseyerek, Wade de ona gülümsedi "Merhaba"

"Üçümüze de her zamankinden, teşekkürler" dedi Peter, sonra boş bir masaya geçtiler. Sabahın bu saatleri hep boş olurdu zaten
"Her zamanki ne?" diye sordu Wade. "İnan bana bayılırsın" dedi Harry. Sessizlik girdi araya, birkaç dakika sonra Wade tarafından bozuldu.
"7'deki derse girmeyin direkt eve gidip uyuyun"

Peter ve Harry birbirlerine baktı, "Ya yapmayın şunu, cidden korkuyorum. Sanki telepatik ikiz kardeşler gibisiniz" dedi Wade alayla. Peter ve Harry güldü bunun üzerine,
"Ama çalışmamız lazım!" diye mızmızlandıklarında Wade onları sertçe "Hayır uyumanız lazım!" diye azarladı. Sonunda kahveleri geldi, daha fazla azar yememek için üstelemediler. Doğrudan eve gideceklerdi, Wade telefonuna bakıp saati kontrol etti.
06:47'di.

Wade kahveyi hızlıca kafasına dikti, "Hadi dikkat edin kendinize, ben kaçıyorum" dedi ve çıkıp gitmeden önce masanın üzerine birkaç dolar para bıraktı. Harry esnemeye başladı, "Hiç sevmedim bunu ben ya"

Peter kafasını salladı, "Bende"
Bitmek üzere olan kahvelerinin bardaklarını tokuşturdular. "Eve gitme zamanı, dostum" dedi Peter. Harry kafasını salladı, masanın üzerindeki parayı ödeyip dışarı çıktılar, "Görüşürüz yarın!" diyip kendi evinin yönüne doğru ilerledi Harry, Peter da kendi yönüne. Metroya bindi, boş yerlerden birine oturduğunda  beyaz kulaklıklarını taktı. Çok yorgundu, kafasını geriye doğru yaslayıp gözlerini kapattı.

"Gelecek durak Queens" sesini duyduğunda gözlerini açıp ayağa kalktı, kapıya doğru ilerledi. Canı nedensizce sıkkındı, metrodan indiğinde evine gitmek için acele ediyordu, bir an önce uyumak istiyordu. Evinin kapısının önüne geldiğinde her zaman beslediği o siyah kediyi gördü, kuyruğu kanıyordu. Eğilip kafasını sevdi ilk önce kedinin, yaklaştıkça kuyruğunu bir yere kıstırmış, ucunu koparmış olduğunu gördü.

"Hayır.. Niye kendine dikkat etmiyorsun ya?" dedi burukça, kucağına aldı kediyi. Halasının kapıyı açmasını bekledi, kapı açıldığında May şaşırdı, "Hey! Eve niye kedi getiriyorsun bakayım sen?"

"Mwiyla bu, hep beslediğim kedi vardı ya. Kuyruğunu kıstırmış bir yere" dedi Pete, May acırmışcasına kediye baktı,
"Bahçede bakarız ama, etrafı çok kirletir" dedi, Peter sevinçle kafasını sallayıp içeri girdi tam kediyle birlikte odasına giriyordu ki, "Sen nasılsın bakalım?" sesini duydu.
"İyiyim" kediyi yatağının üzerine bıraktı.

"Nasıl geçti?" May tek kaşını havaya kaldırdı, kollarını göğsünde bağlayıp kapıya yaslandı.
Peter "İyiydi, yeni bir eğitmen geldi" dediğinde, koşar adımlarla yanına geldi. Yüzünde endişe vardı.
"Sadece iyi miydi? Oh.. Canım benim, gel buraya" Sarıldı Peter'a, Peter da ona.
"Yeni eğitmen nasıl biri?" bir soru daha geldi.
"Hiç sevmedim, bir yandan çok kafa dengi birine benziyor bir yandan da çok katı, bazen çok konuşuyor, şaka falan yapıyor bazen de çok ciddi oluyor sürekli azarlıyor, bıktım" Peter bunları hızlıca tek nefeste söyleyince May güldü.

"Daha bugün ilk, bütün dönem nasıl katlanacaksın onu düşün bence" diyip kıkırdadı May.

"Dönem sonunda 9 kat daha da bıkmış olacağım" dedi Peter, bu arada Mwiyla çoktan yatağından inmiş ayağına sürtünüyordu.
"Aç mısın?" Peter May'in sorusuna kafasını negatif bir şekilde salladı sadece. Kedinin yanına eğildi, pansuman gerekiyordu. Bir koşu banyodan pamuk alıp yarasını temizledi. Kedi canının yandığını belli edercesine miyavladığında "Biliyorum meleğim benim, ama pansuman lazım" diyip öptü kafasından kediyi.
Evet yorgundu belki ama bu minik tatlı kedi ona uykudan da iyi, bir ilaç gibi gelmişti. Kuyruğunu sarıp yatağının üzerine koydu yine onu, bu sırada mutfağa gidip minik bir kaba ton balığı ve minik ekmek parçaları koydu. Miniğin önüne koyup yemesini sağladı, Peter hayvanları çok severdi canını bile tehlikeye atardı onlar için. Kedi için odasının boş köşesine bir battaniye serdi, burası onun yatağı olacaktı. Rahatça dolaşabilmesi için de bahçenin kapısını araladı, odası bahçenin kapısına bağlantılıydı.
İlk onu yeni yatağına yerleştirdi, sonra yemeğini ve su dolu kabını. Ardından da kendi yatağına gitti, battaniyeyi üstüne bile örtemeden uyuyakalmıştı bile.

Beyaz kuğu ve Karanlık ¦bxb, spideypool Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin