Selamlaroo.
Yazcak bir şey bulamadım bbbbb
İYİ OKUMALAR AŞKOLARIM <3
Hikayelerimi gizli izlemek dostluk kuralları gereğince etik midir, Ekim? -Barlas
…
"Kardeşim."
Kaşlarım kendiliğinden havaya kalkarken Barlas devam etti. "Gel." dedi ve girdiğimiz kapıyı açıp salona geçmemizi sağladı.
"Bir şey içer misin? O zaman anlatayım." dedi.
"Kahve." dedim hiç sevmememe rağmen.
"Geç şöyle." eliyle cam kapılı olan terası gösterdi. Kafamı bir kere sallayıp terasa çıktım ve bahçe mobilyalarına oturdum.
Çok geçmeden Barlas elinde iki kupayla geldi. Birini benim önüme bırakırken diğerini de kendi oturacağı yere -tam karşıma- bıraktı.
"Berfin." dedi kahvesini yudumlamadan önce. "Psikolojik bir tramva sebebinden dolayı böyle. Daha 9 yaşında ama konuşamıyor ve yürüyemiyor." gözlerinde ki o hüznü bilmem kaç kilometre uzaklıktan bile fark edilebilirdi. "Berfin, 4 yaşındayken." dedi ve yutkundu. Anlatmak ona zor geliyordu belli.
Masada, iki elide kupanın kenarındaydı. Elimi onun elinin üzerine koydum ve baş parmağımla okşadım yavaşça. "Anlatmak zorunda değilsin. Ben bu konuda ısrar edemem."
Buruk bir gülümseme sergilesede gözlerinden bunun hoşuna gittiğini söyleyebilirdim.
"Berfin öz kardeşim değil benim." dedi benim söylediğimi es geçerek devam etti anlatmaya. "Annemin." dedi Barlas. Onu ilk defa böyle görüyordum. Kupayı tutan elleri sıkılaştı. Biraz daha sıksa elinde çatayabilirdi kupa. "Berfin bir taciz çocuğu." deyince gözlerim açıldı. Kaşlarım hayretle havaya kalkarken ağzım açıldı.
Ne diyecektim? Ne denilirdi bu konuda?
Benim bir şey dememe kalmadan devam etti Barlas. "Babam bunu öğrenince annemden uzaklaştı. Zaten araları pek iyi değildi, buda ona bahane oldu. Babam ne kadar karşı çıksa da doğumuna bir şey demedi. O da can sonuçta. Doğdu, büyüdü falan babam ona hiç tahammül edemezdi." dedi kahvesine bakarak. "Ağlasa bağırırdı küçücük çocuğa. Yeni yürümeye başladığı zaman bir gün masa örtüsünü çekmiş. Çocuk ya bu nereden bilsin?" dedikten sonra buruk bir gülümseme sergiledi. Daha sonra bu gülüşü soldu. "Babam onu dövdü." dedi bakışlarını bana çıkararak. "Daha 18 20 aylık bebeği dövdü, Ekim. Ve ben hiç bir şey yapamadım. O bebeğin ağlaması koca evde yankılanırken ben yatağın altına saklandım. Tam bir korkak gibi."
Kendinden tiksinircesine bahsediyordu Barlas. Hatta öyle ki buruşmuş yüz ifadesi bunu onaylıyordu.
"Sende çocuktun suçu kendinde bulma."
"Berfin o günden sonra daha yürüyemedi." dedi geri kahvesine dönerek. "4 yaşında konuşmaya başladı." yeniden o güzel suratında buruk gülümseme yayıldı. "İronik olan şudur ki ilk söylediği kelime de baba idi." ne kader ama?!
"Konuşmayı ilerletince bu sefer çok konuşuyor diye dövdü onu. Ve öylece konuşmayı da bıraktı. Şimdi ise hala aynı. O kadar pedogog tuttuk, psikolojik destek aldık ama yok. Hepsi de adam akıllı bir teşhis koyamadı diye geçici tramva deyip duruyor ama bir bok yaptıkları yok." hissettiği sinir ve nefret anında sesine yansımıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaptan
Teen FictionGeçici süreliğine sahaları tadilatta olan voleybol takımı aynı salonu basketbolcularla paylaşabilir mi? Ya da paylaşırsa neler olur? Peki ya bu Serçeler takımının gözdesi olan Ekim, basketbolcuların kaptanıyla tanışırsa ne olur?