"abi!"
Felix'in gözünün içine bakarken odayı dolduran sesle kendime geldim ve hemen bir iki adım uzaklaştım.
Olivia kapıdan başını çıkarıp gülümseyerek bana baktı.
"Beklettiğim için üzgünüm birkaç işim vardı... Abimle sıkılmış olmalısın gel içeri geçerlim."
Felix'e baktığımda yandan bir gülümseme ile bana bakıyordu. Sıkılmadığımı o da biliyordu işte! Yutkunma hyunjin sakin yutkunma. Yutkundum.
"A... Geliyorum." Felix'e el sallayarak olivia'nın arkasından gidiyordum. Salona geçip oturduğumuzda tüm Abur cuburları açıp yemeye başladık kola için salonla birleşik olan mutfağa gittim ve bardak almak için dolaplara baktım.
"Olivia bardaklar hang-"
"Şu dolap." Sert ses. Azma hyunjin sadece adamın sesi öyle sert.
Arkamı dönüp baktığımda çaprazımda olan dolabı işaret etti. Olivia ise arkada pembe diziye odaklanmıştı.
"Teşekkürler."
Teşekkür ettiğimde ne mi oldu? Öpücük attı. Allah'ım nolur akşama kadar yaşamama izin ver annem bir yasin okur başımda şoktan çıkarım Allah'ım ne olur.Felix önümden geçip en üstteki dolaba uzanmaya çalıştı ancak boyu yetişmediği için onun yerine ben uzanmaya çalıştım.
Benimki onun kalçalarına temas edene kadar! Hemen geri çekildim ve sahte bir öksürükle herşeyi bilmemezlikten geldim.
"Ben alabilirim."
Bu sefer Felix'in çekilmesini bekledim. Birkaç adım çekilince uzandığı dolapta olan Mısır gevreğini gördüm ve alıp ona uzattım.
"Ballı olanı istiyordum. Onu verebilir misin?"
Gülümsemesi beni korkuturken gergince arkamı döndüm ve elimdeki gevreği bırakıp yanında olan ballıya elimi ettim. Ve evet biri de götüme elini attı. Amına koyayım!Hızla paketi alıp ona döndüm.
Elimden paketi alırken parmaklarını parmaklarıma değdirerek almıştı."Yardım istersen utanma zevkle yardım ederim."
Ben ona kocaman gözlerle bakarken bana göz kırparak odasına gitti.Başımı iki yana sallayarak bardakları aldım ve salona ilerledim.
Azmasam iyi ama aklımdan çıkmıyor ve her saniye yükselmeme sebep oluyor.
"Olivia ben bir lavaboya gideyim."
Olivia hala diziye bakarken başını salladı. Tam bir pembe dizi bağımlısı olduğunu düşünerek -felixin odasının karşısındaki- lavaboya gittim.
Felix'in kapısının açık olmasıyla ona baktım. Odasında az önce üzerinde olan kolsuz tişörtü çıkarmıştı.
Azdım.
Felix'e bakıp derin bir nefes verirken beni fark etti. Dudaklarımı yalama ihtiyacı duyarken Felix kolumu tutup odasına çekti ve kapıyı kapattı.
Tamamen ledlerle kaplı karanlık odada mor, mavi ve kırmızı ışık onun vücuduna vurarken kendime gelemedim.
"Oh be sonunda sinyallerimi aldın ha?"
Kaşlarımı kaldırmış ona bakarken utançtan yerin dibine girecektim.
"Abdest bozdurursun sen walla."
"Ne?"
"Aman şey pardon... Ne sinyali diyecektim."
Felix güldü. "Anlamamazlıktam mi geliyorsun?"