Seleme cenemeler nasilsijis cok ozur dilerim sizi bekletim bu bolumu yazmak icin hayatimi koydum nerdeyse ortaya simdiden uyarimi yapayim Bu bolum azicik minnacik kucuk bi smut vardir bilginize
........
Jisung'dan"Jisung koyacağım şimdi ebene, kalk artık. "
"Siktir git, amına koyayım! "
"İyi ozaman, bu gün fizik dersi vardı, yeni bir kız da geliyormuş, fıstık gibi. Ben giderim. "
Seungmin'in cümlesinden sonra, ayağa kalkıp, giyinmeye başlamıştım. Ne oldu derseniz, akıllanmayıp Seungmin ile evde içki içmiştik. Hatırladığım tek şey bu. Artık Minho'yu takıntı haline getirmiştim. Umut verip bırakıyordu, şerefsiz adam.
"Ben çıkıyorum, gel hadi."
"Geliyorum, zırlama. "
"Osuruk böceği, senden daha kaliteli. "
"Benim gibi birisi ile, yürüdüğün için şanslı olmalısın. "
"144p izlediğim pornolar gibi bir, yüzün var Jisung. "
"Bunu iltifat olarak, kabul ediyorum. "
"Bende Allah'ın bana, verdiği görevi yerine getirip, seni dünyadan göndermeyi planlıyorum. "
Şerefsiz köpek, yol boyunca kafama geçirmişti. O beyin çok değerli diyorum, bana nau nau diyor. Sonunda okula geldiğimizde, Felix ve Jeongin'in bize doğru geldiğini gördüm.
"Nerdesiniz siz? Telefonlarımızı da açmadınız. "
"Evet nerdesiniz? "
"Anam gibi cır, cır bi susun ya! "
"Cirrik kuşu mu konuştu?"
"Siz bana zorbalık yapıyorsunuz, olmaz böyle. "
"Dedi, sokakta herkesin, kafasına su balonu atan Jisung. "
"Bu zorbalık değil ki, eğlence. "
"Tabi tabi, ne demezsin."
"Seungmin bana bak, seni fotoğraflarıma yapılan, kötü yorumları zorbaladığım gibi, zorbalarım. "
"Bi sussa keşke. "
Seungmin ile tartışırken, Felix'le Jeongin, çoktan gitmişti. Biz fark etmemiştik tabi. Biraz daha kavga ettikden sonra, zil çalmıştı. Şuan okadar mutluydum ki, anlatılamazdı. Sebebi ise, dersin fizik olmasıydı. Kısa bir süre içinde, Minho'da gelmişti. Orangutan tipli Yunan Tanrım, benim. Minho neler anlatıyordu fakat, ben hiç birini dinlemeyip, gözlerinin içine odaklanmıştım. Ne ara bu hale gelmiştim, hiç bilmiyordum.Oda bunu fark etmişti sanırsam. Ama çok, sıkılmıştım. Romantik değildim ben ya! Sıramın altından telefonuma, bakmaya başladım. Şerefsiz Minho'nun, bakacağı tutmuştu o sıra. Telefonumu her ne kadar saklamaya çalışsam da, telefonu almıştı.
"Han Jisung, dersimde telefonun ile oynaman, büyük bir sorun değil mi?"
"Üzgünüm hocam, zilin çalmasına ne kadar kalmış, ona bakıyordum. "
"Ozaman her ne kadar zilin çalmasına baksan da, çıkamayacaksın. İki ders boyunca cezalısın! "
Hocam kurbanınız olayım, sikin, öldürün ama bana bunu yapmayın.
Tabi bunu dışımdan diyememiştim, maalesef.
"Hocam yapmayın, nolur. "
"Yaptım, bile Jisung. "
Anasını satayım, hiç bir hoca bana karşı gelemiyor, elin adamı bana meydan okuyor. Hem yasak değil mi lan? TikToktan, görmüştüm. Uymayacaktım cezaya tabi ki! Ben Han Jisung'um, bakışlarıyla etkileyen Han Jisung. Üstelik cezalar çinenmek için vardır. Zil çalınca, Minho'nun çıkmasını bekledim. Çıktığında ise, hemen arkasından bende çıktım. Görmemişti sanırım.
"İçime sığmayan, efkarım varsa, eyvah neye yarar? Ah neye yarar? "
Bahçede yürürken, şarkı söylüyordum. Bir de ne göreyim? Bana uzun zamandır, borcu olan birisini görmüştüm. Vereceğim, vereceğim diyordu ama, vermiyordu. Bu fırsat kaçmaz diyip, yakasına yapışmıştım. Çoğu kişiyi bu yüzden dövüyordum zaten.
"Nerde lan benim param? Buharlaşıp havaya falan karıştı sanırsam! "
"Ya abi, vericem diyorum! İnanmıyorsun ki. "
"Ver ozaman şimdi! "
"Yanımda yok ki, abi. "
Çocuğa etkileyici bakışı attıktan sonra, kafa atmıştım. Paramı vermeyenlerinin sonu işte. Ama hesaba katmadığım bir şey vardı. Hocalar. Annem internet kafeye gitmeme, izin vermezdi asla. Bu yüzden kaçmaya başladım. Tuvalet en iyi yerdi bence. Yakalanırsam, tuvaletteyim derdim, ve camlardan çıkardım. İnce bele sahip olmanın, en iyi yönü sanırım. Peşimden gelmeyi unutmuyorlardı tabi. Ortada ki kabin, benim için uğurluydu. Tuvalet kapısına bakarak, kabine girdim ve hemen kapıyı kapatıp, kilitledim arkamı döndüğümde ise, kendini rahatlatan Minho'yu görmem, dilimin tutulmasını sağlamıştı.
"Siktir! "
"Hocam şey, yani ben, çok özür dilerim. "
"Jisung, çık hemen! "
Kabine girdiğimden beri, Minho'nun penisine bakıyordum. İzlediğim pornolar ve yaoilerdekilerden büyüktü. Terli, kollarında ki damarları ile, küçük Jisung hava yolları uçuşa geçmişti sanırım. Kendinden geçmiş gibiydi, beni sik desem, siker idi yani. Şuan nasıl bir şansım var diye düşünmem gerekirken, düşündüğüm şeylere bak. Üstelik hocam okulda, kendini rahatlatıyordu! Evinde yapsana be adam!
"Hocam, beni bi sikin ya."
Diyeceğim tek şey: Sıçtım
"Pişman olacaksın Jisung."
Minho beni ters çevirip, duvara yaslamıştı. Hem dayıyordu, hem de, kulağıma fısıldıyordu şerefsiz.
"Birisi tarafından sikilmeye, çok meraklısın bakıyorum da. "
"Estağfurullah hocam. "
"Bak, sakın yarın gelip, 'hocam sizinkide gerçekten uzunmuş, ne yediniz bize de söyleyin' tarzı şeyler dersen, yaşatmam seni Han Jisung."
"Hocam, onu boşverinde durduğumuz pozisyon pek uygun değil g-"
Daha konuşamadan, Minho ağzımı kapatmıştı. Çünkü içeriye, bir hoca girmişti. Dejavu yaşıyordum amına koyayım! Asıl sorun Minho'nun dibimde olmasıydı. Hocanın gittiğini anlayınca, bırakmıştı. Ben ise hemen kapıyı açıp, konuşmaya başlamıştım.
"Hocam, ben gideyim malum, çok garip bi durumdayız. "
Minho'nun konuşmasına izin vermeden, çıkmıştım tuvaletten. Aklımda bir sürü soru vardı. Bir, Minho neden okulda kendini rahatlatıyordu iki, wattpad kızımıyım ben amına koyayım? Zebani Efe'nin anlattıkları, daha normal geliyor du artık gözüme. Üç, nasıl Minho'nun yüzüne bakacağım? Hepsini boşverip, internet kafeye gitme planı kurmuştum. Bizimkiler gene çökertmişti, mesajları tabi.
......
Kötü oldu elimden geleni yaptım beğenmezseniz anında atarım diğer bölümü
Minsung ile kalınn
Gaygay 💫
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin Gibi Öğretmenin Ben! Minsung
FanfictionJisung lise öğrencisiydi, çok yaramaz ve durdurulamazdı. Fakat okula yeni bir öğretmen gelmişti. O, Jisung'u durdurabilecek miydi?