Hocam Bir Puan Eksiltsek?

2.8K 316 297
                                    

Size hediye olsun diye atıyorum bu bölümüü

......
Yazar'dan

Jisung okula tekrardan geç kalmıştı. Annesinin azarı yüzünden oflayarak gidiyordu okula. Aslında gitmeyecekti. Fakat annesi sınavı var diye göndermişti. Normalde ya girmezdi ya da tüm şıkları sallayıp otuz, kırk alırdı. İçinden adam dövme planlarını tekrar düşünürken okula çoktan gelmişti. Arkadaşlarının yanına gidip bir sandalyeye oturmuştu.

"Hoş geldin."

"Hoş buldum."

"Oha ben şoka girdim, Jisung ilk defa sınav günü geldi.

"Annem yüzünden."

Bir süre daha sohbet ettikten sonra zil çalmıştı. Jisung herkesten önce koşup tuvalete girmişti. İlk ders fizikti, yani Lee Minho'nun dersi. Bir kaç dakika sonra kapının önüne geldi. Neden tuvalette durdu derseniz, amacı Minho'yu sinir etmekti. Ardından sınıfa ilerlemiş, yine kapıyı tıklamadan girmişti. Kimseye bakmadan sırasına doğru ilerlemiş ve oturmuştu. Bu hareketi Minho'yu sinirlendirmeye yeterdi.

"Han Jisung!"

"Buyurun, hocam."

"Benim dersime böyle giremezsin, hemen dışarı!"

"Ben çıkmak istemiyorum ama?"

"Dersten sonra odama gel Jisung."

"Neden hocam?"

"Ben bir şeyi bir defa söylerim Jisung, umarım anlamışsındır."

Minho sınav kağıtlarını alıp dağıtmaya başlamıştı. Jisung'un sırasına gelince sert bir şekilde kağıdı koymuştu. Jisung kağıdına göz gezdirdi. İçinden boku yedim diye geçmedi değil tabi ki ama korkmuyordu. Hepsini sallayıp, rastgele şeyler yazmıştı. Kağıdını alıp, Minho'nun masasına koymuştu. Masaya kağıdı koymasıyla göz göze gelince yüzüne piç gülüşünü yerleştirmişti. Sırasına geçip yatmaya başlamıştı. Uzun bir süre sonra zil çalmıştı. Kiminin süresi yetmemişti, kiminin mükemmel geçmişti. Ellerini cebine yerleştirip öğretmenler odasına doğru ilerlemeye başladı. Lee Minho yazan yere girdi, karşısında bilgisayar ile uğraşan bir adet Minho gördü.

"Buyur, otur."

Jisung, Minho'nun karşısına bacaklarını açarak oturmuştu. Minho derin bir nefes alıp verdi. Ardından konuşmaya başladı.

"Bak Jisung, sana bir şey dememeye çalışıyorum. Fakat bana saygılı olmak zorundasın. Diğer hocaları bilmem ama ben bu tarz şeylerden nefret ederim. Yan-"

"Evet, evet. Yine aynı boklar, ne yapayım? Ayaklarınıza kapanıp  "Nolur, beni affedin! " diye mi yalvarayım? "

Minho yerinden sinirli bir şekilde kalktı. Jisung'un iki yanına da elini koyup yüzüne yaklaşmıştı.

"Sırf adam dövüyorsun, hocaların kabususun diye sana hiçbir şey yapamayacağımı falan mı sanıyorsun ha?"

Jisung kıpkırmızı olmuştu ama soğuk kanlılığımı korumam gerek diye düşünüp oturduğu yerde dimdik durmuştu.

"Hocam, hareketlerinize dikkat etseniz iyi olur. Aksi taktirde diğer hocalara yaptığım gibi size de aynısını yaparım."

Minho tam konuşacakken odaya edebiyat hocası girmişti.

"Öhm, ben çıkayım en iyisi."

"Hayır, yanlış anladınız! Gerçekten göründüğü gibi değil."

Minho Jisung'un bu tavrına kıkırdamıştı. Edebiyat hocasının yanına gidip konuşmaya başladı.

"Hocam özel bir konu hakkında konuşuyorduk. Yoksa ortada öyle bir şey yok."

"Peki, anladım. Müdür seni çağırıyor haberin olsun."

"Tamam, sağol."

Edebiyat hocası gittiğinde Minho masasındaki çantasını alıp kapıya yöneldi. Kafasını Jisung'a çevirdi.

"Çıkmayı düşünüyor musun Jisung?"

"Çıkıyorum, hemen hocam."

Jisung hızlıca odadan çıkıp adımlarını hızlandırmıştı. Kalbi duracak gibiydi. Aklından sadece tek bir şey geçti: Lee Minho'yu attırmalıydı. Kafasındaki seslerle uğraşırken çoktan bahçeye gelmişti. Seungmin ve Felix'in kendisine el salladığını gördü. Koşarak yanlarına gitti ve sandalyeye oturdu.

"Jeongin nerede?"

"O, sınıfta ders çalışıyormuş."

"Sana noldu? Domates gibisin."

"Sonra anlatayım, şuan çok yorgunum."

"Sınavın nasıl geçti Jisung?"

"Hepsini salladım."

"Bir kere de düşünse şaşarım."

Bir kaç dakika sonra zil çalmıştı. Herkes sınıfına gitmişti. Bu ders sınav sonuçları açıklanacaktı, tüm sınıf kalmaktan korkuyordu.
Minho sınıfa girdiğinde herkes sırasındaydı. -Jisung yine dağınık oturuyordu.- Minho masasına oturup sınav sonuçlarını açıklamaya başladı. Sıra Jisung'a geldiğinde biraz duraksadı. Sebebi ise, en düşük not alan kişi Jisung'tu.

"Han Jisung, otuz iki."

"Hocam bir puan eksiltsek?"

Herkes kıkırdamıştı. Minho, Jisung'a bakıp konuştu:

"Herhalde birileri çekmeyi çok seviyor."

Sınıfa sessizlik çökmüştü. Jisung o kadar sinirlenmişti ki her an Minho'nun üstüne atlayabilirdi. Boşvermeye çalışıp sırasına yattı. Minho da derse geçip anlatmaya başlamıştı. Herkes pür dikkat Minho'yu dinliyordu ama Jisung uyuyordu. En sonunda Jisung dayanamayıp konuştu.

"Hocam."

"Söyle, Jisung."

"Tuvalete gidebilir miyim?"

"Tabii, git."

Çantasını alıp kalkmıştı Jisung. Minho garipser bakışlarla bakmıştı Jisung'a.

"Sen götünü çantan ile mi siliyorsun Jisung? "

Dona kalmıştı Jisung. Ölüm sessizliğinden sonra herkes kahkaha atmaya başlamıştı. Jisung tüm sınıfa ölüm bakışı attı.

"Kimler güldüyse hepsini teker teker okul çıkışı bin parçaya böleceğim!"

Jisung çantasını koluna takıp sınıftan çıkmıştı. Okuldan çıkıp sinirini atmak için internet kafeye gitmişti.

.......

Çok yalvardınız (anamasövenlerdeoldu) yazdım yb 🥰

Minsung ile kalın

Gaygay 💫

Gaygay 💫

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Senin Gibi Öğretmenin Ben! Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin