Rain-20

10.4K 1.3K 948
                                    

Hyunjin'in mesajından sonra ayakkabılarımı giymiştim. Hava soğuk ve bozuktu ama üzerime yağmurluk giyme ihtiyacı duymadım çünkü Hyunjin'in yanında fazla durmayacaktım.Ona çok kırgındım.

Kapıyı açmış,etrafa bakmıştım.Hyunjin evin karşında durmuş,elleri cebinde yere bakıyordu.Bu hali çok sevimli gelmişti ama hemen ciddiyetimi topladım.Yavaş yavaş yanına ilerleyip karşında durdum.Beni görür görmez hemen sarıldı.Sarılmasına karşılık vermedim.Bana 'abartıyorsun' diyebilirsiniz ama o görüntüyü görmek beni çok kırmıştı.

Sarılmasına karşılık vermediğimi anladığında benden ayrıldı ve yüzümü ellerinin arasına aldı.

"Buz gibi olmuşsun.Bekle sana montumu vereyim"dedi ve montunu çıkarmak için hareket etti.

"İstemez" dedim ve durmasını sağladım.Yavaşça bana doğru döndü ve elleriyle benim ellerimi tuttu."Felix sorun ne güzelim.Neden böyle davranıyorsun?" dedi ve baş parmaklarıyla ellerimi okşamaya başladı.

"Gerçekten sorunun ne olduğunu merak ediyor musun Hyunjin?"dedim ve gözlerinin tam içine baktım.

"Evet meleğim,sorunun ne olduğunu bilmiyorum ve öğrenmek istiyorum.Lütfen anlat ki aramızda ki sorunu çözelim" dedi ve ellerini çillerimde gezdirmeye başladı.O sırada ise yağmur hafiften yağmaya başlamıştı.

"Chae-yeon'la bugün gülerek konuştunuz,sınıfa gülerek girdiniz.Bana bir kere böyle gülmedin.Gün boyu bok gibi hissettim ama bir kere yanıma gelmedin.Hyunjin dürüst ol benden sıkıldın mı?" diyerek her şeyi anlatmıştım.Yağmur iyice artmıştı.Saçlarımızdan sular akıyordu.

"Felix,o nasıl bir kelime.Senden asla sıkılmadım ve sıkılmam da.Bugün ki hareketlerim dolayısıyla da özür dilerim.Gerçekten böyle hissettiğini düşünmemiştim.Tam bir aptal gibi davrandım.Beni affeder misin Felix?"

Yağmur iyice artış göstermişti.Tüm kıyafetlerimiz sırılsıklam olmuştu.Hyunjin üzerine ince bir ceket giydiği için büyük ihtimalle o da benim gibi üşüyordu.

Nasıl cevap vermem gerektiğini bilmiyordum.Onu affetmeli miydim?
Onunla küs kalmaya dayanamıyordum.Onsuz kendimi bir eksik gibi hissediyordum.

Dayanamadım ve yağan yağmurun altında birden dudaklarına yapıştım.Sanırım şimdiye kadar ki en ateşli öpüşmemiz buydu.İlk başta anın şokuyla kaskatı kesilen Hyunjin,şimdi kendine gelmiş ve alt dudağımı emmeye başlamıştı.Ben de aynı zamanda onun üst dudağını emiyordum.Hyunjin dişleriyle dudağımı çekiştirmeye başladı.Ağzıma metal tadı geldiği için ayrıldık.Havaya baktığımda ise yağmur durmuştu.

Artı olarak ise güneş açmış ve gökkuşağı çıkmıştı.Sanırım Tanrı barışmamızın üzerine bize bir hediye sunmuştu.

Hyunjin'e bakıp gülümsedim ve ıslak göğsüne başımı yasladım.Onun dışında her şey sıradan geçmişti.Hyunjinle ilk olarak eve girip üstümüzü değiştirmiş daha sonra ise sahile gelmiştik.Kumların üzerinde Hyunjin uzanmış,ben de onun göğsüne uzanmıştım.

Aklıma Jeongin gelmişti.Son konuşmamızdan sonra okula tek tük geliyordu.Geldiği zamanlarda ise başını sıraya koyuyor,çıkışa kadar öyle duruyordu.Yaptığı şeyler affedilir değildi ama ona üzülüyordum.Kimsesi yoktu ve çok yalnızdı.Jeongin'e baktıkça onda eski beni görüyordum.

Düşüncelerimden kurtulup Hyunjin'e daha sıkı sarıldım.O da ellerini benim vücuduma sarmıştı.

"Senden bur dakika bile ayrı kapmaya dayanamıyorum Felix" dedi ve saçlarımı öptü.Hava kararmaya başlamıştı.Hyunjin beni eve bırakıp,kendi evine gitmişti.

Biraz sosyal medyada gezindikten sonra yarın okul olduğunu hatırladım.Tekrardan yeni bir lanet güne uyanmak için başımı yastığıma koydum.Geriye kalan şey ise karanlık...

bi pezevenk cinde yapılan fan bulusmasinda felixin gozune kor edici lazer tutucakmis ustune ustluk uyelere yumurta firlaticakmis ulan seni bulursam sikerim agzina tukurdugumun kevasesi

neyse evet bu bolumu yazmak icin yazdim hic icimden gelmedi o yuzden kotu olmuş olabilir

bu arada diğer bolumler icin guzel bir kaos bulun size guveniyorumm

oy vermeyi unutmayınn

My angel | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin