"Ya amına koyduğumun Minho'su. Zehirlenecek bıraksana." Jisung kolonyayı onun elinden alıp Minho'yu geriye ittirmişti. Chan yavaş yavaş gözlerini açarken Seungmin de bir köşede utançla kendini dövüyordu.
"Neredeyim ben?"
"Ay, uyandı!" Felix grubun tek mantıklısı olmasına rağmen bu salaklar yüzünden panik olmuştu. Chan'ın uyandığını görünce neredeyse ağlamak üzereydi. Seni de kaybettik Lix.
Chan etrafına bakınıp "Bowling salonu ne alaka lan?" diye sorunca "Kanka gelecektik ya zaten." dedi aptal Minho.
"Bir saniye, bir saniye." Chan parmaklarını başının iki yanına koyup derin bir nefes aldı. "Bayılınca beni direkt buraya mı getirdiniz yani?"
"Ya bi' siktir git." Jisung Minho'nun omzuna sertçe geçirdi. Chan o an çığlık atıp "Arabama bir şey yaptın mı ırz düşmanı?" diye bağırdı. "Söyle!"
"Sakin olsana yine bayılacaksın bak." diyip Chan'ı tuttu Felix. "Normal bir şekilde geldik işte." Arabası Chan'ın kritik noktasıydı.
Chan biraz yatışırken hepsinin suratına baktı. "Nasıl sığdık hepimiz?"
"Kucağımıza yatırdık seni."
"Kendimi kirletilmiş hissediyorum."
"Kucağımdayken öyle demiyordun ama." Hyunjin konuşurken Jeongin ona ters bir bakış atıp kolunu çimdikledi. Chan Hyunjin'e saldırmak için hamle yapmıştı ki Felix engellemişti onu tekrar.
"Sen onu bunu bırak da sevgili olduğunuzu niye söylemediniz lan?" diyip güldü Minho. Sonra da "İlik gibi manitayı da kaptın, hayırlı olsun kanka." demişti fısıltıyla.
"Defol lan!" Yanındaki su şişesini ona fırlattı. "Gidin başımdan!"
Hepsi bunu demesini bekliyormuş gibi dağılıp bowling oynamaya başladığında hayretle onlara baktı Chan. Sıkıntılı bir nefes verip arkasına yaslanırken köşede küçülüp büzülen Seungmin'i fark etti. O anlar rüya değil miydi yani?
Seungmin kafasını çevirip ona baktığında ayağa kalkmış "Sanırım gitsem iyi olacak." diyip arkasını dönmüştü.
"Açıklama yapmayacak mısın?"
Seungmin durup gözlerini yumdu. Yerine geri otururken "Açıklamadan önce bir şey demem gerek." diyip nefes aldı. "Sevgilim olur musun?"
Lan pat diye söylenir mi?
Chan'ın gözleri anında büyürken ellerini panikle sallayıp "Yani gerçek değil, birkaç günlüğüne rol yapacaksın sadece." demişti.
"Yuh," dedi Chan. "Elleşmek de serbest mi?"
Seungmin yüzünü buruşturdu. "Önce neden diye sorman gerekirdi."
"Denemek lazım." diyip düşünceyle kafasını salladı Chan. Seungmin de onun gibi kafa sallarken bir süre kimse konuşmamıştı. Sonra aklına gelince nedenini sormuştu ona.
"Sonra açıklasam." dedi Seungmin. İç çekti. Chan onun üzgün olduğunu görünce yutkunup "Şu Mingyu," diye konuştu. "Şerefsiz mi, yani kötü bir şey mi yaptı sana?"
"Biraz öyle."
"Anladım."
Tekrar bir sessizlik.
"O zaman," diye konuştu Chan sessizliği bozup. "Bizimkilere de söyleyelim. Ama salak oldukları için ağzından kaçırabilirler. Bizi gerçekten sevgili sanmaları yeterli." Sevgilicilik oyunu düşüncesi, sebepsizce iyi hissettirmişti.
Kafasını salladı Seungmin. "Jeongin bilse yeter." Chan onayladığında "Yani kabul ediyorsun?" dedi Seungmin beklentiyle ona bakıp.
"Bu oyunun sonunda senden bir şey istediğimde yaparsan, neden olmasın?" Chan sırıtınca "Hani ırz düşmanı sapık değildin lan?" demişti Seungmin.
"Şaka yapmıştım." Chan saçlarını hafifçe dağıtıp "Hem bizimkilere hava atarım hem de bu rolü benden başka kimse üstlenmez." diye devam etti.
Seungmin'in yüzü düşerken bakışlarını ondan çekti. Son dediği şey moralini bozarken Chan fark etmişti bunu. "Hey, sorun ne? Yanlış bir şey mi söyledim."
"Hayır, yok bir şey." Tırnaklarını avucuna bastırıp gürültülü bir şekilde bowling oynayan arkadaşlarına baktı. Jeongin pıt diye kayıp poposu üzerine düşerken ikisi de aynı anda gülmüş, Hyunjin onu yerden kaldırıp yüzünün her tarafına öpücük kondurunca da yüzünü buruşturmuşlardı.
İkisi birbirine dönerken yumruk tokuşturup "İyi geçinelim." demişler ve tekrar önüne dönmüşlerdi.
***
selam dostlarim nasilsiniz iyi misiniz bn de iiim tesekkurler
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
her aksam bol keseden yb atiyom ama bolumlerim tukeniyo valla bakalim nereye kadar gidicezz
