12; compromise and consequences

252 25 5
                                    


[we were always meant to be together]

[we were always meant to be together]

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Kuş tüyü yelpaze elinde gidip gelirken Alysanne ferahlamaya çalışıyordu. Büyük ve yıllar sürecek kış için sürekli önlerinde çok az vakit kaldığını söylüyor olsalar da, Kings Landing bu sıcaklarla boğuşurken Kuzeylilere inanmasının imkanı yoktu.

"Belki de kaleye dönmemiz en iyisi olacaktır," diye ikna etmeye çalıştı ablasını Deanora, işe yaramayacağını biliyordu. Maegon bir düellonun tam ortasındayken onu hiçbir yere gitmek için zorlayamazdı.

"İzlemek istiyorum, sen de istiyorsun. Eminim biraz sıcakla baş edebiliriz Dea," dedi Alys. Edemeyeceklerini bilse de yerinden ayrılası yoktu.

"İstiyorum ama içeri girme fikri daha cazip geliyor. Eminim Maegon onu izleyememiş olma nedenimizi duyunca herhangi bir küslükten uzak kalır. Hadi Alys."

Erkek kardeşleri karşısındaki şövalyenin kılıcını sert hamlesiyle uzağa gönderince seyirciler coşkuyla bağırdılar. Alysanne yelpazesini kapatıp ayağa kalkarken onlara katılma amacı taşıyordu. Deanora'nın bıkkın bakışları ona olduğu yerde kalmasını söylediğinden bu fikirden vazgeçerek balkon kemerine kadar gitti sadece. Elleri birbirine çarparken sesin aşağı gidip gitmeyeceğini bilmiyordu ama Maegon dönüp onlara bakınca ve el sallayınca sevindi.

Genç çocuk yeni rakibiyle karşılaşmaya hazırlanırken Deanora kalkarak ablasının yanına geçti. Elleri omuzlarında sabitlenip kendini ona yaslarken hayıflanıyordu. "Yendi, gördük işte. Artık gidemez miyiz?"

Alysanne onu "Pekala," diye onayladı. Yapabileceği bir şey yoktu, kardeşini daha fazla bu havaya maruz bırakamazdı. Aklına annesinin sözleri gelince kaşları çatıldı.

"İnsanlar konuşuyorlar Alysanne, kraliçe ve oğulları da öyle. Her ne kadar biz amcanla aranda söz edilen gibi bir durum olamayacağını bilsek de, kaledekiler bizimle hemfikir değiller," diye konuşurken Prenses Rhaenyra'nın alnında terler birikmeye başlamıştı.

Tarihin tekerrür etmesine daha ne kadar mani olmaya çalışacaklardı? Eninde sonunda olacağına varmayacak mıydı her şey?

"Ne yapmamı istiyorsun yani? Sırf insanlar dedikodu yapıyor diye Rhaegar'ı görmeyeyim mi? Benden istediğin bu mu anne?"

"Hayır," dedi Rhaenyra kızının elini tutarken. "Elbette senden bunu istemiyorum. Tek istediğim bu konu kapanana kadar biraz dikkatli olman. Belki... belki kardeşlerinle daha çok vakit geçirmen."

"Bunun nasıl bir değişim getireceğinden emin değilim."

"Sadece çözüm üretmeye çalışıyorum Alysanne, tamam mı? Rhaegar'la gez, dolaş ama yanınızda birisi daha olsun. Mesela Maegon, Deanora.. lütfen. Bu şartlar altında istediğini yap."

mine to rule' alysanne targaryenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin