six,,

558 47 84
                                    

İzem telefonda Mira'yla konuştu ve olduğu yeri öğrendi. Telefonu kapadıktan sonra İzem'in peşine takıldık. Kısa bir yürüyüşün ardından İzem'in ilerdeki kızıl kıza el salladığı gördüm.

Mira'yla sımdıkı sarıldılar. Daha sonra İzem bize döndü. "Kızlar bu Mira. Kendisi Mert Hakan'ın kardeşi." şaşırmıştım. Bunu mimiklerime de yansıtmış olmalıyım ki Mira güldü. "Sende Oğzuhan Uğur'un kardeşi olmalısın."

Gülümseyerek kafa salladım. Bana doğru uzaytığı elini sıktım. "Mira ben, Mira Yandaş." yüzümdeki gülümseme iyice büyüdü. "Alev Uğur." Mira, Arya'ya döndü. "Yanlış hatırlamıyorsam Burak Yörük'ün kardeşisin sende. Arya'ydı, değil mi?"

Arya gülümseyerek kafa salladı. Tanışma faslını bitirdiğimizde kızlara döndüm. "Önce kahve mi yoksa mağaza mı?"

"Kesinlikle kahve!" Mira'nın benimle aynı fikirde olmasıyla gülümsedim. İzem ve Arya da fikrimizi onayladıktan sonra beraber Starbucks'a geçtik.

Kahvelerimizi içerken uzun uzun kendi hayatlarınızdan konuştuk. Mira ve Yusuf'un tanışma hikayesini öğrenmiştim ve çok tatlıydı. Mira, İzem'in anlattığı kadar tatlı ve samimi bir kızmış. Sohbeti de oldukça keyifliydi.

Hepimiz kahvelerimizi bitirdiğimizde oturduğumuz masadan kalktık ve alış verile başladık. Yaz geliyordu, o yüzden kendime yazlık bir sürü kıyafet alacaktım.

...

Elimizdeki poşetleri Arda'nın arabasına yerleştirdik ve geçip arabaya doluştuk. İzem geçip ön koltuğa oturdu. Arka koltuğun ortasına ben oturdum. Sağıma Arya ve soluma da Mira oturunca yola çıktık.

"Nereye gidiyoruz?" kafamı iki koltuk arasından uzattım ve Arda'nın koluna yasladım. "Size!" sonundaki "e"yi uzatarak söyledim. Arda bana kısa bir bakış attı yan yana gülerek.

İzem'in bana attığı bakışları gördüm. Gülerek ona göz devirdim ve arkama yaslandım. Eve varana kadar telefonumla ilgilenmeyi tercih ettim.

Binanın önüne geldiğimizde bagajdan poşetleri aldık. Arda gelip benim elimdeki poşetlerden birazını alınca bende İzem'e yardım etmek için birkaç poşet ondan aldım.

Arda cebinden anahtarı çıkartmka yerine zile basınca İzem'le bakıştık. Kapıyı açan sarışın çocukla gözlerim büyüdü ve kaşlarım havalandı. Arda hiçbir şey demeden İsak'ın yanında geçti ve içeri girdi. İzem ise abal aval kapının önünde dikilmiş İsak'a bakıyordu.

"Bakıp durma da gir içeri!" yanından geçerken kulağına fısıldadım. Eli dolu olduğu için bana saldıramamıştı. Arda yukarı kata çıkarken biz de onu takip ettik.

Poşetleri misafir odasına, pardon Gülerlerin evindeki odama bıraktık. Arya ve Mira odadan çıkınca İzem kapıyı kapadı. "Niye geleceklerini haber vermedin!" yine kardeş kavgalarına ortak olacaktım.

"Gerek duymadım?" İzem sabır dolu bir nefes verdi ve parmaklarını saçlarından geçirerek geriye doğru taradı. "Arda mal mısın oğlum sen?" ikisi de bana söndü. "Bizim gelmemizi geçtim kıza eve birilerini getirceğini haber vermen gerekmez mi? Normali budur ya hani."

"Haklısın, pardon." olayı kısa sürede tatlıya bağlatınca zafer kazanmışcasıan gülümsedim. İzem'i kolumun altına aldım ve parmak uçlarımda yürümeye başladım. Benden birkaç santim uzun olması hiç de hoş değildi!

Arda peşimizden gelirken beraber salona girdik. Arya çoktan diğerleriyle tanışmış gibi görünüyordu. Biz odaya girince İsak, Ahmet, Bora ve Yusuf ayaklandı. İsak'a gülümseyip kafamala selam verdim. O da aynı şekilde bana geri gülümsedi. "Alev, bunlar Bora, Ahmet ve Yusuf. İsak'ı zaten tanıyorsun."

istanbul beyefendisi.gülerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin