seven,,

534 42 69
                                    

Çakmak oynamayı bırakmış öylece oturuyorduk salonda. Kafamı İzem'in bacaklarına koymuş, ayaklarımı da üçlü koltuğun ucuna doğru uzatmıştım. "Sizin evde alkol yok muydu?"

İzem düşünerek baktı bana. "Bakmamız gerek." ayak ucumda oturan Arda'nın yüzünü görebilmek için hafifçe kafamı kaldırdım. "Kalk bak hadi."

Emir kipiyle konuşmamın üzerine Arda bana ters ters baktı. Emrivakiden nefret ederdi. "Tamam kızma. Kalkıp bakar mısın?" gülüp "şimdi oldu" dercesine kafasını salladı. "Kalk da bende yardım edeyim abime."

İstemeyerek kafamı İzem'in bacaklarından kaldırdım. Suratım asılmıştı. Arya bu halimi görmüş olmalı ki İzem'in kalktığı yere oturdu. Yanıma geldiğinde gülümsedim ve kafamı bu defa onun bacaklarına koydum.

Küçüklüğümüzden beri en sevdiğim şey kızlardan birinin bacağına yatmaktı. Bu yüzden bana "kedi" diyorlardı hatta.

Uzun bir bekleyişin ardından İzem elinde koca bir şişe likör ile girdi odaya. Yüzüme yerleşen kocaman gülümseyle Arya'nın kucağından kalktım ve hoplaya zıplaya mutfağa gittim.

Shot bardaklarını dolaptan çıkarmaya çalışırken arkamdan bir kol uzandı. Burnuma dolan harika parfüm kokusu beni mest ederken Arda'yla aramızdaki mesafenin azlığını bacaklarımın titremesine sebep oluyordu. "Cüce seni."

Arda'nın karın boşluğuna vurdum yavaşça. Drama kraliçesi sanki sert bir yumruk atmışım gibi bağırdı ve iki büklüm oldu. "Abartma be!" ama Arda kıvranmaya devam ediyordu.

Yavaş yavaş canının gerçekten acıdığını düşünmeye başlıyorum. "Arda iyi misin?" sesim elimde olmadan endişeli çıktı. Arda kıvranmaya devam ediyor, bir yandan da acı dolu inlemeler dökülüyordu ağzından.

Pişmanlık hissi ve endişe tüm vücudumu sarmalarken gözlerim doldu. "Arda, cevap ver!" sesimin titremesiyle Arda bana baktı. Yüzünde acı çeker bir ifade vardı. "Özür dilerim." sesim kısılmış gibi çıktı ve göz pınarlarıma dolan yaşlar yanaklarıma doğru aktı.

Arda kıvranmayı bıraktı ve ciddi bir ifade takındı. "Hayır hayır. Ağlama güzelim. Şaka yaptım, yok bir şeyim iyiyim ben." Arda yanaklarımı tuttu ve baş parmaklarıyla ıslak yanaklarımı sildi. "Gerizekalı böyle şaka mı olur? Gerçekten sana zarar verdim diye aklım çıktı!"

Arda gülerek ellerini saç diğlerime doğru götürdü ve beni göğsüne çekti. Kollarımı beline doladım ve sarılmasına karşılık verdim. Kafam tam kalbinin oraya denk geliyordu. Ona her sarıldığımda kalp atışlarını dinlemeyi çok seviyordum.

"Hadi bizi bekliyorlar." Sarılmamızı bölen kişi ben olmuştum. Arda alnıma bir öpücük kondurdu ve benim az önce uzanmaya çalıştığım ama uzanamadığım shot bardaklarını çıkarıp tepsiye dizdi.

Beraber salona girdik ve bardaklara likörü doldurduk. "Never Have I Ever oynayacağız. Herkes okey mi?" salondaki altılıdan onaylar sesler yükseldi.

Telefonuma geçenlerde kızlarla belki oynarız diye indirdiğim uygulamayı açtım ve yazan soruları sesli bir şekilde okumaya başladım. "Daha önce hiç en yakın arkadaşıma yalan söylemedim." soruda shot atan kimse olmayınca diğer soruya geçtim.

-İlahi Bakış-

Bir sürü shot atıldı. Bir buçuk litrenin sonuna geliniyordu artık. Açık kumral kız etrafı çift görmeye başlıyor gibiydi ancak zor da olsa elindeki ekranda yazan soruyu okudu. "Daha önce hiç kardeşimin arkadaşına aşık olmadım."

istanbul beyefendisi.gülerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin