thirteen,,

446 43 80
                                    

Kızlarla konuşmaya daldığım sırada bacaklarıma değen saçlarla irkildim. Kafamı eğip baktığımda yatan kişinin Arda olduğunu görmem, yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirdi. Arda yüzünü bana çevirip göz kırptı ve erkeklerle konuşmaya devam etti. Ben de kızlara dönerken  parmaklarımı Arda'nın dalgalı kumralına daldırdım ve oynamaya başladım. Saçları o kadar yumuşaktı ki, oynamak keyif veriyor! Aynı zamanda kızardığıma da emindim.

Kocaman bir paket çekirdeği bitirdikten sonra yavaş yavaş havanın da kararmasıyla beraber artık kalkmaya karar verdik. Arda önce bacaklarımdan kalktı, daha sonra ayaklanıp elini bana uzattı ve kalkmama yardımcı oldu. Parmaklarını parmak aralarımdan geçirip ellerimizi kenetledi. "Arda dur da çocuklarla vedalaşalım, öyle tut tutacaksan." oflayarak elimi bıraktı. Arda gidip İsak'la vedalaşırlen biz de diğerleriyle vedalaştık. İsak'la vedalaşmaya gittiğimde el sıkışmak yerin sarılmayı tercih etmiştik. "Güle güle kullan atkını. Bütün kış boynunda görmek istiyorum!" hep beraber kahkaha attık. "Tabi, tabi. Hiç çıkarmayacağıma emin olabilirsin!"

İsak'a dil çıkardım. Benden sonra kızlar, en son da İzem, İsak'la vedalaştı. Tabii onların vedalaşması daha uzun sürmüştü. Arda yeniden ellerimizi birbirine kenetlediğinde bahçe kapısından çıkış yaptık. Arabalara geldiğimizde Ahmet'i Yusufların yanına gönderdik. "İyi geceler beyler!"

"İyi geceler kardeşim!" Arda şoför koltuğuna binmeden önce erkeklerle uzaktan vedalaştı. İzem, Mira ve ben de Arda'nın yaptığı gibi el sallayark vedalaştık ancak Bora gelip Arya'ya sarıldı ve yanağından öptü. Arkamı dönüp kızlarla göz göze geldim. Üçümüz de aynı şeyi düşünmüştük belli ki. İzem öne binmeye gitmişti, ben de arkaya geçerken Arda'nın bakışlarıyla karşılaştım. Kafasıyla ön koltuğu işaret edince gülerek göz devirdim ve öne geçtim. Dikiz aynasından bana bakan İzem'e öpücük gönderdim ama o bana karşılık olarak dil çıkardı.

Arya'nın da arabaya binmesiyle yola çıktık. Bir süre telefonuma baktıktan sonra telefonu kapadım ve kucağıma koydum. Ellerimi de telefonumun üzerine koyup yolu izliyordum. Sol elimde hissettiğim sıcaklıkla Arda'ya döndüm. Yola odaklanmış sadece önüne bakıyordu. Yüzüme salak bir gülümseme yerleşti ve Arda'yı izlemeye daldım. Her detayını sanki ilk kez görüyormuşum gibi inceliyor, bir daha göremeyecekmişim gibi aklıma kazıyordum. "Daha izleyecek misin?"

"Rahatsız mı oldun?" dilini damağına vurarak "hayır" anlamında bir ses çıkardı. "Ee, ne bıdırdanıyorsun o zaman?" tek kaşımı havaya kaldırıp Arda'ya doğru eğildim. Arda bana kısa bir bakış atıp yola geri döndü. "Öyle." gözlerimi devirip Arda'yı yanağından öptüm. Arkadan gelen kıkırtıları duymazdan gelmeye çalışıyordum. Dikiz aynasından kızlara baktığımda kendi aralarında fısırdaşıyorlardı. "Fısır fısır konuşmayın orada! Kendimi dışlanmış hissediyorum." kızlar kahkaha atınca onlara döndüm. İzem uzanıp yanağımdan makas aldı. "Sen dön manitanla ilgilen." İzem'e gözlerimi devirirken dil çıkarttım.

"Uğraşmayın kızla." yüzüme salak bir sırıtma yerleşirken Arda'ya döndüm. İçimden gelen dürtüyle yanağından sulu bir öpücük kopardım. Gülerek bana göz devirdi ama yanağını silmedi. İzem olsa şimdiye kazımıştı o yanağı. "Eve gidince yeteri kadar sorgulayacaksınız zaten, rahat bırakın sevgilimi." kaşlarım havalanırken kafamı öne doğru eğip Arda'ya baktım. "Neyin, anlayamadım?" Arda bana kaçamak bir bakış attı. "Sevgilim."

"Sırıtma aptal aptal!" Mira'nın cümlesiyle ben hariç hepsi kahkaha atmaya başladı. Gözlerimi devirirken onların gülmesine eşlik etmeden edemedim. Dışarıya baktığımda gelmiş olduğumuzu görmemle şaşırdım. "Ne çabuk geldik?" Arda arabayı park etmeden önce bizi indirdi. "Abime öyle bir dalmıştın ki, fark etmemişsindir." İzem'e gözlerimi kısıp dil çıkarttım. O da bana öpücük attı.

istanbul beyefendisi.gülerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin