5. ŞÜPHELER

83 22 51
                                    

Keyifli okumalar!♡

...

Gözlerim kapalıydı. Uzanıyordum. Bilincim açılmıştı ama gözlerimi açamıyordum. Belki de açmak istemiyordum. En son ağlıyordum. Bir omuza yaslıydım. Göz yaşlarım bir yüreğe yağıyordu. Umut. Onun yanındaydım. Sonra... Sonra bayılmıştım.

Bir ses duydum. Sağ tarafımda bir kız sesi. Sesin Merve'ye ait olduğunu anladım. Tam gözümü açıp ona sarılacakken konuşmaya başladı.

"Evet, efendim."

Kimle konuşuyordu. Odada başka biri var mı diye bekledim ama ses gelmedi. O zaman telefonla konuşuyordu. İyi de kimle konuşuyordu? Ayrıca neden 'efendim' diye seslenmişti ki?

Gözlerimi açmak yerine biraz daha onu dinlemeye karar verdim.

"Hastanedeyiz. Evet efendim, yanındayım."

Sessizlik...

"Hayır, beni duymadığına eminim. Bilinci hâlâ kapalı."

Benden bahsediyordu. Hiçbir şeye anlam veremiyordum. Anlayamıyordum. Bir kapı açılma sesi geldi. Sonra iki küçük adım sesi ve tekrar Merve konuştu.

"Tamam. Sonra haberleşiriz."

Az evvel 'efendim' dediği kişiye şimdi arkadaşıymış gibi konuşuyordu. Neden? İçeriye biri girmişti. Yine gözlerimi açmadım ve bekledim.

Dinledim.

"Biraz bizi yalnız bırakır mısın lütfen?"

Bu ses Umut'a aitti. Gelmişti. Hastane de beni mi beklemişti?

"Fulya'nın neyi olarak bunu istiyorsun. Tabii ki de sizi yalnız bırakamam."

Bu tavır neydi?

"Fulya'nın arkadaşı olarak söylüyorum. Ayrıca onu kurtardım. Ona zarar vereceğimi mi düşünüyorsun !?"

Kısa bir süre sessizlik oldu ve sonra bir kapı sesi geldi. Yanımda ki koltukta hareketlenme oldu. Merve gitmişti ve şu an yanımda Umut oturuyordu. Gözlerimi açacaktım ama yeni uyanıyormuş gibi yapacaktım. Önceden uyandığımı belli etmemeliydim. Çok susamıştım. Sanki dudaklarım bir çöl gibiydi. Kafamı çok az hareket ettirerek "Su!" diye inledim. Fısıltı gibi çıkmıştı ama boş odada anlaşılıyordu. Yavaş yavaş gözlerimi açtım. Umut'a baktım. Hemen ayağa kalktı ve diğer yanımda bulunan masaya gitti. Masanın üzerindeki pet şişeyi aldı. Kapağını açtı ve bana yaklaşarak sırtımdan tuttu. Çok az doğruldum, bana doğru tuttuğu suyu içtim. Sonra kafamı tekrar yastığa bıraktım. Suyun kapağını kapatıp tekrar yanıma oturdu.

"Nasılsın?" demişti.

"İyiyim. Sanırım küçük bir bayıldım." dedim ve tebessüm ettim.

Gözlerimin içine baktı. O da tebessüm etti ama gözleri hüzünlü bir tebessümdü. Öylece gözlerime baktı. Kırık baktı. Sanki benim canımın acısı ondaydı.

"Öyle bakmasan? Yani gerçekten iyiyim."

Serum takılmış uzattığım koluma baktı. Uzandı iki eliyle elimin üstünü tuttu. Ellerimdeki bakışı tekrar gözlerime geldi.

"Bana her şeyi baştan anlat. Olur mu? Şimdi anlat demiyorum. Hazır hissettiğinde..." daha da eğildi ve fısıldadı. "Bana güvendiğinde anlat ama günün birinde mutlaka anlat. Seni bu hâle getiren ne? Öğrenmek istiyorum."

Biraz sessiz kaldıktan sonra sordum. "Neden öğrenmek istiyorsun ki? Benim acılarımı da anılarımı da ne yapacaksın ki?"

Doğru bir soruydu. Neden benim acılarımı öğrenmek istiyordu ki?

İKİ YALNIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin