Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!
...
Güneşin ne zaman doğduğunu fark etmedim. Uyandığım da öğlen olmuştu.
Ben öğlene kadar uyumuş muydum?
Kendime gelebilmek için hemen duş aldım. Üzerime çok dar olmayan kot pantolonumu geçirdim. Pantolonum gibi dar olmayan siyah tişörtümü giydikten sonra aynadan kendi yansımama baktım. Öğlene kadar uyuduğum için gözlerim kızarmıştı. Hafif bir makyajla yüzümü toparlayıp odamdan çıktım. Kendimi rahatsız etmeyecek kıyafetler tercih etmiştim. Her zaman ki gibi annem benden önce uyanmıştı ve mutfaktaki bu güzel yemek kokularına sahiplik yapıyordu. Arkasından sessizce yaklaşıp yanağına hızlıca bir öpücük kondurdum.
"Fulya" dedi son harfi uzatıp, yapmacık bir kızgınlıkla.
"Efendim." dedim bende son harfi uzatıp onu taklit ederken.
"Korkuttun kızım beni."
"Özür dilerim anneciğim, korkutmak istememiştim. Sadece kahvaltı yapmadan önce çikolatalı ekmek yerine yanaklarını düşündüm de..." dedim sevecen bir tavırla.
"Onlar daha tatlı çünkü." dedim daha fazla gülerken.
Aynı şekilde sırıtarak bana "Kahvaltı mı?" dedi ve kahkaha attı. "Fenasın kız Fulya." deyip omzuma yavaşça vurdu. Geç kalktığımın ve kahvaltı zamanı değil de öğlen yemeği zamanı olduğunun farkındaydım ama bir şey demedim.
Annemin bu yönüne bayılıyordum. Her ne olursa olsun benimle çocuk olmayı, benimle aynı yaşta gibi davranmayı asla bırakmıyordu. Annem her zaman ne yapacağını bilirdi. Annemin bu zamana kadar hiçbir kötü huyunu görmemiştim. Göreceğimi de zannetmiyorum. Hiç hatasını görmedim. Annem kusursuzdur. Belki biraz annemi kutsallaştırıyormuşum gibi oldu ama gerçekten onu çok seviyordum.
Zaten her evladın annesi, babası evlat için çok önemlidir ve değerlidir.
O benim kahramanım.
Genelde kız çocuklarının hayattaki ilk kahramanları babaları olur ve daha sonra ikinci kahraman olarak sevdiği adam kızın gönlünde yer alır. Ben... Ben hiçbir zaman o kızlar gibi tozpembe olmadım bu hayatta.
Hayat tozpembe ise ben siyahtım. Hayat siyah ise ben tozpembeydim.
Hiçbir zaman diğer kızlar gibi olmadım. Annem sayesinde. Ve bununla da gurur duyuyorum. Bu yüzden benim ilk ve son kahramanım annemdi. Evet ilk kahramanım annemdi ama son kahramanım da annemdi. Çünkü ikinci kahraman olarak hayatıma bir erkek giremeyecekti. Çünkü kimsenin beni karşılıksız seveceğini düşünmüyorum.
Karşılıksız seven tek insanlar ailelerdir ki benim babam bile beni sevmiyorken bir yabancı beni nasıl sevebilirdi ki?
Küçüklüğümden beri hep annem gibi olmak istemişimdir. Onun gibi ne olursa olsun, ne yaşarsa yaşasın hep gülümseyebilen biri olmak istemişimdir. O evde usta olduğu gibi işinde de çok iyidir. Hep büyüyünce annem gibi avukat olmayı hayal ettim. Hâlâ da hayal ediyorum ve hayal olarak kalmaması için çabalıyorum.
Annem her şeye böyle nasıl yetişebiliyordu? İşine gidiyor, gün içinde çok fazla dava ile uğraşıyor, eve geliyor, evde benimle ilgileniyor, ev işlerine yetişiyor... Ve daha birçok şey!
Küçükken hep annemin sihirli güçleri olduğunu düşünürdüm.
Yoksa dünya da anneler dışında kimse bu kadar güçlü olamazdı, tabii sihirli güçleri yoksa?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ YALNIZ
Roman pour AdolescentsDerslerine odaklanmaya, başarılı olmaya, hayatını mutlu bir şekilde yaşamaya çalışan genç bir kız... Otobüste iyilik için ona verilen bir siyah mendil... Okula saçma bir zamanda gelen yeni öğrenci... Bu genç kızın hayatı nasıl değişebilir? Gerçekle...