Yorumlarınıza cevap verdim, yani son birkaç bölüme. Çok tatlısınızz.
Adımlarını büyük salona götürürken eline bandajı takıyordu. Birkaç ışık patlamışken loş bir ortam vardı. Askeriyede burayı çok kişi kullanmazdı.
Birkaç gün önce kurşunun sıyırdığı yer iyileşiyordu. Sarı saçları gözlerinin önüne gelmemesi için toplanmıştı. Büyük halatlara tutunarak çıktı ringe.
Çıktığı an kapıdan gelen adım sesleri ile dönmüştü. Siyah saçları yüzüne gelmiş üstünde siyah bir tişört ve şort vardı.
Jimin görevden sonra onunla hiç konuşmamıştı. İçinde biraz sinir vardı, son zamanlarda Karen ile durmadan beraber olduklarından hiç konuşma fırsatı bulamamışlardı ayrıca Jungkook'un kavgada söyledikleri de kafasını kurcalıyordu.
Jungkook oradan duşlara geçecekken konuştu.
"Çalışman iyi olmuş, görevde sağlam bir dayak yiyordun." Sesi salonda yankılanırken Jimin'i sinirlendirdiğini biliyordu. Sarı saçlı olan dilini yanağına bastırarak arkasındaki direğe dayandı.
"Ya, görmek ister misin sağlam dayak neymiş?" Bu tam gidecek olan Jungkook'u güldürmüştü. Arkasını dönmüş ve Jimin'in çıkışı hoşuna gitmiş, gülüyordu.
"Göstermek isterim." Elindeki çantayı bırakarak hızla ringe çıktı. Jimin gözleriyle kenardaki bandajları gösterirken sesi yankılanmıştı.
"Gözün aydın bir senedir bu anı bekliyordun herhalde." Jimin Jungkook'un sinirli olduğunu biliyordu.
"Birkaç gün önce yediğin dayak yetmedi herhalde, burnun yamuldu sandım Yüzbaşı." İkisi de adamın cüssesinin normal olmadığını biliyordu.
Sarı saçlı olan sinirle sağ kroşe vururken Jungkook hızla sol elini kaldırıp engelledi. Ellerini Jimin'in ensesinde birleştirdi kafasını dizine sertçe çarpmaya çalışsa da Jimin onun bacağına sert bir tekme atarak son anda kurtulmuştu.
Jungkook birkaç adım geriye giderken bu kada hızlı ve sert başlamasına güldü.
"Ya ya çok aşığız birbirimize." Jugkook'un dalgayla söylediği şey ile Jimin de gülmüştü.
Bacağına yediği tekme duraksattı onu birkaç saniye.
Hızla birkaç adım geri giden Jimin tekmeden son anda kurtulmuştu fakat kolundan sertçe çekilmesi ile boynuna dolanan kol nefesini kesti.
Jungkook'un sert tutuşu ile zor nefes alırken nefesini de sol kulağında hissediyordu.
"Bu aşk sana uymamış, üstüne oturmamış." Söyledikleriyle beraber dirseğini arkasındaki bedene geçirip tutuşundan kurtulmuştu.
Jungkook'un pozisyon gereği hafif kırdığı bacağına basarak hızla boynuna zıplarken bacağına boynuna sarıp yere düşmesini sağladı. Yere düştükleri an üstüne çıkıp ellerini tutarken Jungkook'un sinirden beliren gamzeleri gözüküyordu.
Bu sefer gücünü kullanıp yerlerini değiştiren Jungkooktu. Kafasını sarı saçlı olanın kulağına yaklaştırıp fısıldadı.
"Uyduğunu çok iyi biliyorsun." Üstünden kalkarken derin nefes aldı. Daha birkaç gün önce yaralanmamış mıydı? Bu güç nereden geliyordu?Jimin Jungkook'u baya yormuştu.
Son kez ona dönüp göz kırparken yüzündeki gülümseme ile ayrıldı salondan.
Jimin ise kendini revirde bulmuştu. Gözü kararıp duruyordu. Kadın tansiyonunu ölçerken gülümsedi.
"Ufak bir tansiyon probleminiz var Yüzbaşı. İlaçları kullanmanız yeterli."
//
Flashback
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You're losing me
Adventure7 kişilik oluşturulan saldırı timi her geçen gün daha da artan risk ile hayatlarını pahasına görevlerini yaparken 6 senedir beraber büyümüş bir bağa sahipti. Tim kurulduğu sene ayrılan Binbaşı Jeon ve Yüzbaşı Park'ım ise bağları biraz daha farklıydı.