👥YÜZLEŞME⚔️

17 2 10
                                    

"Kalpler bir bedenler ayrıydı. Fakat bu yıllanan dostluğu ayırmadı. Şimdi geriye tek bir şey kaldı. Oda yüzleşme. Ya gerçekler ortaya çıkıp bir dostluğu yeniden birleştirecekti. Ya da o gerçekler karanlık bir sır olup her şeyi yok edecekti."

°°°

Önceki bölümden hatırlatma

Derin Meriç kardeşim dedikten sonra ağlamaya başlamıştı bile. Fakat Derin'le Meriç sarılırken Beliz bağırmaya başladı."hayır Meriç gidemezsin sen buraya aitsin. Ben sana kardeşte olurum. Dostta." Beliz arkasından silahı ışık hızıyla çıkarıp Derin'i omzundan vurdu. Tam Afet'i de vuracaktı ki Beliz'in kalbinden kanlar akmaya başladı. Vurulmuştu. Ben önde olduğum için görememiştim fakat arkamı döndüğümde Meriç'in eli havadaydı ve elinde daha beş dakika önce bana doğrulttuğu silah vardı. Her şeye yeniden başlamıştık...

°°°

Meriç'in ağzından

Melih Beliz'in başına geçmiş hem bana bakıyor hem de akan kanı durdurmaya çalışıyordu. Yıllardır bana yardımcı olan kardeşim gibi gördüğüm birini vurmuştum ama vurmakta zorundaydım. Beliz'in birini daha vurmasına izin veremezdim. Kardeşim kucağımda, Beliz karşımdaydı. Melih Beliz'in başında ağlamaya başlamıştı. Onunda kardeşi gibi gördüğü kişi gözlerinin önünde ölmüştü. Hemde bunu diğer kardeşim dediği kişi yapmıştı. Bu durumu Melih'e nasıl anlatacaktım bilmiyorum ama bildiğim tek şey bir an önce anlatmam gerektiği. Afet Derin'in omzuna pansumanı yaptıktan sonra kardeşimi kucaklayıp arabaya bindirdim. Ateş siz gidin ben sonra gelirim. Ateş başını sallamakla yetinip arabaya bindi. Ardından Yekta, Andaç, Mirza bindi. Afet binmeden önce yanıma geldi. "Meriç beni kurtardığın için heleki benim yüzümden Belizi vurduğun için teşekkür ederim. Yardım edecek bir şey olursa söyle. Beliz'i her ne kadar sevmesemde üzüldüm. Olanlar için üzgünüm. Bütün bu olanlara sebep olmak istemezdim." senlik bir durum yok. Olanların hepsi onun suçuydu. Benden her şeyi gizledi. Sonucuda böyle oldu. Sen kendini suçlu hissetme. Yapacakda bir şey yok. Yanımda olman yeter. Afet ufak gülümseyip arabaya bindi. Bende arkamı dönüp eve tekrardan baktım. Artık bu ev Beliz'sizdi. Melih'in yanına gittiğimde perişan haldeydi. Melih beni görünce ayağa kalkıp "sen düşmanların yüzünden nasıl dostunu vurursun?" o bizim dostumuz değilmiş Melih. Duymadın mı sakladığı sırları. Dahası onlar artık benim düşmanım değil. Benim yıllardır aradığım ailem kardeşim dostlarım. "hadi kardeşin neyse, dostun olduğunu bilmiyor muydun Meriç? Ateş bir hata yaptı affettin. Beliz'ide affetseydin." biliyordum Melih biliyordum. Üstüme gelme. Bende üzgünüm. "sıra bana mı geldi Meriç? Yıllardır aradığın ailenden anneanneni öldürüyorsun. Yıllardır çalıştığın dostunu öldürüyorsun. Sıra bende mi haa!" Melih'in bağırmasıyla boynuna sarılıp duvara yasladım ve boynunu sıkmaya başladım. Söylediği sözler beni derinden etkilemişti ve o sinirle kendime hakim olamayıp Melih'i boğmaya  başladım. Bir kaç saniye sonra Melih'e baktığımda Melih bana direnmiyor sadece elleriyle ellerimi tutuyordu. O anda kendime gelip ellerimi Melih'in boynundan çektim. Melih eliyle boynunu tutup eğildi ve nefes alış verişleri hızlandı. Elimi sırtına koyup defalarca özür dilemeye başladım. Melih en sonunda ayağa kalktı ve yüzüme bakıp "sana ne olmuş böyle Meriç" deyip hızlıca evi terk etti. Dizlerimi Beliz'in yanına çöktüm ve sanki nefes alıyormuş gibi sohbet etmeye başladım. Keşke böyle olmasaydı. Keşke sen Melih ben hep beraber o eve gitseydik. Kafamı duvara yaslayıp öylece bir iki saat oturdum. Bir süre sonra kötü kokular gelmeye başlayınca başta nereden geldiğini anlamadım fakat sonra Beliz'den geldiğini anladım. Artık gömmemiz lazımdı. Beliz'i kucağıma aldım ve onunla sürekli gittiğimiz uçurumun kenarına yürüyerek götürmeye başladım. Her adımda birlikte yaptığımız anılar geliyordu. Yarım saat sonra kadar uçuruma varmıştım. Kollarım biraz ağrımıştı ama olsun. Beliz'i her zaman oturduğu yere yatırıp sırtımda taşıdığım kazma küreği aldım ve kazmaya başladım. Her kazmayı vuruşumda kolay kolay ağlamayan ben ağlıyordum. Bir saat sonra yer hazır olunca Beliz'e son bir kez daha baktım ve ağıdımı yaktım. Aaaaaaaaaaağğğğhhh başımı karnına koydum ve ona onu sevdiğimi söylediğim. Sanki duyuyor gibi. En son Beliz'i kucağıma alıp toprağa koydum ve üstünü kızgın kumlarla örttüm. Böyle gömmek istemezdim ama mecburdum Beliz. "buraya mı gömdün?" yerimde sıçramıştım resmen. Ateş arkamdan seslenmişti. Belkide takip etmişti. Evet. "Burası seninle en çok geldiğimiz yer. Tabi biraz değişmiş ama hala güzel." burasının benim için bir güzelliği kalmadı. Sırf Beliz seviyor diye buraya gömdüm. Seninle alakalı bir şey yok. "neden gittin be Meriç? Neden böyle diyorsun? Naptım ki ben sana?" sen benden iyi biliyorsun bence Ateş. Ateşş yakıyorsun insanı demi. "ne diyorsun Meriç gerçekten hiç bir şey anlamıyorum söylediklerinden." sen varya tam bir ikiyüzlüsün, ihanetçisin ben boşuna öldürdüm Beliz'i benim asıl öldürmem gereken sensin sen. Hala bilmiyorum ayaklarına yatıyorsun. "Meriç beni sinir etme adam akıllı söyle ondan sonra haklıysan gel öldür. Ben kimseye ihanet etmedim. İkiyüzlü falanda değilim. Neysem oyum." Ateş'in söyledikleri üzerine dayanamayıp Ateş'in yakasına yapıştım. Lan bir de utanmadan ihanet etmedim diyor. Burayı sevdiğini söylüyorsün birde utanmadan. Ateş'i ellerimle ittirip yandaki çiçeklerden bir adet çiçek kopardım ve Beliz'in mezarının üstüne koyup Ateş'e arkamı döndüm ve yürüyerek gidecekken tekrardan arkamı Ateş'e döndüm ve parmağımı sallayarak o eve senin için değil kardeşim için geliyorum. Bunuda unutma. Tam arkamı dönüyordüm ki Ateş önüme geçip kollarını açtı. "hayır bugün buradan neden benden ayrıldığını evi terk ettiğini söylemeden gidemezsin." Ateş saçmalama çocuk musun? "çocuğum bugün çocuğum. Sen de bugün çocuksun bugün ben o çocuk Ateş sende Ozan'sın ve o sırrı öğrenmeden ikimizde buradan ve çocukluktan çıkmıyoruz hadi bakalım." Ateş sözünü bitirince beni elimden tuttu ve biraz ileriye götürüp etrafımızda büyük bir ateş çemberi oluşturdu. "sen o sırrı söyleyene kadar bu çember daralmaya devam edecek ve asla dokunmayacağım. Tercih senin." Ateş saçmalama söndür şunu. "bekliyorum." Ateş'e ne kadar söylesemde ateşi söndürmedi ve ateş gittikçe daralıyordu. En sonunda dayanamayıp neden evi terk ettiğimi anlatmaya başladım.

Yekta'nın ağzından

Derin daha iyi misin? "iyiyim teşekkür ederim" çok korkuttun beni yani bizi. "en son Meriç Beliz'i vurmuştu. Ondan sonrası yok bende. Neler oldu?" pek bir şey olmadı. İşte seni buraya getirdik. Meriç şuanlık orada o sonradan gelecekmiş. Böyle yani. Kapı aniden açıldı ve içeriye heyecanlı bir şekilde Mirza girdi. "Deriin nasılsın iyi misin? Bir yerinde ağrı var mı?" "var Mirza sen içeriye girdiğinden beri başımda ağrı var. Bir sakin ol iyiyim ben." "canın bir şey istiyor mu? İstiyorsa yapabilirim bak. Bilirsin el lezzetim iyidir." "teşekkürler Mirza'cığım. Çok iyiyim." Afet gözleri kırmızı kırmızı içeriye girdi. "Derin iyi misin canım?" "ben iyiyim de asıl sen nasılsın? Gözlerin kıpkırmızı olmuş." "ben Beliz'in ölümünden beri iyi değilim. Sanki benim yüzümden öldü gibi hissediyorum." hep bir ağızdan Afet'e teselli vermeye başladık. Olanların gerçekten onunla bir alakası yoktu. Hepsi Beliz'in suçuydu. Afet orada olmasa bile bence bu başına gelebilecek bir olaydı. Afet verdiğimiz teselliler ile azda olsa rahatlamıştı. Derin bana bakarak "Ateş nerede?" diye sordu. Bende Meriç'in yanına gittiğini söyleyince yüzü biraz değişmişti. Onun için kolay değildi. Yıllar sonra öldü sandığı kardeşini bulmuştu.

Ateş'in ağzından

Bir kaç saniyelik aramızda oluşan sessizlikten sonra Meriç sessizliği bozdu. Eee Meriç pardon Ozan. Anlatmayacak mısın artık. Çember yaklaşmaya başlıyor. "bir gün buraya gelmek için hazırlandım çünkü senin burada olduğunu biliyordum. Babandan sinemaya gitmek için bin minnetle izin almıştım. Hazırlanıp geldim. Fakat yanına gelmedim çünkü karşında benim küçüklük aşkım Ceyda vardı. Bir iki dakika durup sizi izleyip dinlemek istedim. Sesiniz gelmiyordu diye tam yanınıza geliyordum ki kardeşim dediğim kişiyle sevdiğim kadın birbirini öpüyordu." bu mu. Bu muydu ha gitme nedenin? Lan sen benim böyle bir şey yapacağıma nasıl inanırsın gerizakalı. Niye sormadın lan bana? O gün ben Ceyda'yı değil Ceyda beni öptü. Hemde zorla. Ben sadece onu uyarmaya geldim. İhanetlerini gördüğüm, seni sadece küçük bir çocuk olarak gördüğü, seni oyaladığı için uyardım. "sadece bu değil Ateş, sadece bu değil. Ben sana soracaktım. Sizi öyle gördükten sonra koşarak eve gittim. Odama geçip kendi kendimi yedim ve bir süre sonrada uyudum. Yarın oldu. Kalktım evde seni aradım fakat göremedim seni. Laboratuvara gittim. Sen oradaydın. Babanla konuşuyordun. Daha doğrusu babana beni kötülüyordun. Beni dost, arkadaş olarak görmediğini aslında benden nefret ettiğini söylüyordun." yine bir yanlış anlaşılma olmuş. Bak tamam bu konuda haklısın. "öbür konuda haksız mıyım lan it. Şu ateşide söndür yanacam gerizakalı. Sana bir şey olmuyor diye."  Ya tamam o konudada haklısın ama onda benim suçum yoktu valla. Diğer konuya gelirsek ben o sözleri babam seni kötü görürse artık belki beni sever. Bizi ayırmaz diye söyledim ama olmadı. Sen gittikten sonra da nefret etti benden. Sende biliyorsun babamın bana neler yaşattığını. "yalan söylüyorsun Ateş. Biri neden babası onu sevsin diye dostunu kötülesin ki." Ya küçüktüm o zaman. Hem anlattım ya niye yaptığımı. Hem bu yapılmaz ama bu şeyler için ev, dostun terk edilir. "öpme olayı neyse o zaman küçüklük aşkıydı saçma sapan bir şeydi ama o duyduklarım çok dokunmuştu be. Beraber büyüdüğüm dostum benden nefret ediyor sandım." yemin ederim anlattıklarımın hepsi doğru Meriç. Ne sana bir kız için ihanet ettim. Ne de senden nefret ettim. Sen gittikten sonra bittim tükendim oğlum ben ya. Peki sen? "ben sana çok sinirlendim. Her geçen gün senin gibi nefret etmeye çalıştım. Senden intikam almak istedim sonra. Önce beni tanımaman için yüzümü değiltirmem lazımdı. Beliz'i buldum. Onun sayesinde yüzümde ufak tefek değişiklikler yaptık. Biraz büyümeye başlayıncada zaten tanınmaz oldum. Sonrasında zaten Ozan'dan Meriç'e terfi ettim. Sonrada intikama başladık. Lan oğlum söndürsene artık ateşi yanıcam ya."  ateşi söndürüp doğru Meriç'e sarıldım. Meriç biraz öylece bekledi ve sonra o da sarılmama karşılık verdi. Yarım yamalak da olsa iki eski dost yarımları tamamlamış yanlışları yanlışları düzeltmişti. Eski dostlar hala yarım kalan anıları düzeltmeye devam edecekdi...






°°°

Bölümü nasıl buldunuz?

En sevdiğiniz ve sevmediğiniz yer neresi?

NESİL DENEYLERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin