"Sen ve ben hakkında." Heyecandan ölücektim.
"Konuşalım, Tom." Yanına gidip yatağına oturdum.
"Senin benden hoşlandığını biliyorum ama ben Vanessa ile çıkıyorum. Seninle çok yan yana olmamı istemiyor. Seni o çocuktan kurtarmamın sebebi Bill için değerli olman. Kısacası artık evden gitmen lazım. Vanessa için."
"Şaka mı yapıyorsun?" dedim tek kaşımı kaldırarak.
"Şaka yapıyor gibi mi duruyorum?"
"Gerçekten beni sevdiğin için kurtarmadın mı ordan? Gerçekten senin için hiçbir şey ifade etmiyor muyum? Benimle neden eğleniyorsun." dedim ve Tom'un son kez gözlerine bakarak kapıya doğru gittim.
"Tamam tamam sadece şaka yapmıştım. Sinirlendiğini görmek hoşuma gidiyor." Tom'a doğru döndüm ve dediği şeye iğrenerek cevap verdim.
"Bir daha bana bulaşma, Kaulitz. Git o kız arkadaşlarında oyna. Seni görmek midemi bulandırıyor." Biraz fazla garip ve belki kötü davranmış olabilirim ama gerçekten ne kadar farketmesede duygularımı teker teker öldürüyor.
"Olivia. Gerçekten şaka yaptım."
"Umrumda değil." dedim ve lavaboya doğru gittim.
"Dinle beni." dedi ve beni duvar ile arasına aldı. Ne yaptığını anlayamıyordum ama onun yüzüne her baktığımda ona daha çok aşık oluyor gibi hissediyordum. Evet ona gerçekten aşıktım ama o bana gerçek aşkı verebilecek, beni mutlu edecek kişi değildi.
"Lütfen git."
"Olivia. Çok güzelsin."
"Sana inanmıyorum."
"Abla ne oluyor." Felix gelmişti. Tom hemen önümden çekilip lavaboya girmişti.
"Biz konuşuyorduk sadece."
"Neden ağlıyorsun abla."
"Ağlamıyorum ben saçmalama. Hem bizim eşyalarımızı toplamamız lazım. Hadi eşyalarımızı toplayalım, Felix."
"Abla ben burda kalmak istiyorum."
"Hadi."
"Peki." Ben tam Bill'in odasına girecekken Bill kolumu tuttu.
"Anlat her şeyi."
"Senin o bozuk, kendini beğenmiş kardeşin varya, ben onun-"
"Tamam, tamam. Haklısın. O kötü biri. Yani sana uygun değil."
"Kimseye uygun değil, kimseye." dedim ve odaya gittim. Ne varsa topladım.
"Sen mükemmel bir insansın Bill. Kardeşin gibi değilsin. Ama ben Tom ile aynı evde kalamam."
"Anlıyorum. Bir şey olursa ara beni."
"Sen de beni ara. Her zaman yanında olucam." dedim ve Felix'e bakmaya gittim. Felix, Tom ile oturup sohbet ediyordu.
"Hadi."
"Tom abi benim eşyalarımı toplamaya yardım etti."
"Bir insanlık yapmış sonunda." dedim ve Felix'i alıp evden çıktım.
"Abla annemler nerde?"
"Dayımlardaymış."
"Neden ki?"
"Dayım biraz hasta olmuş o yüzden."
"Geçmiş olsun diye arayalım."
"Onlar çok müsait değillerdir, tatlım."
"Peki abla." Yürümeye devam ettik. En son eve geldiğimizde anahtarı alıp kapıyı açtım. Felix içeri girip ayakkabılarını çıkardı ve hemen odasına çıktı. Bende kapıyı kitledim ve odama çıktım. Tam odama girecektim ki vazgeçtim. Biraz dertleşmek için Felix'in odasına girdim.
"Konuşmak ister misin?"
"Ne hakkında?"
"Sen ne istersen?"
"Olur." dedi ve yatağına oturdu. Bende gidip yanına oturdum ve konuşmaya başladık.
"Bence Tom senden hoşlanıyor."
"Tom normal biri değil. Bütün kızlarla eğleniyor sadece."
"Ben onla konuştum abla. Bana hep senin hakkında sorular sordu."
"Neden sordu peki?"
"Bence senden hoşlanıyor ama aşka inanmıyor."
"Nasıl yani?"
"Ailesi ile alakalı bir sorun olabilir. Ya da geçmişte yaşadığı ilişkilerden kaynaklı güven sorunu olabilir. Gerçek aşka inanmıyordur belki."
"Sence yakışıyor muyuz?"
"Evet. Hem de çok."
"Ama asla olamayız."
"Yeter abla, yeter. Ben gidip konuşucam."
"Saçmalama."
"Yarın gidip konuşucam."
"Ne yaparsan yap, Felix."
"Bende seni çok seviyorum abla." Gülümsedim ve odasından çıktım. Yavaş yavaş odama gittim. Tom'un beni duvarla arasına aldığı anı düşündüm. Keşke duygularımız karşılıklı olsaydı. Dudaklarına yapışmak istiyordum. Ama tabikide olmaz. Zaten o istese direkt öperdi beni. Ama bana gerek yok ki zaten elini sallasa ellisi. Bulurdu bir tane kız. Birlikte vakit geçirirlerdi bir gün sonra o kızıda bırakırdı.
"En iyisi ben banyoya girip uyuyayım."
Havlumu alıp banyoya gittim. Suyu ayarlayıp küvete su doldurmaya başladım. Bir yandan tüm kıyafetlerimi çıkarıp küvete oturdum. Bütün vücudum yavaş yavaş gevşiyordu. Uykum o kadar çok gelmişti ki. Biraz uyusam ne olur? Hem 15 dakika kestiririm sadece.
——————-
"OLIVIA UYAN!" Duyduğum sesle yavaş yavaş gözlerimi açtım.
"Oh sonunda uyandın."
"Ne oldu ki?"
"Küvette uyuyakalmışsın, abla." Etrafıma baktığımda sadece 15 dakika değil yaklaşık 4 saat uyumuşum. Saat sabah 05.12 olmuştu. Hemen ayağa kalktım. Bill ve Felix gözlerini kapattı fakat kapıda Tom'da duruyordu. Tom bana sırıtarak yaklaştı ve havluyu uzattı. Hemen havluyu alıp vücuduma sardım.
"Açabilirsiniz gözlerinizi." Bunu duyunca ikiside gözlerini açtı.
"Çekilinde odama gidip giyiniyim."
"Biz salonda bekliyoruz." Kafamı salladım ve odama gittim. İç çamaşırlarımı giydim. Üstüme kısa kollu bir tişört altıma da şort giydim. Kafamdaki havluyu yatağımın üstüne bıraktım. Saçlarımdan damlayan su tanelerini umursamadan salona indim.
"Geldiğiniz için teşekkürler."
"İyisin değil mi?"
"Yani, iyi gibiyim."
"Biz gidelim artık."
"Her şey için tekrar teşekkürler."
"Rica ederiz. Bir şey olduğunda istediğin zaman haber verebilirsin."
"Siz de." Yavaşça kapıya doğru ilerlediler.
"Olivia. Tekrar özür dilerim. Böyle üzülmeni istemiyorum." dedi Tom.
"Tamam. Sıkıntı yok. Ama lütfen şaka yapma bana artık yeter."
"Tamam, yapmam." dedi ve güldü. Bende aynı şekilde gülümsedim.
Onlar evlerine gittiklerinde bende kahvaltı hazırladım kendime. Saat 05.30'du ve artık uyuyamazdım zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pale Moonlight -Tom Kaulitz
Random"Sadece şaka yapmıştım. Sinirlendiğini görmek hoşuma gidiyor." "Bir daha bana bulaşma, Kaulitz. Karşıma bile çıkma. Seni görmek midemi bulandırıyor."